ICSID Yargılaması

Türkiye’de Yabancı Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümünde Tahkim Yolunun Tarihi Gelişimi

Tahkim, yabancı yatırımcı ile devlet arasında meydana gelebilecek uyuşmazlıkların devlet yargısı dışında, kendine özgü usul kuralları çerçevesinde, hakem veya hakem kurulu adı verilen kişilerce çözülmesini içeren yargılama şeklidir. Tahkim yargılamasını yabancı yatırım uyuşmazlıklarında çekici kılan unsur, ev sahibi devlet mahkemelerinde uyuşmazlığın çözülmesi durumunda, bu mahkemelerin yabancı yatırımcıya karşı bağımsız ve tarafsız olamayabileceği konusundaki haklı endişedir. Bu sebeple yabancı yatırımcıya tahkime başvurabilme hakkının tanınması, yabancı yatırımların teşviki bakımından büyük önem arz etmektedir. Zira yabancı yatırımcının, ülkedeki yerleşik kişilerle eşit muameleye tabi tutulacağını bildiği ve bir uyuşmazlık durumunda, uyuşmazlığın tarafsız bir tahkim heyeti önünde çözüme kavuşturulması hakkına sahip olabildiği devletlerde ve şartlarda yatırımlar yapmak istemelerini, doğal olarak mülkiyet haklarının korunması ve yatırımlarını garanti etme isteklerinin bir uzantısı olarak görmek gerekecektir.

Son kırk yıl içinde küresel ölçekte ticaret hacminin ve doğrudan yabancı yatırımların önemli oranlarda artış göstermesi, Türkiye’nin de kendisini değişen bu ticaret ve yatırım ortamına uyum sağlamak bakımından uluslararası alanda hukuki çerçeve bakımından gerekli tedbirleri almaya zorlamıştır.

Türkiye 1980’lerden çok daha önce tahkim konusunda, 1958 tarihli Yabancı Hakem Kararların Tanınması ve Tenfizi Hakkındaki New York Sözleşmesi ile 1961 tarihli Milletlerarası Ticari Hakemlik konusundaki Cenevre Sözleşmelerini 1991 yılında onaylamıştır. Daha sonra Türkiye, 1988 yılında 1965 tarihli Devletler ve Diğer Devletlerin Vatandaşları Arasındaki Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Hakkında Sözleşmeye (Washington Konvansiyonu) (ICSID) taraf olmuş, ardından bu sözleşme onay sürecinden geçerek 7 Ekim 1988 tarihli ve 88/13325 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile iç hukuka dahil olmuştur.

Türkiye sözleşmeye; 1) Taşınmaz mallar üzerindeki mülkiyet ve ayni haklarla ilgili uyuşmazlıkların ICSID yargılama yetkisi dışında olduğuna ilişkin çekince ve 2) Sözleşmenin 64.maddesinde yer alan ve sözleşmenin yorumundan veya uygulanmasından doğan ve görüşmelerle çözüme kavuşturulamayan uyuşmazlıkların Uluslararası Adalet Divanına götürülebilmesinin önünü açan hükmün aleyhine olmak üzere iki ayrı çekince koyarak sözleşmeyi onaylamıştır.

Ancak, bu anlaşmalara rağmen, Türkiye’de uluslararası tahkim yargılamasının uygulamaya geçebilmesi için iç hukuktaki hukuki engellerin de kaldırılmasıyla sonuçlanan bir sürecin geçmesi gerekmiştir.

Bu bağlamda, 1999 yılında yapılan bir değişiklikle Türk Anayasanın 47.maddesine eklenen 4.fıkradaki  “Devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzel kişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği kanunla belirlenir.” hükmü gereğince, ilk defa olarak kamu hizmetlerinin bir kısmının özel hukuk sözleşmeleri ile gördürebilmenin yolu açılmıştır. Bu değişiklikle eş zamanlı olarak Anayasanın 125.maddesine eklenen (Anayasa Madde 125 – İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. (Ek hüküm: 13/8/1999-4446/2 md.) Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya milletler arası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletler arası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir.) hükmünü birlikte değerlendirdiğimizde;  Türk hukukunda artık Devletin taraf olduğu özel hukuk sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların tahkim yolu ile çözülmesi sağlanarak uluslararası yatırımın ve uluslararası ticaretin önündeki engellerin kaldırıldığını söylemek mümkündür.

Tahkimin uygulanması konusundaki anayasal engellerin kaldırılmasından sonra sırasıyla ,

  • Tahkim şartı veya tahkim sözleşmesinde; tahkim yoluyla çözülecek uyuşmazlıklar, uygulanması istenilen tahkim kuralları, tahkim yeri, hakem ya da hakem kurulunun seçimi ve sayısı, nitelikleri, hakem kurulunun yetkisi hakem kurulunun yargılama usulü, yargılamada kullanılacak dil, uyuşmazlığın esasına uygulanacak maddi hukukun seçimi, tarafların delil ikamesi, bilirkişilerin seçimi, uyuşmazlığın diğer tarafa ne şekilde bildirileceği, bildirim süresi, tahkim süresi, hakem kurulunun delil toplama yetkisi ve usulü, hakem ücreti, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve benzeri konuların ayrıntılı biçimde düzenlenmesini öngören 21 Ocak 2000 tarihi 4501 sayılı Kamu Hizmetleri ile İlgili İmtiyaz Şartlaşma ve Sözleşmelerinden Doğan Uyuşmazlıklarda Tahkim Yoluna Başvurulması Halinde Uyulması Gereken İlkelere Dair Kanun,
  • Tahkim yeri olarak Türkiye seçildiği ve uyuşmazlık yabancılık unsur taşıdığı durumlarda uygulanmak üzere 21 Haziran 2001 tarihli 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu,
  • Uyuşmazlıkların çözümü alt başlığının altında 3/e maddesinde yer alan, “Özel hukuka tabi olan yatırım sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü ile yabancı yatırımcıların idare ile yaptıkları kamu hizmeti imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden kaynaklanan yatırım uyuşmazlıklarının çözümlenmesi için; görevli ve yetkili mahkemelerin yanı sıra, ilgili mevzuaatta yer alan koşulların oluşması ve tarafların anlaşması kaydıyla, milli veya milletlerarası tahkim ya da diğer uyuşmazlık çözüm yollarına başvuralabilinir” hükmüyle, uyuşmazlıkların çözümünde Türk mahkemelerine veya tahkime yahut alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvurabilme tercihini taraf iradelerine bırakan 17 Haziran 2003 tarihli 4875 Sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu,
  • Yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı 27 Kasım 2007 tarihli ve 718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun,
  • Yabancılık unsur taşımayan ve tahkim yeri Türkiye seçildiği durumlarda ilgili hükümleri uygulanmak üzere 12.1.2011 tarihli 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu,
  • İstanbul Tahkim Merkezinin (ISTAC) kurulması ve bu merkezin teşkilat ve faaliyetlerine ilişkin usul ve esasları düzenleyen 20 Kasım 2014 tarihli ve 6570 sayılı İstanbul Tahkim Merkezi Kanunu yürürlüğe girmiştir.

Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözüm Merkezi (ICSID)

(ICSID-International Center for the Settlement of Investment Disputes)

ICSID; 1965 tarihli Devletler ve Diğer Devletlerin Vatandaşları Arasındaki Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Hakkında Sözleşme ile devletler ve diğer devlet vatandaşları arasında meydana gelen yatırım uyuşmazlıklarının çözümü için Dünya Bankası bünyesinde ABD-Washington’da kurulmuş bir merkezdir.

Merkezde Uyuşmazlıklar tarafların talebine bağlı olarak Arabuluculuk (Concilation) veya Tahkim (Arbitration) yöntemiyle çözülmektedir.

ICSID bünyesinde; İdari Konsey, Sekretarya, arabulucular paneli ve hakemler paneli bulunmaktadır.

İdari Konsey, ICSID’in en üst idari karar alma organı olup, sözleşmeye taraf devletlerin gönderdiği temsilcilerden oluşmaktadır. Bütçeleme, usul kurallarını onaylama, tahkim başvuru prosedürünü onaylama, genel sekreteri seçme gibi önem arz eden görevleri yerine getirir. Dünya Bankası Başkanı aynı zamanda İdari Konseyin de başkanıdır.

Genel Sekreter ve yardımcıları, İdari Konsey tarafından en çok altı yıllık süre için seçilir. Genel Sekreter, merkezin sevk ve idaresinden sorumlu olup, merkezin yasal temsilciliği görevini yürütür.

Arabulucular ve hakemler paneli taraf devletlerin her birinin her panel için atadığı dörder kişiden oluşur. İdari Konsey Başkanı da her bir panele farklı ülke vatandaşlarından onar kişi atayabilir. Uyuşmazlıkların çözümü paneller tarafından yapılmaktadır. Bu sebeple panellerde, ancak yüksek ahlak sahibi, hukuk, ticaret, sanayi ve maliye konularında uzman ve bağımsız olacakları konusunda güvenilir sayılan kişiler görevlendirilebilir. ICSID paneller aracılığıyla taraflara, hakemlerini veya arabulucularını belirleme imkânı vermekte, fakat ICSID’in kendisi arabulucu veya hakem gibi çözüme bizzat katılmamaktadır.

Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıklarının ICSID Önüne Götürülmesi İçin Gereken Şartlar

1. Uyuşmazlık doğrudan doğruya uluslararası bir yatırımdan kaynaklanmalıdır.

2. Uyuşmazlığın taraflarının mensup olduğu devletler ICSID Sözleşmesinin tarafı olmalıdır. Yatırımcı, mutlaka bir başka akit devlet vatandaşı olmalıdır

3. Uyuşmazlığın tarafları, başlangıçta aralarındaki yaptıkları yatırım sözleşmelerindeki tahkim şartı (kloz) veya ayrıca yapılabilecek tahkim sözleşmeleri ile ICSID’in yargılama yetkisini açıkça kabul etmelidir. Bu yetki uyuşmazlık çıktıktan sonra dahi rıza beyanları ile taraflarca tanınabilir. Yargılama Yetkisinin kabul edildiğine ilişkin rıza her durumda yazılı olarak bildirilmelidir. Rızaların sunulmasından sonra hiçbir taraf tek yanlı olarak rızalarını geri alamazlar.

ICSID Yargılama Usul Kuralları

Tahkim Başvuru Talebi ve Başvurunun Kaydı

1. Uyuşmazlığın çözümünde tahkim yoluna başvuran taraf tahkim talebini ICSID Genel Sekreterliğine yazılı olarak bildirir. Genel Sekreterlik talebin bir örneğini diğer tarafa iletir.

2. Genel Sekreter, tarafların kimlik bilgilerini, uyuşmazlık konularını, tahkime ilişkin rızalarını ihtiva eden belgeleri sunmasından sonra, başvurunun ICSID yargı yetkisi içerisinde olup olmadığını değerlendirir.

3. Genel Sekreter, talep ICSID yargılama yetkisinde ise talebi kaydederek durum taraflara tebliğ eder. Yargılama Yetkisi dışındaki başvurular kaydedilmez.

Hakem Heyetinin Teşkili

1. Heyet bir hakemden veya tek sayıda belirlenecek birden fazla hakemden oluşabilir. Hakem sayısı ve hakemlerin kimlerden oluşacağı tarafların anlaşması ile belirlenir. Belirlenecek hakemler ICSID Paneli dışında da olabilir.

2. Taraflar arasında hakem belirlenmesi konusunda anlaşmazlık çıkarsa heyet, taraflarca ayrı ayrı atanan birer hakem ve tarafların ortak atayacağı heyetin başkanlığını yapacak bir hakemden olmak üzere toplam üç hakemden oluşacaktır.

3. Müracaatın karşı tarafa gönderilmesinden itibaren taraflar yukarıdaki şekilde bir heyet oluşturamazsa, ICSID merkezi İdari Konsey Başkanı taraflardan birinin talebi ile diğer tarafa da danışarak atanmayan hakem veya hakemleri atayacaktır. Başkan tarafından atanan hakemler, uyuşmazlığa taraf olan kişi ya da devletle aynı vatandaşlığa sahip olmayacaktır.

Heyetin Verebileceği Kararlar

1. Heyetlerin karar vermek için iki usulü vardır. Ya bütün üyelerin mevcudiyetinde toplanarak, ya da üyelere ayrı ayrı danışılarak karar verilecektir.

2. Hakem heyeti sorunlara üye çoğunluğu ile karar verir. Mutlak çoğunluk sağlanmalıdır. Çoğunluğa ulaşılamazsa heyet çalışmalarına devam eder.

3. Delillerin ikamesi safhasının sona ermesinden itibaren başlayacak 120 gün içerisinde heyet nihai kararı verir. Verilen karar yazılı olmalı ve oy veren tüm üyeler tarafından imzalanmalıdır.

4. Nihai kararların geçerliliği için yazılı ve İmzalı olması gerekir. Nihai kararlar ayrıntılı ve gerekçeli olmalıdır. Kararlar tarafların rızası olmadan yayınlanamaz.

5. Nitelik bakımından farklılık gösteren, Heyetin davadan el çekmesini gerektiren nihai kararlar dışında diğer kararlar veya ihtiyati tedbirlere de hükmedilebilir.

ICSID Tahkiminde Yargılamanın Sona Ermesi

1. Uyusmazlığın esasına iliskin hakem heyetinin nihai bir karar vermesi

2. Tarafların sulh olması sebebiyle davanın düşmesi,

3. Bir Tarafın davanın düşürülmesini talep etmesi üzerine, diğer tarafın zımni veya açık rıza beyanı

4. Tarafların davayı takipten vazgeçmeleri

ICSID Hakkındaki Uluslararası Haberler
(International News About ICSID)

→ Angola ICSID Konvansiyonunu onayladı (Haberin Devamı için Tıklayınız-İng)

→ ICSID, Yatırımcı-Devlet Uyuşmazlıklarının Çözümünde sürekli talep görüyor (Haberin Devamı için Tıklayınız-İng)

→ Bayındır İnşaat Pakistan’daki yatırımlar için ICSID’e başvurdu (Haberin Devamı için Tıklayınız-İng)

→ FETÖ’nün Cihan Medya’nın mal varlıklarını geri almak için açtığı dava ICSID tarafından reddedildi (Haberin Devamı için Tıklayınız-Tur)

ICSID Tahkimi Konusundaki Yayınlarımız

.

ICSID Tahkim Heyeti Yargılama Süreci

ICSID  Tahkiminde Görülen Türk Yatırımcılarla Yabancı Devletler  Arasındaki Uyuşmazlıklar

ICSID  Tahkiminde Görülen Yabancı Yatırımcılarla Türkiye Arasındaki Uyuşmazlıklar

ICSID Hakem Kararlarına Karşı Hukuki Çareler

(Makale Enerji Hukuku Dergisinde Yayınlanmıştır: Cilt: 1, Sayı:2 -Temmuz 2012,  Sayfa: 269-278 )

Av.Yalçın TORUN

Özet

Dünya Bankası 1965 yılında Milletlerarası Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümü Merkezi (bundan sonra ICSID (İnternational Center For The Settlement of Investmen Disputes) olarak ifade edilecektir) Dünya Bankası tarafından milletlerarası sözleşme ile kurulmuştur. Bu sözleşme, “Devletler ve Diğer Devletlerin Vatandaşları Arasında Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümü Hakkında Sözleşme”dir. Sözleşme kısaca “ICSID Sözleşmesi” veya “Washington Sözleşmesi” olarak da bilinir. Türkiye bu sözleşmeye 1988 yılında taraf olmuştur. ICSID Sözleşmesi ile kurulan Merkezin görevi, yeni bir uzlaştırma ve tahkim sistemi ile yatırımı kabul eden devlet ve yabancı yatırımcı arasındaki uyuşmazlıkların çözümünü sağlamaktır. Sistemin kurulmasında asıl hedef güven ortamı oluşturarak milletlerarası sermaye akışını temin etmektir. Yabancı yatırımcı, yatırımı kabul eden devlet ile arasında bir uyuşmazlık çıktığında siyasi risklerden uzak hukuki sonuç doğuracak bir karar elde edebilme sürecine sahip olmak, bu süreç sonunda hukuki kararı elde edebilmek ve netice olarak bu kararı uygulayabilmek istemektedir. Hukuki bir karar elde edebilme sürecine sahip olma ve kararı elde edebilme olanağını bağımsız ve tarafsız bir yargılama süreci sağlayacaktır. Bahsedilen bağımsız ve tarafsız yargılama süreci kurumsal olarak merkez tarafından yerine getirilmektedir. Karaların uygulanabilir olması hususu ise Merkez dışında, Sözleşme taraflarınca sağlanacaktır. Çünkü Sözleşmeye taraf olan devletler, ICSID Sözleşmesinin 53’üncü maddesinde mevcut “kararın taraflar için bağlayıcı olacağını, daha üst bir makama götürülmeyeceğini, tarafların kararın yürütülmesi durdurulmadıkça karara uyacaklarını” hususunu açıkça kabul etmiş olmaktadırlar. Bu sözleşme sayesinde uyuşmazlık, tarafsızlığından şüphe duyulacak ilgili devlet mahkemesinin dışında, yeterli uzmanlığa sahip olan ICSID Tahkim heyetlerince daha kısa sürede çözülecek ve ulaşılan karar, aleyhine karar çıkana devletin diplomatik koruma himayesinde olmayarak doğrudan uygulanabilecektir. Kararların diplomatik korumadan uzak, ulusal mahkemelerin süzgecinden geçmeden doğrudan uygulanabilir olması karşısında, ICSID Tahkim heyetlerince verilen bir karara karşı hangi hukuki çarelere başvurulabileceği hususu önem kazanmaktadır. Aşağıda kısaca bu hukuki çareler incelendikten sonra bu hukuki çareler içerisinde ICSID Hakem kararlarının iptali hususu, kısa sürede nihai karara ulaşılabilmeye olanak sağlayan bu sitem içerisinde acaba ne kadar adil ve doğru bir karar ulaşılabileceği hususunu da kapsayacak şekilde incelenmeye çalışılmıştır.

I.Genel Olarak

ICSID1 hakem heyetlerince verilen nihai kararlara karşı tarafların başvurabilecekleri hukuki yollar, diğer bir anlatımla kararlarının hukuki denetimi ICSID bünyesinde gerçekleştirilmektedir2. ICSID Sözleşmesinin 53’üncü maddesindeki düzenlemeye göre “Karar tarafları bağlayıcı olacak, daha üst bir makama götürülmeyecek veya bu Sözleşmede öngörülenler dışında bir çözüme konu olmayacaktır.” ICSID Sözleşmesinin 54(1)’üncü maddesinde ise “Her üye ülke bu Sözleşmeye uygun olarak verilmiş her kararı bağlayıcı kabul edecek ve kararın parasal yükümlülüklerini kendi sınırları içerisinde kendi Devletinin mahkemesinin nihai bir kararı gibi yerine getirecektir.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenleme ile yerel mahkemelerin ICSID hakem kararlarını tekrardan gözden geçirmek ve incelemek hakkına sahip olmadıkları açıkça belirtilmektedir3. ICSID Hakem heyetlerince verilen kararlar için, ICSID Sözleşmesinde belirtilen şartlar oluştuğunda, ICSID Tahkim Kuralları ve ICSID Sözleşmesi kapsamında4 taraflarca kararın tashihi ve ek karar verilmesi, kararın düzeltilmesi (revizyon), kararın yorumu ve kararın iptali talep edilebilmektedir.

Karar tashihi (rectification of the award) kararda mevcut bulanan yazıma, aritmetik hesaplamalara veya benzeri hususlara ilişkin küçük hataların düzeltilmesine olanak sağlayan bir hukuki başvuru yoludur. Bu hukuki başvuru yolu hakem heyetine kararda oluşmuş küçük hataları düzeltme olanağı sağlamaktadır.

Ek karar (suplementation of the award) hukuki başvuru yolu ise, karara dahil edilmeyen veya atlanan hususlara ilişkindir. Karar, heyete sunulan bütün sorunların çözümüne ilişkin hususları kapsamalıdır. Ek karar, özellikle mahkeme heyetinin dikkati çekildiğinde derhal ilave edeceği ve dikkatsizliği nedeniyle gözden kaçırmış olduğu hususların karara dahil edilmesine olanak sağlayan bir hukuki başvuru yoludur.

Karar düzeltmesi (revision of the award) karar verilmeden önce mevcut bulunan vakıaların taraflarca sonradan öğrenilmesi durumunda kararın düzeltilmesine olanak sağlayan bir hukuki başvuru yoludur. ICSID hakem heyeti nihai kararlarına karsı, taraflardan biri, karar verildiğinde hakem heyetince ve başvuruda bulunan tarafça bilinmeyen, başvuruda bulunanın ihmali nedeni ile bilmezlik etmediği, bilinmesi kararı etkileyecek nitelikte bir vakıanın ortaya çıkması nedeni ile kararın düzeltilmesini talep edebilecektir.

ICSID hakem kararının açık olmaması, anlaşılmasında zorluk çekilmesi veya birbiri ile çelişen hükümler ihtiva etmesi halinde karardaki gerçek anlamı öğrenmek maksadıyla, taraflar kararın yorumlanmasını (interpretation of the award) talep edebilirler.

Taraflar, hakem heyeti uygun oluşturulmamışsa, tahkim usulüne ilişkin temel kurallarda esaslı bir sapma varsa, hakem heyeti açıkça yetkisini asmışsa, heyetin üyelerinden birisi rüşvet almışsa veya nihai karar kararın temelini oluşturan gerekçeleri ifade etmekte başarısızsa, hakem heyetince verilen kararın iptalini (annulment of the award) talep edebilirler. Kararın iptali usulü kararın etkilerini ortadan kaldıracak en önemli hukuki başvuru yoludur. Bu nedenle bu çalışmada ayrıntılı olarak incelenmiştir.

ICSID tahkiminde kararın tashihi ve ek karar, kararın düzeltilmesi (revizyon), kararın yorumu talep edildiğinde, nihai kararı veren heyet bu talepleri inceleyecektir. Nihai kararı veren heyet yeniden teşkil edilemiyor ise, yeni bir heyet teşkil edilecektir. Kararın iptali talep edildiğinde ise nihai kararın iptal edilip edilmeyeceğine iç hukuk düzeninde mevcut bulunan kanun yollarından farklı olarak bir üst mahkeme değil, yeni oluşturulacak bir ad hoc komiteye, gidilecek ve bu heyet karar verecektir.

II. ICSID Hakem Heyeti Kararlarının İptali

ICSID Merkezi tarafından atanacak üç kişilik ad hoc komite, taraflardan birinin talebi ile ICSID Sözleşmesinin 52’inci maddesinde belirlenen sebeplerden birisi oluştuğunda nihai kararı iptal edebilmektedir5. İptal sebepleri ICSID Sözleşmesinin 52‘inci maddesinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır. ICSID Sözleşmesinin 52‘inci maddesinde iptal sebeplerine ilişkin düzenleme su şekildedir:

“1. Taraflardan herhangi biri Genel Sekretere yazılı olarak başvurarak aşağıdaki sebeplerden biri veya birkaçının varlığı nedeniyle kararın iptalini talep edebilir.

a. Heyet uygun oluşturulmamışsa,

b. Heyet açıkça yetkisini aşmışsa,

c. Heyetin üyelerinden birisinin rüşvet almışsa,

d. Usule ilişkin temel kurallarda esaslı bir sapma varsa,

e. Hüküm temelini oluşturan gerekçelerde başarısızsa,”

ICSID Sözleşmesinin 52’inci maddesinde sınırlı sayıda durumlarda kararın tamamının veya bir kısmının iptalini talep edebilme usulü düzenlenmiştir. Sözleşmenin 52‘inci maddesinin 1’inci fıkrasında mevcut “Taraflardan herhangi biri Genel Sekretere yazılı olarak başvurarak aşağıdaki sebeplerden biri veya birkaçının varlığı nedeniyle kararın iptalini talep edebilir.” düzenlemesi nihai kararın tamamının iptaline ilişkindir. Nihai kararın kısmen iptaline ilişkin değildir. Fakat 52‘inci maddenin 3’üncü fıkrası ise “Komite, paragraf 3’de değinilen durumlar çerçevesinde kararın tümünü veya bir parçasını etmeye yetkilidir.” düzenlemesini içermektedir. Bu düzenleme nihai kararın tamamının veya bir kısmının iptalinden de bahsetmektedir. Ad hoc komitelerin uygulamalarından 52‘inci maddenin nihai kararın kısmen veya tamamen iptaline imkân tanıdığı anlaşılmaktadır. Hükmün tamamının iptali talep edilse bile, komite nihai kararın kısmen iptaline karar verebilecektir6.

Sadece nihai kararlar, iptale konu olabilir. Tahkim heyetinin kendisinin yetkili olduğuna ilişkin ara kararı yalnız başına iptale konu olamaz, fakat nihai kararın bir parçası olarak nihai kararla birlikte iptale konu olabilir. Hakem heyetinin kendisini yetkili bulduğuna ilişkin vermiş olduğu ara kararlardaki gibi, ara kararların nihai kararın temelini oluşturabilecekleri durumlarda ara kararlar nihai kararın bir parçası olarak iptale konu olabilirler. SPP ve Mısır davasında7 hakem heyeti Mısır’ın yetkisizlik itirazı üzerine kendisinin yetkili olduğuna dair bir karar vermiştir. Bu konuda Mısır kararın iptalini talep etmiştir. Genel sekreter iptali talep edilen kararın, ICSID Sözleşmesinin 52‘inci maddesi anlamında nihai bir karar olmadığını açıklamıştır. Bu nedenle iptal talebini kayda geçirmemiştir.

ICSID tahkiminde iptal talebi taraflardan birisi tarafından ileri sürülür. Görevi gereği taraflar dışında birisi bunu talep edemez. Talep eden taraf, kararın iptalinden sonra, kendi lehine bir karar çıkarabileceğini ümit etmektedir. Taraflar iptal talebi haklarından vazgeçebilir. Bu belirlenen zaman diliminde talepte bulunmayarak mümkündür. Kararın iptalini gerektiren bir hususu hakem heyeti önüne getirmedeki başarısızlık iptal talebinden vazgeçme olarak değerlendirilir8.

III. ICSID Tahkiminde İptal Usulünün Seçilmesinin Nedenleri

Tahkimde taraflar zaman kaybetmeksizin en doğru çözüme çok kısa sürede kesin karara ulaşmak isterler. Bu durum tahkimin en önemli prensiplerinden birisi olan “kararın kesinliği” prensibi olarak ifade edilir. Fakat diğer taraftan uyuşmazlığın taraflar için en doğru şekilde çözülmesi de gerekmektedir. Uyuşmazlığın doğru şekilde çözülmesi de “tahkimin doğruluğu” prensibi olarak ifade edilir. Fakat doğruluk, yerel mahkeme usullerinden temyizden de bilineceği gibi, zaman ve çaba gerektiren ve çok fazla kontrol mekanizmalarını da içerisinde barındıran ulaşılması zor bir hedeftir. Kararların tekrar gözden geçirilmesinde, kesinlik ve doğruluk prensipleri birbirleriyle çatışır. Milletlerarası tahkimde kesinlik doğruluktan önce gelmektedir. Uyuşmazlığın süratli çözülme arzusu, kararın mutlak doğruluğundan daha önemlidir9. Birbirleriyle çatışan kesinlik ve doğruluk prensiplerini dengelemek için ICSID tahkiminde temyiz usulünden farklı olarak iptal usulü kullanılmaktadır. İptal esaslı olarak bir taraftan kesinliği korurken diğer taraftan bazı temel prensiplerin ihlâl edilmesi durumunda, doğru bir karar ulaşılmasına olanak sağlayan bir hukuki çaredir.

ICSID tahkiminde temyiz yerine iptal usulünün tercih edilmesinin diğer bir sebebi ise ICSID Sözleşmesinin geçmişte taslağını hazırlayan devletlerin, daha çok diğer devletlere sermaye ihraç eden devletler olmasıdır. Yatırımı kabul eden devletler, taslağı hazırlayan devletlerde kurulan şirketlerin yatırımını kabul eden, yani sermayeyi kabul eden devletlerdir. ICSID Sözleşmesini değerlendirirken yatırımı kabul eden devletler kendilerini savunan tarafta diğer bir ifadeyle davalı tarafta, sermaye ihraç eden devletler ise kendilerini taarruz eden tarafta yani davacı tarafında görürler. Sermayeyi ihraç eden devletler için kararların kesinliği önemliyken, yatırımı kabul eden devletler için kararın doğruluğu ön plâna çıkar. Diğer taraftan yatırımı kabul eden devletler açısından, kendi ülkelerinde yatırımı teşvik etmek te önemlidir.

Bu kapsamda yatırımı kabul eden devletler için bir noktada ülkelerindeki yatırımı artırmak maksadıyla, kararın doğruluğu fikrinden uzaklaşarak fedakarlık yapmak durumu ortaya çıkar. Bu noktada ICSID Tahkiminde kararların kesinliği kararların doğruluğundan daha ön plana çıkmaktadır.

12 Mayıs 2005 tarihinde ICSID Sekreteri, ICSID Tahkimi kapsamında karara karşı hukuki başvuru yolları içerisine dahil edilmek üzere çalışmaya başlanılan temyiz mekanizmasına iliksin çalışmaların, rafa kaldırıldığını ve temyiz mekanizmasının ICSID Tahkimi için çok prematüre olduğunu ifade etmistir10. Yatırımcının menfaatlerinin kararın doğruluğunu gerekli kıldığı durumların genel olarak kabul edildiği bir atmosferin oluşması durumunda, temyiz usulünün ICSID sistemi içerisine dahil edileceğini söylemek yanlış olmayacaktır.

IV. İptal Usulünün Temyizden Farkları

ICSID Sözleşmesinin 53’üncü maddesindeki düzenlemeye göre “Karar tarafları bağlayıcı olacak, daha üst bir makama götürülmeyecek veya bu Sözleşmede öngörülenler dışında bir çözüme konu olmayacaktır.” ICSID Sözleşmesi temyiz usulünü içermediği için, ICSID Hakem heyetlerince verilecek kararlar temyize konu olmayacaktır. Temyizle iptal arasındaki farklılıklar sözleşmenin taslağı görüşülürken tartışılmıştır. Başarılı bir iptal talebinin sonucu başlangıçtaki hükmün geçersiz kılınmasıdır. Başarılı bir temyiz talebinin sonucu ise, hükmün değiştirilmesidir. İptal talebi durumunda karar verecek olan heyet, başlangıçtaki hükmü muhafaza etmek veya geçersizliğini açıklamak dışında başka bir seçeneğe sahip değildir. Temyizde ise, heyet önceki kararı yetersiz bularak kendi kararını oluşturabilir. Temyiz kararın ıslahı ile sonuçlanabilir, kararın düzeltilmesini de içerebilir. ICSID Sözleşmesi kapsamında ad hoc komite sadece kararı iptal etme yetkisine sahiptir, kararı kısmen veya tamamen iptal edebilecektir. Ad hoc komite, kararı kendisi düzeltemez veya başlangıçta oluşturulan hakem heyeti yerine yeni karar veremez. İptal sonrası uyuşmazlık ICSID Sözleşmesi 52’inci madde 6’ncı fıkra gereği yeni bir hakem heyetine sunulacaktır. Yeni kurulan hakem heyeti uyuşmazlığı incelerken ilk kararı iptal eden ad hoc komitenin gerekçelerine uymakla yükümlü değildir11.

İptal, kararın maddi doğruluğuna ilişkin değil, hukuka uygun olup olmadığına ilişkin konularla ilgilidir. İptal belirli sayıda ve sınırlı sebeplere dayandırılabilir. İptal sebepleri Sözleşmenin 52’inci maddesinde sayılarak belirlenmiştir. Kararın iptali ICSID Sözleşmesinde belirlenen ve yukarıda açıklanan sınırlı temel sebeplerle mümkündür. İptal talebi bu sınırlı sebeplerden birisini veya birkaçını içermelidir12.

Temyiz usulünde kararların yeniden gözden geçirilmesinde, kararlar ve yargılama iki açıdan incelenir. Bunlardan ilk inceleme kararların oluşturulmasında izlenen usulün hukuka uygunluğudur. Diğer inceleme ise kararların maddi doğruluğunun incelenmesidir. Karara ulaşmada izlenen usulün hukuka uygun olup olmadığının incelenmesi, daha çok heyetin oluşturulması, heyetin yetkisi ve temel usul kurallarında hukuka uygun davranılıp davranılmadığının tespitine yönelik bir incelemedir. Kararların doğruluğuna ilişkin inceleme ise verilen kararın içeriğine ilişkin bir incelemeyi zorunlu kılar. Bu durumda uyuşmazlığı oluşturan vakıaların doğru tespit edilerek, uyuşmazlığın çözümünde bu vakıaların dikkate alınıp alınmadığının incelenmesi gerekir. Nihai kararlara karsı hukuki başvuru yolları kapsamında yapılan düzenlemelerin kapsamları sistemin kesinliği mi yoksa doğruluğu mu tercih ettiğini ortaya koyar. Temyiz usulünün tercih edilmeyerek iptalin kabulü kararların kesinliğinin tercih edildiğini, temyiz yönteminin kabulü ise kararların doğruluğunun tercih edildiğini ifade etmektedir13.

Ad hoc komiteler iptal taleplerine ilişkin başvurularda bu konuları özellikle vurgulamaktadırlar. Ad hoc komiteler fonksiyonlarının sınırlı olduğunu, temyizdeki kadar yetkili olmadıklarını özellikle vurgulamak zorunda kalmaktadırlar. MINE ve Gine davasında14 ad hoc komite iptale ilişkin sınırlı fonksiyonunu şu ifadelerle açıklamıştır.

” Sözleşmenin 52’inci maddesi 1’inci fıkrasında belirtildiği gibi iptal açıkça sınırlı bir hal çaresidir. Bu durum Sözleşmenin 53’üncü maddesinde kararın yeniden incelenmesinin kapsam dışı bırakılmasından da anlaşılmaktadır. İptal doğru olmayan kararlara karşı başvurulabilecek bir hal çaresi değildir. Netice olarak, bir ad hoc komite kararı değiştiremez.”

V. ICSID Sözleşmesi 52’inci Maddesinin Ad hoc Komitelerce Yorumu

ICSID Sözleşmesinin 52’nci maddesi üzerinde ad hoc komiteler tarafından bazı yorumlar yapılmıştır. Ad hoc komiteler iptalin dar mı, yoksa geniş mi yorumlanacağı sorusu karsısında tartışmışlar, fakat net bir sonuca ulaşamamışlardır. MINE ve Gine davasında15 ad hoc komite, iptalin kararın geçersizliğini temin edecek tek hukuki başvuru yolu olması nedeniyle, 52’inci maddedeki hukuki başvuru yolunun ya katı bir yorumu teklif ettiğinin kabul edilmesi gerektiğini, ya da tam tersi olarak liberal bir yaklaşımla adil olmayan kararlara karsı tek hukuki başvuru yolu olduğu düşüncesinin kabul edilerek geniş bir yorum tarzına gidilebileceğini belirtmiştir. Fakat sonrasında heyet iki görüsüne de uygun olmayacak şekilde 52’inci maddenin amacı ve hedefi ile uyumlu yorumlanacağını belirterek orta bir yol tercih etmiştir. Klöckner ve Kamerun16 heyeti 52’nci maddenin yorumunun dikkatli yapılması gerektiğini, aksi yorumun ad hoc komitenin yetkisinin asımına sebep olacağını, sadece usule ilişkin temel kurallarda ciddi bir sapma sebebiyle iptal talebinde bulunulduğunda nihai kararı incelemenin haklı olabileceğini ifade etmiştir. Klöckner ve Kamerun ad hoc komitesine göre şüphe ve kararsızlık durumlarında sorun, karar lehine yorumlanacaktır. Bu su anlama gelmektedir; şüphe halinde olan heyetler iptal yerine kararı destekleyeceklerdir. Fakat Klöckner ve Kamerun komitesinin uygulanacak hukuka ilişkin iptal talebi ile ilgili olarak kendisinin bu kuralı uyguladığını söylemek zor görünmektedir. Daha sonraki heyetler kararın geçerliliği lehine faraziyeleri uygun bulmamışlardır.

VI. ICSID Kararlarına Karşı Ulusal Mahkemelere Gidilememesi

ICSID tahkimi dışında, hakem heyetlerince verilen nihai kararlara karsı yerel mahkemelere başvurulabilmektedir. Bu başvurularda yetkili mahkeme, kararın tenfizinin talep edileceği ülke mahkemesi veya hakem heyetinin oluşturulduğu ülke mahkemesidir. Fakat milletlerarası tahkimde genel eğilim, hakem kararlarının yerel mahkemeler önünde tekrardan gözden geçirilmesini sınırlayan veya tamamen ortadan kaldıran hukuki düzenlemeler getirmek yönündedir. Yabancı Hakem Kararlarının Tanınma ve İcrası Hakkında 10 Haziran 1958 tarihli New York Sözleşmesinin17 5’inci maddesi hakem kararlarının tanınma ve tenfizinin reddine ilişkin çok sınırlı ve kesin kurallar koymuştur. Türkiye’de bu sözleşmeyi onaylamış olup, sözleşme tanıma ve tenfiz talebinin yapıldığı devletten başka bir devletülkesinde verilen hakem kararlarına uygulanmaktadır. Bu sözleşmede tanıma ve tenfize konu olabilecek yabancı hakem kararları için temel kıstas “ülke” olmuştur. Ayrıca Sözleşmenin tanıma ve tenfiz talebinin ileri sürüldüğü devlette “milli” sayılmayan hakem kararlarına da uygulanacağı kabul edilmiştir18. New York Sözleşmesinin 5’inci maddesi yabancı hakem kararlarının tanınmasının ve tenfizinin reddedilebileceği durumları listeleme yöntemi ile açıklamaktadır. Bunlar New York Sözleşmesinde, taraflar arasında geçerli bir tahkim sözleşmesinin bulunmaması, aleyhine tanıma ve tenfiz talep edilen tarafın hakem tayininden ve tahkim usulünden haberdar edilmiş olmaması, kararın tahkim  sözleşmesinde yer alan uyuşmazlığa ilişkin olmaması, iddia ve savunma haklarının ihlâl edilmiş olması, hakemlerin yetkilerini aşmaları, tahkim usulüne aykırılık olarak belirlenmistir19.

1985 tarihli milletlerarası ticari tahkime iliskin UNCITRAL20 (United Nations Commission on International Trade Law) düzenleme New York Sözleşmesinin 5’nci maddesine paralel bir düzenlemeyle, hakem kararlarına ilişkin yerel mahkemelerin nihai kararı tanımalarını engelleyecekleri durumları sınırlı bir şekilde sayarak belirlemistir21. Milletlerarası Ticaret Odası-MTO (International Chamber of Commerce- ICC)22 tahkiminde ise tarafların ulusal mahkemeye müracaat etme haklarından önceden feragat ettikleri taktirde, tarafların başvuru hakkından vazgeçtiklerinin kabul edildiği düzenlenmiştir.

ICSID Tahkiminde ise ICSID hakem heyeti kararları yerel mahkemelerin denetimine tabi tutulamayacak ve mahkemelerin iptaline konu olamayacaktır. ICSID Sözleşmesi mad. 54(1)’e göre, ICSID tahkimi neticesinde verilen kararın, o ülkenin kendi mahkemelerinin kararıymış gibi icra edilebilmesi ve “kamu düzeni” gerekçesiyle dahi icrasının engellenememesi, ICSID Sözleşmesinin New York Sözleşmesi karşısındaki en önemli ayrıcalığını ve avantajını oluşturmaktadır23. Ayrıca ICSID Sözleşmesi mad.27(1)’e göre de ICSID tahkimi neticesinde alınabilecek herhangi bir karara karsı tarafça uyulmaması ve uygulanmaması hali haricinde, ICSID Sözleşmesi çerçevesinde hakemliğe başvurmuş ve rızalarını göndermiş hiçbir akit devlet anlaşmazlığa muhatap olan kendi vatandaşlarına diplomatik koruma uygulayamayacak ve milletlerarası iddiada bulunamayacaktır. Bu durumda ICSID hakem heyeti kararlarının tekrardan gözden geçirilebilmesi sadece kendi sistemi içerisindeki hukuki başvuru yolları ile mümkündür. Kesin hüküm kuralına sınırlı bir istisna getiren bu yollar yukarıda ifade ettiğimiz kararın tashihi ve ek karar verilmesi, kararın düzeltilmesi (revizyon), kararın yorumu ve kararın iptali hukuki yollarıdır.

UYARI

Web sitemizde yayımlanan yukarıdaki yazılı metnin, eser sahipliği hakları Av.Yalçın TORUN’a aittir. Bu yazılı metin hak sahipliğinin tespiti amacıyla zaman içerikli elektronik imza ile muhafaza edilmektedir. Sitemizdeki yazılı metinler avukat meslektaşlarımız tarafından dilekçelerinde serbestçe kullanılabilir, fakat metinlerin tamamının, bir kısmının veya özetinin atıf yapılmaksızın başka web sitelerinde yayınlanmasına iznimiz yoktur.

—————————————————–

1 ICSID Sözleşmesinin Türkçe metni için: bkz. http://ua.mfa.gov.tr/detay.aspx?4375 (04.12.2012)

2 Ayrıntılı bilgi için bkz. Torun,Y.: Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözüm Merkezi (ICSID) Hakem Kararlarına Karşı Hukuki Başvuru Yolları, Ankara 2011.

3Schreuer, C.H.: Non-Pecuniary Remedies in ICSID Arbitration, Arbitration International 2004, Vol. 20, No.4.s.325-332.

4ICSID Tahkim Kuralları için bkz.: http://icsid.worldbank.org/ICSID/StaticFiles/basicdoc/partF.htm (04.12. 2012)

5 Amerrasinghe,F,C.:Local Remedies İn İnternational Law,Cambridge University Press.2005.S.263.

6 Toope, J.S.:Mixed İnternational Arbitration, Cambiridge Grotius Publications Limited 1990 s.225.

7ICSID Review – Foreign Investment Law Journal, Vol.8, s.329. https://icsid.worldbank.org/ICSID/FrontServlet?requestType=CasesRH&reqFrom=Main&actionVal=OnlineAward (ICSID Case No. ARB/84/3), Para.3. (04.12.2012)

8 Toope,age,s. 225.

9 Schreuer, C.H.:ICSID Annulment, Kluwer Law International, Neitherland 2003. s.103-104.

10 Walsh, W. T.: Substantive Review of ICSID Awards, Berkeley Journal Of Internatıonal Law 2006, Vol.24, s.442-443.

11 Schreuer, C.H.:ICSID Convention,A Commentary, Cambridge University Press 2001, s.891-893.

12Schreuer,(ICSID Annulment), s.103

13 Walsh, W. T.: age,s.447.

14 ICSID Review – Foreign Investment Law Journal , Vol.5, s. 102.

15 ICSID Review – Foreign Investment Law Journal , Vol.5, s. 102.

http://icsid.worldbank.org/ICSID/FrontServlet, (ICSID Case No. ARB/84/4), Para.4. (04.12.2012)

16 ICSID Review – Foreign In vestment Law Journal , Vol.4, s. 125.

17 Bu Sözleşme Türkiye tarafından 08.05.1991 tarihinde, 3731 nolu,”Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki New York Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” ile kabul edilmiştir. Sözleşme metni için bkz.RG.25.09.1991-20877.

18 Nomer, E./_anlı,C.:Devletler Hususi Hukuku,İstanbul 2008,s.513.

19 Ayrıntılı bilgi için bkz… bkz… Şit, B.:Kurumsal Tahkim ve Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi, Ankara

20 Bkz. http://www.uncitral.org/uncitral/en/types_symbols/types.html.(04.12.2010)

21 Schreuer,ICSID Annulment,age,s.103

22 Bkz. http://www.iccwbo.org/court/arbitration/id4424/index.html.

23 Erdoğan, F.:Uluslararası Hukuk ve Tahkim, Ankara 2006,s.178.

KAYNAKÇA

I.Kitaplar

Amerrasinghe,F,C.:Local Remedies İn İnternational Law,Cambridge University Press.2005.

Erdoğan, F.:Uluslararası Hukuk ve Tahkim, Ankara 2006,

Nomer, E./_anlı,C.:Devletler Hususi Hukuku,İstanbul 2008,

Schreuer, C.H.:ICSID Convention,A Commentary, Cambridge University Press 2001

Şit, B.:Kurumsal Tahkim ve Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi, Ankara

Toope, J.S.:Mixed İnternational Arbitration, Cambiridge Grotius Publications Limited 1990

Torun,Y.: Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözüm Merkezi (ICSID) Hakem Kararlarına Karşı

Hukuki Başvuru Yolları, Ankara 2011.

II.Makaleler

Schreuer, C.H.: Non-Pecuniary Remedies in ICSID Arbitration, Arbitration International 2004, Vol. 20

Schreuer, C.H.:ICSID Annulment, Kluwer Law International, Neitherland 2003. s.103-104.

Walsh, W. T.: Substantive Review of ICSID Awards, Berkeley Journal Of Internatıonal Law 2006,

Vol.24, s.442-443.

III. Diğer Kaynaklar

http://ua.mfa.gov.tr/detay.aspx?4375 (04.12.2012)

http://icsid.worldbank.org/ICSID/StaticFiles/basicdoc/partF.htm

https://icsid.worldbank.org/ICSID/FrontServlet?

http://www.uncitral.org/uncitral/en/types_symbols/types.html.

http://www.iccwbo.org/court/arbitration/id4424/index.html.

ICSID Review – Foreign Investment Law Journal , Vol.5,

ICSID Review – Foreign Investment Law Journal , Vol.4,.

ICSID Review – Foreign Investment Law Journal, Vol.8,.

Devletler ve Diğer Devletlerin Vatandaşları Arasındaki Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Hakkında Sözleşme

(ICSID Ana Sözleşmesi)

Akit Devletler,

Ekonomik gelişme için uluslararası işbirliği ihtiyacını ve uluslararası özel yatırımların buradaki rolünü göz önüne alarak,

Bu gibi yatırımlarla ilişkili olarak âkit devletler ile diğer âkit devletlerin vatandaşları arasında zaman zaman anlaşmazlıkların çıkabileceği olasılığını akılda tutarak,

Bu gibi anlaşmazlıkların genel olarak ulusal yasal işlemlere konu olmalarına rağmen, bazı durumlarda anlaşmazlıkların uluslararası metotlarla çözümünün uygun olabileceğini kabul ederek,

Eğer isterlerse âkit tarafların ve âkit devletlerin vatandaşlarının bu tip anlaşmazlıkları uluslararası uzlaştırma ve hakemliğe sunmaları için kolaylıkların elverişliliğine özel önem atfederek,

Bu tip kolaylıkların IBRD(Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası)’nin himayesi altında oluşturulmasını arzulayarak,

Arabulucuların tavsiyelerine uygun görüş ve herhangi bir hakem kararına uymayı gerektiren bağlayıcı bir anlaşmayı tesis eden bu gibi kolaylıklar yoluyla bu tip anlaşmazlıkların uzlaştırma ve hakemliğe sunulması için tarafların karşılıklı mutabakatı gereğini kabul ederek, ve

Hiç bir âkit devletin, bu sözleşmeyi onaylamış teyid etmiş ya da kabul etmiş olduğu gerçeğine rağmen, kendi rızası olmaksızın herhangi bir anlaşmazlığı uzlaştırma veya hakemliğe sunma yükümlülüğünde olmadığını ilan ederek,

Aşağıdaki hususlarda anlaşmaya varmışlardır.

KISIM I

Yatırım Anlaşmazlıklarının Çözümü için Uluslararası Merkez

(International Centre for Settlement of Investment Disputes)

BÖLÜM 1

Kuruluş ve Teşkilat

Madde 1 – (1) Bu sözleşme ile Yatırım Anlaşmazlıklarının Çözümü için Uluslararası Merkez kurulur. (Bundan böyle “Merkez” olarak anılacaktır.)

(2) Merkezin amacı, bu sözleşmenin hükümlerine uygun olarak âkit devletler ile âkit devletlerin vatandaşları arasındaki yatırım anlaşmazlıklarının uzlaştırılması ve hakemliği için kolaylıklar sağlamak olacaktır.

Madde 2 – Merkezin yerleşim yeri Dünya Bankasının merkezi içerisinde olacaktır. (Bundan böyle Banka olarak anılacaktır.)

Yerleşim yeri idarî Konseyin 2/3 lük çoğunlukla alacağı bir kararla değiştirilebilir.

Madde 3 – Merkez; bir İdarî Konsey ve bir Sekreterya’ya sahip olacak ve bir Arabulucular ve bir Hakemler Paneli oluşturacaktır.

BÖLÜM 2

İdarî Konsey

Madde 4 – (1) İdari Konsey her âkit devletten gelen birer temsilciden oluşacaktır. Temsilcinin görevini ifa edemediği ya da toplantılara katılamadığı durumlarda yardımcısı temsilci olarak hareket edebilir.

(2) Aksi bir atamanın olmadığı durumda, bir âkit devlet tarafından atanan Bankanın her guvernör ve guvernör yardımcısı otomatik olarak söz konusu devletin konseydeki temsilci ve temsilci yardımcısı olacaktır.

Madde 5 – Bankanın Başkanı otomatik olarak İdarî Konseyin de Başkanı olacak, (bundan böyle başkan olarak anılacaktır.) fakat oy hakkı bulunmayacaktır. Başkanın yokluğunda veya görevlerini ifa edemediği durumda ve Banka Başkanlığı makamının boş olduğu durumda Banka başkanı olarak görev yapan kişi idarî Konseyin Başkanı olarak da hareket edecektir.

Madde 6 –

(1) İş bu sözleşmenin diğer bükümlerinde kendisine verilen yetki ve işlevlere önyargısız bir biçimde, İdarî Konsey;

a – Merkezin İdarî ve Malî Tüzüklerini kabul edecektir.

b – Arabuluculuk ve Hakemlik davalarına başvuru prosedürü kurallarını kabul edecektir.

c – Arabuluculuk ve Hakemlik davalarının prosedür (usül) kurallarını (Bundan böyle arabuluculuk ve Hakemlik kuralları olarak anılacaktır) kabul edecektir.

d – Bankanın idarî olanak ve hizmetlerinden faydalanmak için Banka ile yapılacak düzenlemeleri onaylayacaktır.

e – Genel Sekreterlik ve Genel Sekreter Yardımcılığının hizmet koşullarını belirleyecektir.

f –  Merkezin gelir ve harcamalarının yıllık bütçesini kabul edecektir.

g – Merkezin yıllık faaliyet raporunu onaylayacaktır.

Yukarıdaki a, b, c ve f. paragraflarında sözü edilen kararlar İdarî Konseyin 2/3 lük oy çoğunluğu ile alınacaktır.

(2) İdarî Konsey gerekli gördüğü hallerde her türlü komisyonu kurabilir.

(3) İdarî Konsey bu sözleşmenin uygulanmasında gerekli olduğuna karar verecek olursa diğer yetki ve fonksiyonlarını da kullanacaktır.

Madde 7 –

(1) İdarî Konseyin bir adet yıllık toplantısı ve Konsey veya en az beş Konsey üyesinin teklifiyle Başkan veya Genel Sekreter tarafından toplanacak diğer toplantıları olacaktır.

(2) İdarî Konseyin her üyesi bir oy hakkına sahip olacak burada sağlanan istisnaların dışında tüm kararlar oy çoğunluğu ile alınacaktır.

(3) İdarî Konseyin herhangi bir toplantısı için salt çoğunluk onun üyelerinin çoğunluğu olacaktır.

(4) Üyelerin 2/3 çoğunluğu ile İdarî Konsey, Başkanın toplantı yapmaksızın üyelerin oylarını toplayabileceği ve salt çoğunlukla karar alabileceği bir usul tesis edebilir. Oylar, bu usulde, üyelerin belirlenen zaman içinde çoğunluğu sağlamaları ile geçerli olacaktır.

Madde 8 –

İdarî Konsey Üyeleri ve Başkan Merkezden herhangi bir karşılık olmaksızın hizmet verirler.

BÖLÜM 3

Sekreterlik

Madde 9 –

Sekreterlik, bir Genel Sekreter, bir veya birden fazla Yardımcı Sekreter ve personelden oluşacaktır.

Madde 10 –

(1) Genel Sekreter ve Yardımcı Sekreterler İdarî Konseyin 2/3 lük çoğunluğu ve Başkanın aday göstermesi ile tekrar seçilme hakkı saklı olarak altı yıldan fazla olmamak üzere seçilirler.

Başkan İdarî Konseyin üyelerine danıştıktan sonra söz konusu her makam için bir veya birden fazla aday gösterebilir.

(2) Genel Sekreter ve Genel Sekreter Yardımcılığı ofisleri her türlü politik düşünceden bağımsız olarak hareket edeceklerdir.

Ne Genel Sekreter, nede Genel Sekreter Yardımcıları hiçbir işte (başka bir kadroda) çalışamayacağı gibi, idarî konseyin onayı olmaksızın başka bir işle de iştigal edemeyeceklerdir.

(3) Genel Sekreterin yokluğunda veya görevlerini ifa edemediği durumda ve Genel Sekreterlik makamının boşluğunda, Genel Sekreter Yardımcısı Genel Sekreter gibi hareket edecektir.

Eğer birden fazla Genel Sekreter Yardımcılığı varsa bu durumda bunlar İdarî Konseyin belirleyeceği sıra ile Genel Sekreterlik yapacaklardır.

Madde 11 –

Genel Sekreter Merkezin yasal temsilcisi ve asli memuru olacaktır ve bu sözleşmenin hükümleri ve İdarî Konseyin kabul ettiği kurallara uygun olarak Merkezin idaresinden ve personel atamasından sorumlu olacaktır. Ayrıca sicil memuru fonksiyonlarını da yerine getirecek ve bu sözleşmeye ve tasdiklenmiş örneklerine uygun olarak alınacak olan hakem kararlarının gerçekleştirilmesini (onaylanmasını) sağlamak için yetki sahibi olacaktır.

BÖLÜM 4

Paneller

Madde 12 –

Arabulucular Paneli ve Hakemler Paneli, her biri, kalifiye kişilerden, burada çalışmaya gönüllü ve atanacak personelden oluşur.

Madde 13 –

(1) Her âkit devlet, her Panel’e kendi vatandaşlarından veya diğer ülke vatandaşlarından 4 kişi atayacaktır.

(2) Başkan her bir panele 10 kişi atayabilir. Ancak atanan her kişi farklı ülke vatandaşı olacaktır.

Madde 14 –

(1) Panellerde hizmet vermek üzere atanacaklar, yüksek ahlak sahibi, hukuk, ticaret, sanayi ve maliye konularında yetkili kabul edilen ve bağımsız yargı uygulayacağına güvenilebilecek kişiler olacaklardır. Hakem Panelinde görev alacaklar için hukuk alanındaki yeterlilik özel önem taşımaktadır.

(2) Başkan, panelde görev alacak kişileri atarken, dünya da mevcut yasal ve ekonomik sistemleri temsilinin sağlanması hususuna özel önem atfedecektir.

Madde 15 –

(1) Panel üyeleri 6 yıllık yenilenebilir dönemler çerçevesinde hizmet vereceklerdir.

(2) Herhangi bir panel üyesinin ölümü veya istifası halinde, bu üyeyi atamaya yetkili makam bu üyenin geri kalan süresi için yeni bir kişi atama hakkına da sahiptir.

(3) Panel üyeleri kendi yerlerine atama yapılıncaya kadar görevde kalacaklardır.

Madde 16 –

(1) Bir kişi her iki panelde de görev alabilir.

(2) Eğer bir kişi aynı panelde birden fazla âkit ülke temsilcisi olarak veya bir veya birden fazla ülke ve başkan tarafından atanırsa ilk atayan ülkenin temsilcisi olarak farz edilecek veya bu ülkelerden biri onun vatandaşı olduğu ülke ise bunun temsilcisi sayılacaktır.

(3) Tüm atamalar Genel Sekreterliğe bildirilecek ve bu bildirimlerin alındığı tarihten itibaren geçerli sayılacaktır.

BÖLÜM 5

Merkezin Finansmanı

Madde 17 –

Eğer Merkezin harcamaları, sağladığı olanaklar karşılığı elde edilen gelirlerden veya diğer gelirlerden karşılanamıyorsa, geri kalan kısım, Bankaya üye olan ülkelerden onların Banka sermayesine katkı payları oranında, Bankaya üye olmayan ülkelerden ise, idarî Konseyin belirleyeceği kurallar içinde sağlanacaktır.

BÖLÜM 6

Statü, İmtiyaz ve Dokunulmazlıklar

Madde 18 –

Merkez, tam olarak uluslararası tüzelkişiliğe sahip olacaktır.

Merkezin yasal kişiliği şunları da kapsayacaktır.

a – Sözleşme yapmak,

b – Taşınır ve taşınmaz mal sahibi olmak veya satmak,

c – Hukuk Davaları açmak.

Madde 19 –

Merkez fonksiyonlarını, tam olarak yapabilmek için akit ülke sınırları içinde bu bölümde dercedilen dokunulmazlık ve imtiyazları kullanacaktır.

Madde 20 –

Merkez kendisi feragat etmedikçe menkul ve gayrimenkulleri hakkımda da aynı dokunulmazlık ve imtiyazlardan yararlanacaklardır.

Madde 21

Başkan, İdarî Konsey üyeleri, arabulucular, hakemler veya 52 nci Maddenin 3 üncü paragrafına, göre atanmış Komite üyeleri ve Sekreterlik işçi ve memurları;

a – Merkez sarfınazar edinceye kadar, kendilerine verilmiş olan görevlerin ifasında yasal dokunulmazlık haklarını kullanırlar,

b – Yerel vatandaş olmayanlar, göçmen kısıtlamaları, yabancı kayıtlarının gerektirdiği işler ve ulusal hizmet yükümlülüğünden muaf tutulacak ve kambiyo kısıtlamaları ile ilgili kolaylıklardan faydalanacaklardır. Ayrıca Akit ülkelerde onların, diğer Akit ülkelerdeki karşılıklarına denk gelmek üzere, temsilcilerine işçilerine ve memurlarına sağladıkları seyahat kolaylıklarından aynen faydalanacaklardır.

Madde 22 –

Madde 21 hükümleri bu sözleşme çerçevesinde davaya katılan taraflara, temsilcilere, danışmanlara, avukatlara, şahitlere ve uzmanlara uygulanacaktır. Ancak paragraf (b) hükümleri sadece davanın görüleceği yere dava ile ilgili gidiş gelişlerde ve ikametlerde uygulanacaktır.

Madde 23 –

(1) Merkez arşivleri gerekli olduğu yerlerde dokunulmaz olacaktır.

(2) Resmî yazışmalarıyla ilgili olarak Merkez, her akit ülke tarafından diğer uluslararası kuruluşlara kıyasla daha az müsaadeye mazhar sayılmayacaktır.

Madde 24 –

(1) Bu sözleşme ile yetki verilen Merkezin değerleri, malları, gelin ve işlemleri ve faaliyetleri vergi ve gümrüklerden muaf olacaktır.

Merkez ayrıca vergi ve gümrük toplama yükümlülüğünden de muaf olacaktır.

(2) Yerel vatandaşlar haricinde Merkez tarafımdan Başkana, Konsey üyelerine veya diğer çalışanlara ödenen yoluk, ödenek ve maaşlardan vergi kesilmeyecektir.

(3) 52 nci Maddenin 3 üncü Paragrafına göre tayın edilen ve arabulucu, hakem veya komite üyesi olanlardan bu sözleşme çerçevesinde görülen davarla ilişkin olarak eğer verginin hukukî dayanağı, merkezin yerleşim yeri veya bu davanın görüldüğü yer veya bu ücret veya ödeneklerin ödendiği yer ise hiçbir vergi alınmayacaktır.

KISIM II

Merkezin Yargılama Yetkisi

Madde 25 –

(1) Merkezin yargılama yetkisi, akit ülkeler (ya da onları oluşturan alt birimler ya da ülke tarafından merkeze atanmış temsilciler) ile uyuşmazlık haliyle ilgili yazılı rızasını Merkeze sunmuş diğer akit devlet vatandaşları arasında yatırımlardan kaynaklanan hukukî uyuşmazlıkları kapsayacaktır. Taraflar rızalarını sunduktan sonra hiç bir taraf bu olurlarını tek taraflı olarak geri alamaz.

(2) Diğer akit ülke vatandaşlarının; deyimi aşağıdakileri kapsar;

a – Akit bir devletin vatandaşlığına sahip herhangi bir kişi haricinde 36 ncı Maddenin 3 üncü Paragrafı veya 28 inci Maddenin 3 üncü Paragrafı uygulanarak istemleri kaydedilmiş ve anlaşmazlık tarihinde sözkonusu anlaşmazlığı merkeze sunmak üzere taraf olmuş olan diğer ülke vatandaşları ‘

b – Akit ülke vatandaşlığına sahip herhangi bir yasal kişi haricinde, tarafların rızasıyla anlaşmazlığın Arabuluculuk veya Hakemliğe sunulduğu tarihte taraf olan devlet veya söz konusu tarihte anlaşmazlığa taraf olan Akit devlet vatandaşlığına sahip olan herhangi bir yasal kişi ve bu sözleşmenin amaçları doğrultusunda yabancı kontrolü yüzünden “diğer bir Akit devlet vatandaşı” muamelesi görmesi kararlaştırılmış diğer taraflar.

(3) Akit ülkenin herhangi bir alt birimi veya temsilcisi tarafından verilen rızalar bu devletin ayrıca onayının gerekmediğini bildirmediği durumlarda, devletin onayı gerekir.

(4) Kabul ya da onay anında veya onaydan sonara herhangi bir zamanda herhangi bir akit devlet hangi anlaşmazlık türlerini Merkez’in yargı yetkisine sunup sunmayacağını Merkeze bildirebilir.

Genel Sekreterlik, bu bildirimi tüm taraf ülkelere gönderecektir.

Bu bildirim 1 inci Paragraftaki gerekli görülen rızayı oluşturmaz.

Madde 26 –

Bu sözleşme çerçevesinde tarafların hakemlik için rızaları, aksi belirtilmediği takdirde, herhangi bir çözüm dışında bu hakemliğe rızaları demektir.

Akit Devlet, bu rızalarının ön koşulu olarak yerel idarî ve adlî tüm çarelerin tüketilmiş olmasını isteyebilir.

Madde 27 –

(1) Alınabilecek herhangi bir kararın karşı tarafça uyulmaması ve uygulanmaması hali haricinde, bu sözleşme çerçevesinde Hakemliğe başvurmuş ve rızalarını göndermiş hiç bir Akit Devlet anlaşmazlığa muhatap olan kemdi vatandaşlarına diplomatik koruma uygulayamaz ve uluslararası iddiada bulunamaz.

(2) Birinci paragrafın amaçları doğrultusundaki diplomatik koruma anlaşmazlıkların çözümünü kolaylaştırma amacına yönelik gayrı resmî diplomatik değişimleri kapsamaz.

KISIM III

Arabuluculuk

BÖLÜM 1

Arabuluculuk İstemi

Madde 28 –

(1) Arabuluculuk davası tesis etmek isteyen herhangi bir Akit ülke veya Akit ülke vatandaşı istemini bir örneğini diğer tarafa da gönderecek olan Genel Sekreterliğe yazılı olarak iletmesi gerekmektedir.

(2) Bu istem anlaşmazlık konusu ile ilgili bilgileri, tarafların tanıtımını arabuluculuk ve hakemlik işlemleri kurumu için yöntem ve kurallara uygun olarak arabuluculuğa rızalarını içerecektir.

(3) Genel Sekreter söz konusu istemi, istemde yer alan bilgiler ışığında, anlaşmazlığı Merkezin yargı yetkisi dışında bulmadığı takdirde kaydedecektir. Sonradan taraflara kayıt yapıldığını veya reddedildiğini bildirecektir.

BÖLÜM 2

Arabuluculuk Komisyonunun Oluşturulması

Madde 29 –

(1) Arabuluculuk Komisyonu (bundan sonra Komisyon olarak adlandırılacaktır) 28 inci Maddeye uygun bir istem kaydedildiğinde hemen oluşturulacaktır.

(2)  a – Komisyon bir arabulucudan veya tarafların anlaşarak tayin edecekleri tek sayıda arabuluculardan oluşacaktır.

b – Taraflar, arabulucuların sayısında ve atama yönteminde anlaşamazlarsa, Komisyon ikisi her bir tarafça ayrı, ayrı atanacak biride – ki aynı zamanda Komisyon Başkanı olacaktır- tarafların anlaşması ile atanacak üç arabulucudan oluşacaktır.

Madde 30 –

Eğer Komisyon 28 inci Maddenin 3 üncü Paragrafına göre istem kaydının Genel Sekreterlikçe dağıtımını izleyen 90 gün içinde veya tarafların daha önce üzerinde anlaştığı bir sürede oluşturulamazsa, Başkan, taraflardan birinin istemi üzerine, her iki tarafa da mümkün olduğunca danışarak atanamayan arabulucu veya arabulucuları atayacaktır.

Madde 31 –

(1) Arabulucular Başkanca 30 uncu maddeye uygun olarak yapılan atamalar dışında, Arabulucu Paneli dışarısından da atanabilirler.

(2) Arabulucular Paneli dışında atanan arabulucular 14 üncü maddenin 1 inci paragrafında dercedilen özellikleri taşımalıdırlar.

BÖLÜM 3

Uzlaştırma Davası

Madde 32 –

(1) Komisyon yetkili olup olmadığını kendisi kararlaştıracaktır.

(2) Uzlaşmazlığa, bu uzlaşmazlığa merkezin yargı alanı içinde olmadığı veya diğer nedenlerle, Komisyonun yetki sınırları içerisine girmediği biçiminde taraflardan birince itiraz edildiğinde, itirazın geçerliliğini veya ön bir soru olarak mı ele alınması gerektiğini Komisyon belirleyecektir.

Madde 33 –

Herhangi bir arabuluculuk davası bu bölüm hükümlerine göre yürütülecek ve taraflar başka bir şekil üzerinde anlaşmadığı takdirde, tarafların arabuluculuk isteminde bulundukları tarihte yürürlükte olan arabuluculuk kurallarına göre işlem görecektir. İşlemin bu bölümce veya arabuluculuk kurallarınca veya tarafların üzerinde anlaştığı hususları kapsamadığı şeklinde bir itiraz geldiğinde Komisyon sorun hakkında karar verecektir.

Madde 34 –

(1) Komisyonun görevi taraflar arasındaki anlaşmazlıklara açıklık getirmek ve her iki tarafça da kabul görecek koşullarla çözüm getirmeye çalışmak olacaktır. Buna göre işlemin herhangi bir aşamasında Komisyon zaman zaman taraflara anlaşma koşulları tavsiye edebilir. Taraflar Komisyon ile Komisyonun görevini yürütebilmesi için iyi niyetli işbirliği içerisinde olacaklar ve tavsiyelerini en dikkatli biçimde ele alacaklardır.

(2) Taraflar anlaşmaya varabilirlerse Komisyon, anlaşmazlığa düşülen konuların ve anlaşmanın sağlandığının kaydedildiği bir raporun yayınlanmasını sağlayacaktır. Eğer, davanın herhangi bir aşamasında, Komisyonda taraflar arasında bir anlaşmaya varılamayacağı kanaati hâsıl olursa, Komisyon davayı durdurabilir ve anlaşmazlığın Komisyona sunulduğunu ve tarafların anlaşmaya varmakta başarısız olduklarını kaydeden bir rapor yayınlar. Eğer taraflardan biri davaya katılmazsa, Komisyon davayı düşürür ve taraflardan birinin davaya katılmadığını rapor eder.

Madde 35 –

Taraflar üzerinde başka bir şekilde anlaşmadığı takdirde arabuluculuk davasına taraf olanlar, hakemler önünde veya herhangi bir mahkemede veya başka bir şekilde, Komisyonunun raporuna veya tavsiyelerine veya diğer tarafın arabuluculuk davasındaki anlaşma önerilerine, yönetimine, beyanına, bildirilen görüşlerine dayanarak dava açmaya hak kazanamazlar.

KISIM IV

Hakemlik

BÖLÜM 1

Hakemlik İstemi

Madde 36 –

(1) Hakemlik davasının oluşturulmasını isteyen herhangi bir Akit Ülke veya vatandaşı konuyu Genel Sekreterliğe yazılı olarak bildirir ve Genel Sekreterlik istemin bir örneğini diğer tarafa iletir.

(2) İstem, anlaşmazlık konularını, tarafların tanıtımını, tarafların hakemlik ve arabuluculuk davasının açılma kurallarına uygun olarak hakemlik konusundaki rızalarını içeren belgeleri ihtiva edecektir.

(3) Genel Sekreter, istemde yer alan bilgilere dayanarak anlaşmazlığın Merkezin yargı alanı dışına taştığını saptamazsa istemi kaydedecek ve hemen taraflara istemin kaydedildiği veya kaydın reddedildiğini bildirecektir.

BÖLÜM 2

Heyetin Oluşturulması

Madde 37 –

(1) Hakem Heyeti (bundan sonra Heyet olarak adlandırılacaktır) 36 ncı maddeye uygun bir istem kaydedildiğinde en kısa zamanda oluşturulacaktır.

(2) a – Heyet yalnız bir hakemden veya tarafların üzerinde anlaşacağı tek sayıda tayin edilmiş hakemden oluşacaktır.

b  – Tarafların hakemlerin sayısında veya atanma yöntemi üzerinde anlaşamamaları halinde, Heyet, taraflarca ayrı, ayrı atanan birer ve Heyetin Başkanlığını yapacak, tarafların ortak atadığı bir hakemden olmak üzere üç hakemden oluşacaktır.

Madde 38 –

Eğer Heyet 36 ncı maddenin 3 üncü paragrafına göre istem kaydının Genel Sekreterlikçe dağıtımını izleyen 90 gün içinde veya tarafların daha önce üzerinde anlaştığı bir sürede oluşturulmazsa, Başkan herhangi bir tarafın istemi üzerine taraflara mümkün olduğunca danışarak atanamayan hakem veya hakemleri atayacaktır. Bu maddeye göre Başkanca atanan hakemler anlaşmazlığa taraf olan Akit ülkenin vatandaşı veya Akit ülkelerin vatandaşlarından birinin taraf olduğu anlaşmazlığa taraf olan Akit ülkenin vatandaşı olamazlar.

Madde 39 –

Hakemlerin çoğunluğu anlaşmazlığa taraf olan Akit ülkenin ve vatandaşı anlaşmazlığa taraf olan Akit ülkenin vatandaşı olmayacaktır. Bununla birlikte bu madde hükümleri tek hakem veya heyetin her bir üyesi tarafların rızası ile atanırsa uygulanmaz.

Madde 40 –

(1) Hakemler, Hakemler Paneli dışından Başkanın 38 incü maddeye göre atadıkları istisna olmak üzere, atanabilirler.

(2) Hakemler Paneli dışından atanacaklar 14 üncü maddenin 1 inci paragrafında dercedilen nitelikleri taşımalıdırlar.

BÖLÜM 3

Heyetin Yetkisi ve İşlemleri

Madde 41 –

(1) Heyet yetkili olup olmadığını kendisi kararlaştıracaktır.

(2) Anlaşmazlığa, bu anlaşmazlığın Merkezin yargı alanı içerisinde olmadığı veya diğer nedenlerle, Heyetin yetki sınırları içerisine girmediği biçiminde taraflardan birince itiraz edildiğinde, itirazın geçerliliğini veya ön bir soru olarak mı ele alınması gerektiğini Heyet belirleyecektir.

Madde 42 –

(1) Heyet, anlaşmazlığa taraflarca üzerinde anlaşılacak hukuk kuralları çerçevesinde karar verecektir. Anlaşma sağlanamaması halinde Heyet anlaşmazlığa taraf olan Akit ülkenin, hukukunun (Kanunların çatışması halinde uygulanacak kurallar da dâhil olmak üzere) ve Uluslararası hukukun uygulanabilir kurallarını uygulayacaktır.

(2) Heyet, hukukun belirsizliği veya boşluğu karşısında bir çözüm getirmeyebilir. (Heyet sadece hukukun belirsizliği veya hukuki boşluk gerekçesi ile yargılamayı reddedebilir.)

(3) 1 ve 2 nci paragraf hükümleri, taraflar bu şekilde anlaştığı takdirde, Heyetin anlaşmazlığı hakkaniyet kuralları çerçevesinde çözmesine engel teşkil etmez.

Madde 43 –

Taraflar başka türlü anlaşmadığı takdirde, davanın herhangi bir aşamasında, Heyet uygun görürse;

a – Tarafları belge ve delil göstermeye çağırabilir.

b – Anlaşmazlık alanını ziyaret edebilir ve uygun gördüğü soruşturmayı yürütebilir.

Madde 44 –

Hakemlik davası, taraflar başka biçimde anlaşmadıkları takdirde, bu bölüm hükümlerine ve tarafların hakeme gittikleri tarihteki hakemlik kurallarına göre yürütülür. Bu bölümce veya hakemlik kurallarınca veya tarafların anlaştığı kurallarınca kapsanmayan bir sorun arz olduğunda, Heyet soruna çözüm bulur.

Madde 45 –

(1) Taraflardan birinin mahkemeye katılamaması veya davasını sunamaması diğer tarafın bir hak iddia etmesi olarak kabul edilemez.

(2) Taraflardan birinin davanın herhangi bir aşamasında mahkemeye katılmaması veya olayı sunmaması halinde diğer taraf Heyetin iletilen sorunların çözümü ile ilgilenmesini ve karar vermesini isteyebilir. Karar verilmezden önce, Heyet, mahkemede bulunmayan veya davasını sunmayan tarafa, bu tarafın kasıtlı olarak yapmadığından emin olmadıkça ek bir süre vererek bu tarafı uyarır.

Madde 46 –

Taraflar başka biçimde anlaşmadığı takdirde, taraflardan birince istenmesi halinde Heyet, tarafların rızası çerçevesinde ve Merkezin yargı yetkisi içerisinde anlaşmazlığın aslî konusu dışında doğrudan ortaya çıkabilecek ek iddia ve karşı iddiaları belirleyecektir.

Madde 47 –

Taraflar başka biçimde anlaşmadığı takdirde, Heyet şartların böyle gerektirdiğini düşünerek, her iki tarafın karşılıklı haklarını korumak için ihtiyatî tedbirler tavsiye edebilir.

BÖLÜM 4

KARAR

Madde 48 –

(1) Heyet sorunlara üye çoğunluğu ile karar verir.

(2) Heyetin kararı yazılı olacak ve oy veren tüm üyelerce imzalanacaktır.

(3) Karar, Heyete sunulan her sorunu içerecek ve temel alınan gerekçeleri belirleyecektir.

(4) Heyetin herhangi bir üyesi karara kendi fikrini veya muhalefet şerhini, çoğunluğa katılsa da katılmasa da ekleyebilir.

(5) Merkez tarafların rızası olmadan kendiliğinden kararı yayınlayamaz.

Madde 49 –

(1) Genel Sekreter taraflara kararın tasdik edilmiş örneklerini tebliğ eder. Karar, tebliği tarihinde yürürlüğe girer.

(2) Heyet, kararın verilmesini izleyen 45 gün içerisinde taraflardan birinin başvurusu halinde diğer tarafı da haberdar ederek, kararda atladığı bir sorun hakkında karar verebilir ve karardaki, yazım, aritmetik veya benzeri hataları düzeltebilir. Heyetin kararı aslî kararın bir parçası olacak ve asıl karar gibi tebliğ edilecektir. 51 inci maddenin 2 nci paragrafında ve 52 nci maddenin 2 nci paragrafında sağlanan zaman dilimleri kararın verildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır.

BÖLÜM 5

Kararın Yorumu, Düzeltilmesi ve Geçersiz Kılınması

Madde 50 –

(1) Kararın anlamı veya kapsamı hakkında taraflar arasında bir anlaşmazlık olursa, taraflardan biri Genel Sekretere yazılı başvuruda bulunarak kararın yorumunu isteyebilir.

(2) Başvuru, mümkün olursa, Kararı veren Heyete yapılmalıdır. Bu mümkün olmaz ise bu kısmın 2 nci bölümüne göre yeni bir Heyet oluşturulur. Heyet şartların böyle gerektirdiğini düşünerek, yeni karar aşamasında, eski kararın uygulanmasını durdurabilir.

Madde 51 –

(1) Taraflardan biri Genel Sekretere yazılı başvuruda bulunarak karar verildiğinde Heyetçe ve başvuruda bulunan tarafça bilinmeyen, başvuruda bulunanın ihmali nedeni ile bilmemezlik etmediği, bilinmesi kararı etkileyecek nitelikte bir gerçeğin ortaya çıkması nedeni ile kararın düzeltilmesini isteyebilir.

(2) Başvuru bu gerçeğin ortaya çıkmasından sonraki 90 gün içinde ve her halükârda kararın verilmesinden sonraki 3 yıl içinde yapılmalıdır.

(3) Talep, mümkün olursa, kararı veren Heyete yapılmalıdır. Aksi halde bu kısmın 2 nci bölümüne  göre yeni bir Heyet oluşturulacaktır.

(4) Heyet, şartların böyle gerektirdiğini düşünerek, yeni karar aşamasında, eski kararın uygulanmasını durdurabilir. Başvuruda bulunan, başvurusunda kararın ertelenmesini talep ederse, Heyet istemi hükme bağlayana kadar karar ihtiyarî olarak ertelenir.

Madde 52 –

(1) Taraflardan biri aşağıdaki hallerden birini veya bazılarım öne sürerek, Genel Sekreterliğe yazılı başvuru ile kararın geçersiz kılınmasını isteyebilir.

a – Heyetin uygun bir şekilde oluşturulmadığı,

b – Heyetin yetkisini aştığı,

c – Heyet üyelerinden birinin rüşvet aldığı,

d – Mahkemenin temel kurallarından ciddî bir sapma olduğu,

e – Kararın dayandığı gerekçeleri belirtmediği.

(2) Başvuru, sebep rüşvete dayanıyorsa rüşvetin ortaya çıkmasından sonraki 120 gün içinde, diğer sebeplerde kararı izleyen 120 gün içinde ve her halükârda kararı izleyen 3 yıl içinde yapılmalıdır.

(3) İstem ulaştığında, Başkan, Hakem Panelinden 3 kişiyi ad hoc Komiteye atar. Bu komite üyelerinden hiçbirisi kararı veren heyetin üyesi, bu Heyet üyelerinden hiç birisi ile aynı ülke vatandaşı, anlaşmazlığa taraf olan ülke vatandaşı veya vatandaşı anlaşmazlığa taraf olan ülkenin vatandaşı, Akit Ülkelerden biri tarafından Hakem Paneline atanmış veya aynı anlaşmazlığa arabulucu olarak görev yapmış olamazlar. Komite, paragraf 3’de değinilen durumlar çerçevesinde kararın tümünü veya bir parçasını geçersiz kılmaya yetkilidir.

(4) Madde 41, 45, 48, 49, 53 ve 54 ile VI ve VII nci kısımlar Komite önündeki Mahkemede de “ mutatis mutandis-değişen koşullara göre” uygulanır.

(5) Komite, şartların öyle gerektirdiğini düşünerek, eski kararın yürürlüğünü yeni karar çıkana kadar erteleyebilir. Başvuruda bulunan, başvurusunda kararın yürütülmesinin durdurulmasını isterse, yürütme Komite talebi karara bağlayana kadar ertelenir.

(6) Karar geçersiz sayılırsa, anlaşmazlık taraflardan birinin istemi halinde, bu kısmın 2 nci bölümüne göre oluşturulacak yeni bir Heyete sunulur.

BÖLÜM 6

Kararın Tanınması ve Yürürlüğü

Madde 53 –

(1) Karar tarafları bağlayıcı olacak, daha üst bir makama götürülmeyecek veya bu sözleşmede öngörülenler dışında bir çözüme konu olmayacaktır. Taraflar, bu sözleşme hükümlerine göre kararın yürütülmesi durdurulmadıkça karara uyacaklar ve hükümlerini yerine getireceklerdir.

(2) Bu bölümün amacı uyarınca “karar” 50, 51 ve 52 nci maddeler çerçevesinde verilmiş kararları yorumlayacak, düzeltecek ve geçersiz kılabilecek kararları da içerecektir.

Madde 54 –

(1) Her üye ülke bu sözleşmeye uygun olarak verilmiş her kararı bağlayıcı kabul edecek ve kararın parasal yükümlülüklerini kendi sınırları içerisinde kendi Devletinin mahkemesinin nihaî (kesinleşmiş) bir kararı gibi yerine getirecektir. Federal Anayasalı bir akit ülke bu kararı Federal mahkemelerde yürütecek ve bu mahkemelerin karara Federe Devletin mahkemelerinin nihaî (kesinleşmiş) bir kararı gibi yaklaşmalarım sağlayacaktır.

(2) Bir âkit ülkenin sınırları içerisinde bu kararın tanınmasını ve yürütülmesini isteyen taraf, âkit devletin bu amaçla atayacağı uygun bir mahkeme veya otoriteyi Genel Sekreterce onaylanmış kararın bir örneği ile donatacaktır. Her âkit devlet bu amaçla atayacağı uygun bir mahkemeyi veya diğer otoriteyi ve daha sonra bu atamada yapılacak değişikliği Genel Sekretere bildirecektir.

(3) Kararın uygulanması, bu uygulamanın sınırları içinde âkit devletin kararların uygulanmasına ilişkin yapacağı kanunları gereğince yapılacaktır.

Madde 55 –

54 üncü maddedeki hiçbir şey, âkit devletin veya herhangi bir yabancı devletin uygulamadan imtina edebileceği şekilde, âkit devletin yürürlükteki kanunlarına bir “deregasyon” (aykırılık) olarak yorumlanamaz.

KISIM V

Arabulucu ve Hakemlerin Değiştirilmesi ve Vasıfların Kaybolması

Madde 56 –

(1) Bir komisyon veya Heyet oluşturulduktan ve dava görülmeye başlandıktan sonra aşağıdaki haller dışında, yapısı değişmeden kalacaktır. Eğer bir arabulucu veya hakem ölürse, mahcur (kısıtlı) olursa veya istifa ederse doğacak boşluk III üncü kısmın 2 nci bölümüne veya IV üncü kısmın 2 nci bölümüne göre doldurulacaktır.

(2) Komisyon veya Heyetin bir üyesi, Panel üyeliğinin sona erdiğine bakılmaksızın üyeliğini sürdürecektir.

(3) Eğer, taraflardan biri tarafından atanan bir arabulucu veya hakem üye olduğu Komisyon veya Heyetle anlaşmadan istifa etmişse, Başkan uygun Panelden bir kişiyi doğan boşluğu doldurmak için atayacaktır.

Madde 57 –

Taraflardan biri bir Komisyon veya Heyete, 14 üncü maddenin 1 inci paragrafında istenilen niteliklere sahip olmadığını gösterir delillere dayanarak, üyelerin herhangi birinin ıskatını önerebilir. Hakemlik davasının taraftarından biri IV üncü kısmın 2 nci bölümü gereğince yeterli olmadığını öne sürerek bir hakem veya arabulucunun ıskatını önerebilir.

Madde 58 –

Bir hakem veya arabulucunun ıskatı önerisi hakkında karar aşağıda sayılan haller dışında heyet veya komisyonun diğer üyelerince alınır.

Oyların eşit çıkması, tek hakem veya arabulucunun ıskatı önerisi veya hakem veya arabulucuların çoğunluğunun ıskatı önerisi halinde kararı Başkan alır.

Eğer önerinin uygun görüldüğü karara bağlanırsa, kararın kapsadığı arabulucu veya hakem III üncü kısmın 2 nci bölümü ve IV üncü kısmın 2 nci bölümü hükümleri uyarınca değiştirilir.

KISIM VI

Yargılama Giderleri

Madde 59 –

Merkezin olanaklarının kullanılmasından doğan ve taraflarca ödenmesi gereken masraflar İdare Konseyince saptanan kurallara göre Genel Sekreterce belirlenir.

Madde 60 –

(1) Her Komisyon ve her Heyet, üyelerinin ödenek ve masraflarını idarî Konseyce koyulan sınırlar içerisinde Genel Sekretere danıştıktan sonra belirler.

(2) Bu maddenin 1 inci paragrafındaki hiçbir şey tarafları Komisyon veya Heyet üyelerine ödenecek ödenek ve masraflar üzerinde önceden anlaşmaktan alıkoyamaz.

Madde 61 –

(1) Arabuluculuk davasında merkez olanaklarının kullanılmasından doğan masraflar ve Komisyon üyelerinin ödenek ve masrafları taraflarca eşit olarak paylaşılır. Her taraf davaya ilişkin diğer masraflarla kendisi yükümlüdür.

(2) Hakemlik davasında, taraflar üzerinde başka türlü anlaşamadığı takdirde, Heyet davaya ilişkin taraflarca yüklenilecek masrafları tayin eder ve bu masraflar, heyet üyelerinin ödenek ve masrafları ve merkez olanaklarım kullanmanın masraflarının nasıl ve kim tarafından ödeneceğine karar verir.

Bu karar, kararın bir parçasını oluşturur.

KISIM VII

Davanın Yeri

Madde 62 –

Arabuluculuk ve Hakemlik davaları aşağıda sayılan haller dışında Merkezde görülür.

Madde 63 –

Eğer taraflar anlaşırsa arabuluculuk ve hakemlik davaları aşağıdaki yerlerde görülebilir.

a) Merkezin bu amaçla düzenleme yapacağı resmî ve özel herhangi uygun bir kuruluşta veya Daimî Hakemlik Divanında veya

b) Genel Sekretere danıştıktan sonra Komisyon veya Heyetçe uygun görülecek herhangi bir diğer yerde.

KISIM VIII

Akit Devletler Arasındaki Anlaşmazlıklar

Madde 64 –

Bu sözleşmenin yorumundan veya uygulanmasından doğan ve görüşmelerle çözüme kavuşturulmayan Akit Devletler arasındaki anlaşmazlıklar Devletler başka bir çözüm yöntemi üzerinde anlaşmadıkları takdirde Uluslararası Adalet Divanına götürülür.

KISIM IX

Değişiklik

Madde 65 –

Akit devletlerden biri bu sözleşmenin değiştirilmesini önerebilir. Değişiklik metni, metinin görüşüleceği İdarî Konseyin ilk toplantısından önce 90 günden az olmamak üzere Genel Sekretere iletilmelidir ve Genel Sekreterce tüm İdarî Konsey üyelerine ulaştırılmalıdır.

Madde 66 –

(1) Eğer İdarî Konseyi 2/3’lük çoğunlukla değişikliği kabul ederse, değişiklik önerisi tüm âkit devletlere teyid, kabul veya onay için dağıtılacaktır. Her değişiklik tüm âkit devletlerin teyidi, kabul veya onayını sözleşmenin yeddi eminine bildirilmesinden 30 gün sonra yürürlüğe girer.

(2) Hiçbir değişiklik, bu sözleşmeye taraf devletlerin veya alt bölümlerinin veya temsilcilerinin veya bu devlet vatandaşlarının, bu değişiklik yürürlüğe girmezden önce Merkezin yargılanmasından doğmuş haklarını ve yükümlülüklerini etkilemez.

KISIM X

Nihaî Hükümler

Madde 67 –

Bu sözleşme banka üyesi devletler adına imzaya açılacaktır. Bu, Uluslararası Adalet Divanı Sözleşmesine taraf olan ve İdari Konseyin 2/3’lük çoğunlukla sözleşmeyi imzaya davet ettiği devletler adına da imzaya açılacaktır.

Madde 68 –

(1) Bu sözleşme imzacı devletlerin Anayasal düzenlemelerine uygun olarak, imzaca devletlerin teyid, kabul veya onayına tabidir.

(2) Bu sözleşme yirminci teyid, kabul veya onay aracının teslim tarihinden 30 gün sonra yürürlüğe girer. Her devlet için teyid, kabul veya onay aracını teslim ettiği günden 30 gün sonra yürürlüğe girer.

Madde 69 –

Her Akit Devlet, sınırlan içinde bu sözleşmenin geçeri olmasını sağlayacak kanunî veya diğer önlemleri alır.

Madde 70 –

Bu sözleşme, sözleşmenin kabulü veya onayı sırasında veya sonradan sözleşmenin yeddi eminine yazılı olarak sözleşme dışı alanlar bildiren bir kayıt konulmaması halinde, Akit Ülkenin uluslararası ilişkilerinden sorumlu olduğu sınırları içerisinde geçerlidir.

Madde 71 –

Herhangi bir âkit ülke sözleşmenin yeddi eminine yazı ile sözleşmeyi feshettiğini bildirebilir. Fesih, bildirimin ulaşmasından 6 ay sonra yürürlüğe girer.

Madde 72 –

Madde 70 ve 71’e uygun bir bildirim, o ülkenin veya ilgili alt birimlerinin veya temsilcilerinin veya vatandaşlarının, bildirimin ulaşmasından önce Merkezin rızası dışında doğan hak ve yükümlülüklerini etkilemez.

Madde 73 –

Bu sözleşmenin ve değişikliklerinin onay kabul veya teyid araçları bu sözleşmenin yeddi emini olarak işlem yapacak bankaca muhafaza edilir. Yeddi emin bu sözleşmenin tasdik edilmiş örneklerini banka üyesi ülkelere ve imzaya davet edilen ülkelere iletecektir.

Madde 74

Yeddi emin bu sözleşmeyi Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin 102 nci maddesine ve Genel Kurulca kabul edilen kurallara göre Birleşmiş Milletler Sekreterine kayıt ettirecektir.

Madde 75

Yeddi emin aşağıdakileri tüm âkit ülkelere bildirecektir:

a – Madde 67’ye göre imzaları,

b – Madde 73’e göre muhafaza edilen onay, kabul ve teyid araçlarını,

c – Madde 68’e göre bu sözleşmenin yürürlüğe gireceği tarihi,

d – Madde 70’e göre uygulama dışı bırakılan sınırları,

e – Madde 66’ya göre herhangi bir değişikliğin yürürlüğe gireceği tarihi,

f – Madde 71’e göre yapılan fesih bildirimini.

Washington’da İngilizce, Fransızca ve İspanyolca olarak ve her üçü de eşit derecede muteber olmak üzere düzenlenmiş olup söz konusu Konvansiyondan doğan mükellefiyetlerini yerine getirmeyi altındaki imzalarla teşvik eden bor kopya Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası arşivlerinde saklanacaktır.

Hukuki uyuşmazlıklarınıza güvenilir etkili ve en kısa zamanda ulaşılabilecek çözümler sunuyoruz.

Hukuki uyuşmazlıklarınıza güvenilir etkili ve en kısa zamanda ulaşılabilecek çözümler sunuyoruz.