CMK OLAĞANÜSTÜ KANUN YOLLARI

A.GENEL AÇIKLAMALAR

5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda kanun yolları olağan ve olağanüstü kanun yolları olmak üzere iki ayrı başlığa ayırarak düzenlemiştir. İlk derece mahkemeleri tarafından verilen kesin olmayan kararlara karşı itiraz, istinaf ve temyiz yoluna başvurulabilir. Karar kesinleştikten sonra ise ancak gerekli şartlar sağlanıyorsa olağanüstü kanun yollarına başvurulabilir. Olağanüstü kanun yolları “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi”, “Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının İtiraz Yetkisi”, “Kanun Yararına Bozma” ve “Yargılamanın Yenilenmesi yollarıdır”. Önemle belirtmekte fayda vardır ki olağanüstü kanun yollarına başvurulması olağan kanun yollarından farklı olarak kararın infazını durdurmaz. Bu yazıda olağanüstü kanun yolları kısaca incelenecek ve örneklerle açıklanacaktır.

B.OLAĞANÜSTÜ KANUN YOLLARI

1.Olağanüstü İtiraz Yolu

İlk olağanüstü kanun yolu olarak CMK madde 308’de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, 308/A’da ise Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcısının itirazı düzenlenmiştir. Yargıtay Başsavcısı Yargıtay Ceza Dairelerinin kesin kararlarına karşı, Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcısı ise Bölge Adliye Mahkemesinin ilgili Ceza Dairesinin kesin kararına karşı bu yola başvurabilir. Bu itiraz yetkisi istisnai bir kanun yoludur, yalnızca kararın esasını etkileyebilecek durumlarda başvurulabilir.

a. Olağanüstü İtiraz Yoluna Başvurabilecek Olanlar

Bu olağanüstü kanun yoluna yalnızca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcısı başvurabilir. Başsavcı bu itirazı kararı veren daireye/mahkemeye kendiliğinden yapabileceği gibi talep üzerine de yapabilir. Başsavcı bu taleple bağlı değildir.

b. Olağanüstü İtiraz Yoluna Başvuru Süresi

 Bu olağanüstü kanun yolunda sanık lehine itirazda süre sınırı yoktur, aleyhine itirazda ise 30 günlük süre vardır.

c. Olağanüstü İtiraz Yoluna Başvuru Nedenleri

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre Başsavcının itiraz yetkisi yoluna başvurulması için gereken nedenler bakımından herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Savcı bu yola başvururken kararın esasını etkileyecek bir hukuka aykırılık yapıldığı sebebine dayanacaktır. Başsavcı itirazında, itiraz nedenlerini göstermek zorundadır zira inceleme yalnız bu nedenlerle sınırlı olarak yapılacaktır .İtiraz sonucunda verilen karardan istemde bulunup bulunmadığına bakılmaksızın tüm sanıklarakendilerini etkilediği ölçüde riayet eder. Ek olarak belirtmek gerekir ki HAGB kararına karşı kanunda yalnızca itiraz yoluna başvurulabileceği öngörüldüğünden, HAGB kararlarına karşı bu yola başvurulması mümkün değildir. Aynı şekilde ilk derece mahkemelerinin kararlarına karşı da bu yola başvuru gündeme gelmeyecektir, çünkü kanunda yalnızca BAM ve Yargıtay Ceza Dairlerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı bu yola gidilebileceği düzenlenmiştir.

d.Emsal Teşkil Eden Kararlar

(1) 18 yaşından küçük sanık için kısa süreli hapsin seçenek yaptırımlara çevrilmemesi sebebiyle bu yola başvurulabilir.

 E. 2006/218 K. 2006/244 T. Numaralı, 14.11.2006 tarihli Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında; Somut olayda 18 yaşından küçük sanık için verilen kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerekirken çevrilmeden verilen ceza onandığı için başsavcı tarafından olağanüstü itiraz yoluna başvurulmuş ve karar Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından bozulmuştur.

(2) Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı itiraz edilemez.

E. 2018/1482 K. 2018/1568 T. Numaralı 19.2.2018 tarihli kararda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı olağanüstü itiraz yoluna başvurulamayacağı gerekçesiyle esası incelenmeksizin reddedilmiştir.

(3) Görevsizlik kararına karşı olağanüstü itiraza başvurulamaz.

E. 2007/38 K. 2007/44 sayılı ve 20.2.2007 tarihli Ceza Genel Kurulu Kararına göre: Cumhuriyet Başsavcılığının; Özel Dairece verilen görevsizlik kararına karşı 5271 sayılı Yasa’nın 308. maddesindeki yetkiye dayanarak “olağanüstü itiraz yasa yoluna başvurma yetkisi bulunmamaktadır.

 

2.Kanun Yararına Bozma

Kanun yararına bozma yolu; istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen hukuka aykırılıkları bulunan kararların Yargıtay Ceza Dairelerince incelenmesi yoludur. Kesinleşmiş nihai kararlara karşı başvurulabildiği gibi kesinleşmiş ara kararlara karşı da kanun yararına bozma yoluna gidilebilir. Ayrıca kesinleşen HAGB kararı aleyhinde, İcra Ceza Mahkemesi kararları aleyhinde ve kovuşturmaya yer olmadığı kararına itirazın Sulh Ceza Hâkimliği tarafından reddedilmesine karşı da kanun yararına bozma yoluna başvurulabilir.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta istinaf veya temyiz yoluna götürülen kararlara karşı kanun yararına bozma söz konusu olamaz, ancak şartları sağlıyorsa diğer olağanüstü kanun yollarına gidilebilir.

a. Kanun Yararına Bozma Yoluna Başvurabilecek Olanlar

Kanun yararına bozma isteminde bulunma yetkisi Adalet Bakanlığının talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısındadır. Cumhuriyet savcısı, sanık, hakim, mahkeme, şikayetçi veya müdahil olarak katılan kişiler de yasa yararına bozma kanun yolunu kullanması için Adalet Bakanlığından talepte bulunabilir. Ayrıca cezanın kaldırılması veya azaltılması gereken durumlara özel olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Adalet Bakanlığının istemi olmadan kendisi de başvurabilir.

b. Kanun Yararına Bozma Yoluna Başvuru Süresi

Bu yola süre sınırlaması olmaksızın başvurulabilir.

c. Kanun Yararına Bozma Yoluna Başvuru Nedenleri

Kural olarak maddi veya usul yönünden hukuka aykırılıklar kanun yararına bozmaya konu olabilse de Yargıtay kanun yararına bozma anlamında hukuka aykırılık deyimini temyiz nedenlerinden daha dar yorumlamakta, ancak hukuki yapıyı sarsan boyutta belirgin aykırılıkların kanun yararına bozmaya konu edilebileceğini düşünmektedir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı başvuru yaparken sebep olarak Adalet Bakanlığının belirttiği yazılı sebepleri göstermek zorundadır, bunlardan başka sebepleri gösteremez.

d.Emsal Teşkil Eden Kararlar

(1) Suç unsurlarının oluşmadığından bahisle kanun yararına bozmaya başvurulabilir.

2009/7-69 E. 2009/176 K. sayılı ve 23.06.2009 tarihli Ceza Genel Kurulu kararına göre suçun unsularının oluşup oluşmadığı konusunda kanun yararına bozmaya başvurmak mümkündür.

(2) Mahkemenin takdirine bırakılan hususlarda kanun yararına bozmaya başvurulamaz.

2010/2-29 E. 2010/56 K. sayılı ve 23.03.2010 tarihli Ceza Genel Kurulu kararına göre kabul edilip edilmemesi mahkemenin takdirine bağlı olan istekler hakkında kanun yararına bozma yoluna gidilemez.

(3)  Kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi zorunluluğuna uyulmamasına karşı kanun yararına bozmaya başvurulabilir.

2011/493 E. 2012/127 K. Sayılı ve 27.03.2012 tarihli Ceza Genel Kurulu kararına göre kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi sonucunda kanun yararına bozma yoluna gidilebilir.

(4) Sonradan gerçekleşen yasa değişikliklerine dayanılarak kanun yararına bozmaya başvurulmaz.

E. 2010/76 K. 2010/77 sayılı ve 6.4.2010 tarihli Ceza Genel Kurul kararına göre sonradan gerçekleşen yasa değişikliklerine dayanılarak bu olağanüstü kanun yoluna başvurulamayacağı belirtilmiştir.

3.Yargılamanın Yenilenmesi

Yargılamanın yenilenmesi Yargıtay tarafından şu şekilde tanımlanmıştır: “kanunda sınırlı şekilde sayılan nedenlerden en az birisine dayalı olarak kesinleşmiş bir hükümde adli hata bulunduğu iddiasıyla hükmü veren mahkemeye başvurulmasıyla başlayan, hükmü veren hâkimin katılımı olmaksızın, mahkemece başvurunun kabulüne karar verilmesi halinde hükme konu sanık hakkında yeniden kovuşturma yapılmasına imkan sağlayan, olağanüstü bir kanun yoludur”.

a. Yargılamanın Yenilenmesi Yoluna Başvurabilecek Olanlar

Bu yola başvurabilecek kişiler: Cumhuriyet savcısı, sanık, katılan, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olanlar, sanık müdafii, katılan vekili, sanığın eşi veya yasal temsilcisidir. Hükümlünün ölmesi başvuruya engel değildir, bu durumda: ölenin eşi, üstsoyu, altsoyu, kardeşleri yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunabilirler. Bu kişiler yoksa Adalet Bakanı da bulunabilir.

b. Yargılamanın Yenilenmesi Yoluna  Başvuru Süresi

 Bu olağanüstü kanun yoluna başvuruda süre öngörülmemiştir ancak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla hak ihlali tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde bu yola başvurulması gereklidir..

c. Yargılamanın Yenilenmesi Yoluna Başvuru Nedenleri

Yargılamanın yenilenmesi sebepleri CMK’ da sınırlı sayıda olmak üzere sayılmıştır. Bu sebeplerden sanık lehine olanlar: hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği, kasıtlı gerçekdışı tanık veya bilirkişi beyanının hükmü etkilemesi, hakimin aleyhte mahkumiyet gerektirecek biçimde kusuru, kararda dayanılan mahkeme hükmünün kaldırılması, beraat veya daha az cezayı gerektirecek yeni olaylar veya delillerin ortaya konulması, AİHM kararıyla hak ihlalinin tespit edilmesi.

Sanık veya hükümlü aleyhine yargılamanın yenilenmesi sebepleri ise: sanığın lehine hükme etkili olan belgenin sahteliği, hakimlerden birinin mahkumiyet gerektirecek nitelikte sanık lehine kusur etmesi, sanığın beraatından sonra hakim önünde suçla ilgili ikrarda bulunması. Bunlara karşın, aynı kanun maddesinde yer alan sınır içerisinde cezanın değiştirilmesi amacıyla veya hata başka bir yolla giderilebilecek ise yenileme yapılamaz.

Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul veya reddedilmesi kararına karşı savcı ve ilgililer 7 gün içinde itiraz edebilir. Yargılamanın yenilenmesi başvurusu kabul edilirse yapılacak duruşma sonucunda karar onanır veya yeni hüküm verilir. Hükümlü ölmüşse duruşma yapılmaz  Başvuru hükümlü lehine yapıldıysa öncekinden daha ağır bir ceza verilemez. Yenileme sonucunda beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilirse, infaz edilen cezalardan dolayı kişinin uğradığı maddi manevi zararlar tazmin edilir.

d.Emsal Teşkil Eden Kararlar

(1) Yargılamanın yenilenmesi halinde aynı hakim görev alamaz.

Yargıtay 1.Ceza Dairesi, E.2009/10007 K.2010/4 sayılı ve 13.01.2010 tarihli kararında; Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hakim, aynı işte görev alamaz. Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına ilişkin kararın aynı mahkemece, fakat asıl kararı veren başkan ve üyeler dışındaki hakimlerden oluşturulan heyetçe verilmesi gerekir

(2) Esasa etkili delillerin toplanmaması yenileme sebebidir.

Yargıtay 7. Ceza Dairesi, E. 2013/11777 K. 2014/3166 sayılı ve 3.3.2014 tarihli kararına göre; Esasa etkili delillerin toplanmaması yargılamanın yenilenmesi sebeplerindendir.

(3) Cezanın infaz edilmesi yargılamanın yenilenmesine engel değildir.

Yargıtay 10.Ceza Dairesi, E. 2016/1980 K. 2017/1827 sayılı ve 11.5.2017 tarihli kararına göre; Yargılamanın yenilenmesi talebinin cezanın infaz edilmiş olduğu gerekçesi ile reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

(4) AİHM kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde yargılamanın yenilenmesine başvurulur.

Yargıtay 16.Ceza Dairesi, E. 2015/6442 K. 2016/373 sayılı ve 1.2.2016 tarihli kararında, hükmün aykırılığa dayandığının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olduğu, kararın kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde yargılamanın yenilenmesi isteminin yapıldığı, dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi için kanunun aradığı koşulların gerçekleşmiş olduğunun kabul edilmesine karar vermiştir.

(5) Yenilenme nedeni oluşması için delilin yeni olması gerekir.

E. 2012/909 K. 2014/121, 11.3.2014 tarihli Ceza Genel Kurulu kararına göre: Muhakemenin yenilenmesi nedeninin oluşması için olay ve delilin yeni olması gerekmektedir. Mahkemece yargılama sırasında bilinmeyen, bilindiği halde ulaşılamayan ve bu nedenle de kısmen veya tamamen hükmün kurulmasında dikkate alınmamış olan delil yeni delildir.

Stj. Av. H. Serkan PANAL

 

 

 

 

 

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir