Anayasa Mahkemesi Kararı İncelemesi: “Disiplin Soruşturması Sırasında Mahremiyet Alanına Girilemez”, “Meslekten Çıkarma Cezası «Son Çare» Olarak Verilmelidir.”

Anayasa Mahkemesi Kararı¹:

«Disiplin Soruşturması Sırasında Mahremiyet Alanına Girilemez» «Meslekten Çıkarma Cezası “Son Çare” Olarak Verilmelidir.»

ÖZETİ: Nikahsız olarak bir kadınla karı koca gibi birlikte yaşadığı gerekçesiyle hakkında «Meslekten Çıkarma Cezası»  verilen Jandarma personelinin yaptığı bireysel başvuruda Anayasa Mahkemesi, bu yaptırımın; başvurucunun mahremiyet alanına müdahale niteliği taşıması, ekonomik geleceğe menfi etkisi nedeniyle son çare olarak kullanılmaması ve eylemle orantılı olmaması gerekçeleriyle, başvurucunun özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Nikahsız olarak bir kadınla aynı çatı altında karı koca gibi birlikte yaşadığı isnadı ile hakkında verilen meslekten çıkarma cezası sebebiyle, J.Gn.K.lığı mensubu müvekkil adına, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruyla ilgili tamamlanan yargılama neticesinde;

  • Meslekten çıkarma cezasının toplumsal bir ihtiyaçtan kaynaklanan zorunlu bir tedbir olarak uygulandığının ortaya konulmaması,
  • Kamu görevlilerinin de temel hak ve hürriyetlere ilişkin Anayasa’da öngörülen güvencelerden yararlandıklarının göz ardı edilmesi,
  • Kolluk hizmeti yürütenlerin mahremiyet alanında cereyan eden ve özel yaşam kapsamında kalan eylemlerine ilişkin getirilen sınırlamaların hukuka uygun olduğunun kabul edilmesi için kuralı zorunlu kılan meşru amacın karşılanmasının tek başına yeterli kabul edilemeyeceği,
  • Kuralın amacının ve anılan hakka yapılacak müdahalenin disiplinin sağlanması için gerekli olduğunun ve uygulanan cezanın disiplinin bozulması veya bozulma tehlikesinin ortaya çıkması sebebiyle verildiğinin kamu gücünü kullanan yetkili mercilerin kararlarında gösterilmemesi,
  • Ayrıca sınırlamada öngörülen meşru amaç ile sınırlandırma aracı arasında orantısızlık bulunup bulunmadığı, sınırlandırmayla ulaşılabilecek genel yarar ile başvurucunun kaybı arasında adil bir denge kurulup kurulmadığı gibi hususlarda personelin sicil durumu da gözetilerek inceleme yapılmaması,
  • Başvurucuya isnat edilen eylemin görevin gereği gibi ifasını ve disiplini nasıl etkilediği ve neden genel ahlaka aykırı kabul edildiği hususlarının gerekçelendirilmemesi,
  • TSK’dan ayırma cezasının kişilerin temel geçim kaynağından yoksun kalmasına sebep oluşturması nedeniyle, başvurulacak son çare niteliğinde istisnai ve orantılı bir tedbir olarak alınmaması sebepleriyle,

Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.

Anayasa (Madde 20, Fıkra 1)

Özel Hayatın gizliliği

“Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.”


1Anayasa Mahkemesinin 12/9/2019 tarihli 2015/6302 Başvuru No.lu Z.A. Başvurusuna İlişkin Kararı,

(https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2015/6302)

(Hukuk Büromuzca takip edilen bir dava olup, bu kararla birlikte, ilgili personelin 7 yıl sonra göreve dönmesinin yolu açılmıştır.)