Türkiye’de Yabancı Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümünde Tahkim Yolunun Tarihi Gelişimi
Tahkim, yabancı yatırımcı ile devlet arasında meydana gelebilecek uyuşmazlıkların devlet yargısı dışında, kendine özgü usul kuralları çerçevesinde, hakem veya hakem kurulu adı verilen kişilerce çözülmesini içeren yargılama şeklidir. Tahkim yargılamasını yabancı yatırım uyuşmazlıklarında çekici kılan unsur, ev sahibi devlet mahkemelerinde uyuşmazlığın çözülmesi durumunda, bu mahkemelerin yabancı yatırımcıya karşı bağımsız ve tarafsız olamayabileceği konusundaki haklı endişedir. Bu sebeple yabancı yatırımcıya tahkime başvurabilme hakkının tanınması, yabancı yatırımların teşviki bakımından büyük önem arz etmektedir. Zira yabancı yatırımcının, ülkedeki yerleşik kişilerle eşit muameleye tabi tutulacağını bildiği ve bir uyuşmazlık durumunda, uyuşmazlığın tarafsız bir tahkim heyeti önünde çözüme kavuşturulması hakkına sahip olabildiği devletlerde ve şartlarda yatırımlar yapmak istemelerini, doğal olarak mülkiyet haklarının korunması ve yatırımlarını garanti etme isteklerinin bir uzantısı olarak görmek gerekecektir.
Son kırk yıl içinde küresel ölçekte ticaret hacminin ve doğrudan yabancı yatırımların önemli oranlarda artış göstermesi, Türkiye’nin de kendisini değişen bu ticaret ve yatırım ortamına uyum sağlamak bakımından uluslararası alanda hukuki çerçeve bakımından gerekli tedbirleri almaya zorlamıştır.
Türkiye 1980’lerden çok daha önce tahkim konusunda, 1958 tarihli Yabancı Hakem Kararların Tanınması ve Tenfizi Hakkındaki New York Sözleşmesi ile 1961 tarihli Milletlerarası Ticari Hakemlik konusundaki Cenevre Sözleşmelerini 1991 yılında onaylamıştır. Daha sonra Türkiye, 1988 yılında 1965 tarihli Devletler ve Diğer Devletlerin Vatandaşları Arasındaki Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Hakkında Sözleşmeye (Washington Konvansiyonu) (ICSID) taraf olmuş, ardından bu sözleşme onay sürecinden geçerek 7 Ekim 1988 tarihli ve 88/13325 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile iç hukuka dahil olmuştur.
Türkiye sözleşmeye; 1) Taşınmaz mallar üzerindeki mülkiyet ve ayni haklarla ilgili uyuşmazlıkların ICSID yargılama yetkisi dışında olduğuna ilişkin çekince ve 2) Sözleşmenin 64.maddesinde yer alan ve sözleşmenin yorumundan veya uygulanmasından doğan ve görüşmelerle çözüme kavuşturulamayan uyuşmazlıkların Uluslararası Adalet Divanına götürülebilmesinin önünü açan hükmün aleyhine olmak üzere iki ayrı çekince koyarak sözleşmeyi onaylamıştır.
Ancak, bu anlaşmalara rağmen, Türkiye’de uluslararası tahkim yargılamasının uygulamaya geçebilmesi için iç hukuktaki hukuki engellerin de kaldırılmasıyla sonuçlanan bir sürecin geçmesi gerekmiştir.
Bu bağlamda, 1999 yılında yapılan bir değişiklikle Türk Anayasanın 47.maddesine eklenen 4.fıkradaki “Devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzel kişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği kanunla belirlenir.” hükmü gereğince, ilk defa olarak kamu hizmetlerinin bir kısmının özel hukuk sözleşmeleri ile gördürebilmenin yolu açılmıştır. Bu değişiklikle eş zamanlı olarak Anayasanın 125.maddesine eklenen (Anayasa Madde 125 – İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. (Ek hüküm: 13/8/1999-4446/2 md.) Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya milletler arası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletler arası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir.) hükmünü birlikte değerlendirdiğimizde; Türk hukukunda artık Devletin taraf olduğu özel hukuk sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların tahkim yolu ile çözülmesi sağlanarak uluslararası yatırımın ve uluslararası ticaretin önündeki engellerin kaldırıldığını söylemek mümkündür.
Tahkimin uygulanması konusundaki anayasal engellerin kaldırılmasından sonra sırasıyla ,
- Tahkim şartı veya tahkim sözleşmesinde; tahkim yoluyla çözülecek uyuşmazlıklar, uygulanması istenilen tahkim kuralları, tahkim yeri, hakem ya da hakem kurulunun seçimi ve sayısı, nitelikleri, hakem kurulunun yetkisi hakem kurulunun yargılama usulü, yargılamada kullanılacak dil, uyuşmazlığın esasına uygulanacak maddi hukukun seçimi, tarafların delil ikamesi, bilirkişilerin seçimi, uyuşmazlığın diğer tarafa ne şekilde bildirileceği, bildirim süresi, tahkim süresi, hakem kurulunun delil toplama yetkisi ve usulü, hakem ücreti, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve benzeri konuların ayrıntılı biçimde düzenlenmesini öngören 21 Ocak 2000 tarihi 4501 sayılı Kamu Hizmetleri ile İlgili İmtiyaz Şartlaşma ve Sözleşmelerinden Doğan Uyuşmazlıklarda Tahkim Yoluna Başvurulması Halinde Uyulması Gereken İlkelere Dair Kanun,
- Tahkim yeri olarak Türkiye seçildiği ve uyuşmazlık yabancılık unsur taşıdığı durumlarda uygulanmak üzere 21 Haziran 2001 tarihli 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu,
- Uyuşmazlıkların çözümü alt başlığının altında 3/e maddesinde yer alan, “Özel hukuka tabi olan yatırım sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü ile yabancı yatırımcıların idare ile yaptıkları kamu hizmeti imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden kaynaklanan yatırım uyuşmazlıklarının çözümlenmesi için; görevli ve yetkili mahkemelerin yanı sıra, ilgili mevzuaatta yer alan koşulların oluşması ve tarafların anlaşması kaydıyla, milli veya milletlerarası tahkim ya da diğer uyuşmazlık çözüm yollarına başvuralabilinir” hükmüyle, uyuşmazlıkların çözümünde Türk mahkemelerine veya tahkime yahut alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvurabilme tercihini taraf iradelerine bırakan 17 Haziran 2003 tarihli 4875 Sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu,
- Yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı 27 Kasım 2007 tarihli ve 718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun,
- Yabancılık unsur taşımayan ve tahkim yeri Türkiye seçildiği durumlarda ilgili hükümleri uygulanmak üzere 12.1.2011 tarihli 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu,
- İstanbul Tahkim Merkezinin (ISTAC) kurulması ve bu merkezin teşkilat ve faaliyetlerine ilişkin usul ve esasları düzenleyen 20 Kasım 2014 tarihli ve 6570 sayılı İstanbul Tahkim Merkezi Kanunu yürürlüğe girmiştir.