EŞLERDEN BİRİNİN ÖLÜMÜ SONRASI MİRAS VE MAL REJİMİNİN TASFİYESİ NASIL OLMALIDIR ?

1.Genel Olarak

Eşlerden birisi öldüğünde hayatta kalan eş bir taraftan ölen eşinin mirasçısı olurken, bir taraftan da evlilik birliği esnasında hayatta olan eşiyle birlikte edindiği mallara katkısı nedeniyle evlilik esnasında edinilmiş mallar üzerinde hak sahibi olmaktadır.   Diğer taraftan hayatta kalan eşin kullandığı ve ölen eşin mülkiyetinde olan aile konutu üzerinde de hayatta kalan eşin oturmayı istemesi veya mülkiyetinin kendisine devrini istemesi durumunda diğer mirasçılara karşı ileri sürebileceği bazı hakları vardır.  Aşağıda bu konular kısaca incelenmiş olup, ölüme bağlı tasarruflar olarak adlandırılan, vasiyetname, miras sözleşmeleri, mirasçılıktan çıkarma, mirasçı atama gibi tasarruflar bu çalışmanın dışında tutulmuştur. 

2.Eşin Mirasçılığı

Hukukumuzda miras payı belirlenirken zümre sistemi dikkate alınmaktadır.  Zümre denince, bundan bir kimse ile birlikte ondan türeyen kimselerin tümü anlaşılır.  Böyle bakıldığında miras bırakanın altsoyu birinci zümre, miras bırakanın ana ve babası ile kardeşleri kardeş çocukları kardeş torunları ikinci zümre, miras bırakanın büyük ana ve babaları ile onların alt soyları üçüncü zümredir.  Yasal mirasçı olmak için zümreye dahil olmak gerekir ve bir önceki zümrede mirasçı bulunması, bir sonraki zümrenin mirasçılığını engeller.

Zümre sisteminde eşin özel bir yeri vardır. Eş zümre mirasçısı olmamasına rağmen, her zümre ile birlikte yasal mirasçı olur.   Eş birinci zümre ile mirasçı olduğunda payı 1/4,  ikinci zümre ile mirasçı olduğunda payı  1/2,  üçüncü zümre ile mirasçı ise payı  3/4,   bir, iki ve üçüncü zümrelerde mirasçı yoksa miras payı mirasın tamamıdır.   Boşanmış eş boşanma kararı kesinleştikten sonra yasal mirasçı olamaz.  

3.Eşin Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak Hakkı

Eşler evlenmeden önce veya sonra mal rejimine ilişkin bir sözleşme akdetmedikleri takdirde sağ kalan eşin mallar üzerindeki hakları yasal mal rejimine göre tespit edilir.  Medeni Kanun 202/1 uyarınca   01.01.2002 tarihinden geçerli olmak üzere yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. Bu tarihten önceki dönemde yasal mal rejimi mal ayrılığı rejimidir. Medeni Kanun’da mal ayrılığı, paylaşımlı mal ayrılığı ve mal ortaklığı rejimi de belirlenmiş olup, eşler bu mal rejimlerini de noterden yapacakları sözleşme ile seçebilirler. Mal rejimi eşlerden birisinin ölümü, sözleşme ile farklı bir mal rejiminin seçilmesi veya boşanma/ayrılık davası açılması durumunda sona erer.

Sözleşme olmaksızın kabul edilen “edinilmiş mallara katılma rejiminde”, mallar evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallar ve kişisel mallar olarak sınıflanmaktadır.  Kişisel mallar eşlerden birisinin evlilik öncesi sahip olduğu mallar, manevi tazminat alacakları, eşe miras yoluyla kalan mallar, bağışlar, eşlerden birinin sadece kişisel kullanımına ait mallardır. Açılacak davalarda eşler kişisel malların kendisine ait olduğunu ispatla mükelleftir.   Kişisel mallar ölüm veya boşanma durumunda malların tasfiyesinde, ilgili eşe bırakılacaktır.  Edinilmiş mallar ise her eşin mal rejiminin devamı süresince elde ettiği malvarlığı değerleridir. Çalışmanın karşılığı olan kazanımlar, SGK ödemeleri, OYAK, kişisel mallarının gelirleri, çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar bu kapsamdadır. 

Eşlerden birisi öldüğünde ölen eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktar artık değer olarak ifade edilmektedir.  Hayatta kalan eş diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olmaktadır ve bu hakkı katılma alacağı olarak ifade edilmektedir. Örneğin ölen eşin edinilmiş mallarının artık değeri 200.000 TL ise sağ kalan eşin katılma alacağı 100.000 TL olacaktır.

Bir malvarlığı unsurundaki değer artışı, başlangıç değeri(edinim) ile sona erme (tasfiye) değeri arasındaki farktan ibarettir. Eşler diğer eşin kişisel malvarlığına yaptıkları katkı oranında değer artışı üzerinde alacak hakkına sahip olur ve bu hak değer artış payı alacağı olarak ifade edilir. Eşlerden birisi diğerinin edinmiş olduğu malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunmuşsa, bu mal üzerinde tasfiye anında oluşan değer artışına katkısı oranında alacak hakkına sahip olur.  Örneğin tasfiye anında 800.000 TL olan ve ölen eşe annesinden miras kalan ve miras kaldığı dönemde 500.000 TL olan bir dairenin iyileştirilmesi için 100.000 TL kişisel malvarlığından katkıda bulunan sağ kalan eş (500.000+100.000=600.000) dairenin 1/6 oranında katkıda bulunduğundan, satışta 800.00-600.00= 200.000 TL değerinin(satışta oluşan ilave değerin)  1/6’sı oranına hak kazanacaktır.  Bu miktar 33.300 TL olacak ve başlangıçta ödediği 100.000 TL tutar ile birlikte 133.300 TL alacak hakkına değer artış payı alacağına hak kazanacaktır.

Eşlerden birisi öldüğü takdirde diğer eş ölen eşin bulunduğu yerdeki aile mahkemesine başvuruda bulunarak mal rejiminin tasfiyesini isteyebilir. Tasfiye davasında zamanaşımı ölüm, boşanma vb. tarihten itibaren on yıldır.

4.Sağ Kalan Eşin Aile Konutu Üzerindeki Hakkı

Edinilmiş mallara katılma rejiminde veya farklı bir anlatımla yasal mal rejiminde sağ kalan eş eski yaşantısına devam edebilmek için, ölen eşine ait olup, birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisinin katılma alacağından mahsup edilmek üzere, yetmez ise bedelini ödeyerek intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir.  Konutun elden çıkmaması ya da yok olmaması gerekmektedir. Benzer şekilde sağ kalan eş konut ve ev eşyasının mülkiyetinin kendisine verilmesini de talep edebilir.

5.Ölüm Sonrası Sağ Kalan Eşin Miras Hissesi, Katılma Alacağı ve Değer Artış Payı Nasıl Belirlenecektir ?

Yargıtayın istikrar içeren kararları kapsamında eşlerden birisi öldüğünde sağ kalan eşin öncelikle katılma alacağı ve değer artış payı belirlenerek bu miktar terekeye ait borç kabul edilecek, mirasçıların mirası paylaşmasından önce bu borç ödenecek, ödeme yapıldıktan sonra kalan miktar mirasçılar arasında miras payları oranında paylaştırılacaktır.   Öyleyse ölüm sonrası sağ kalan eş kişisel malvarlıklarını alacak, sonrasında mal rejimi tasfiye edilecek, tasfiye esnasında katılma alacağı ve değer artış payları belirlenecek, tespit edilen miktar terekeden düşülecek ve kalan miktar mirasçılar arasında miras payları oranında paylaştırılacaktır.  Sağ kalan eş, aile konutunu ve eşyaları kullanmak istiyorsa  bu talebi de karşılanacak eğer tasfiye sonrası  belirlenen katılma alacağı ve değer artış payı  miras hissesiyle birlikte konutun değerini karşılıyorsa konutun kendisine verilmesini talep edebilecektir. 

Av.Meryem KILIÇ

Av.Yalçın TORUN 

Tel:0312 432 56 78 – 0505 621 99 92