Ankara 13. İdare Mahkemesi; Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde uzman çavuş olarak görev yapmakta iken Jandarma Genel Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun kararı ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma cezası ile cezalandırılarak ilişiği kesilen davacı hakkında tesis edilen “silahlı kuvvetlerden ayırma cezası” işleminin, Mahkeme kararı ile iptal edilmesi sonucunda, davacının derece ve kademe ilerlemesi yönünden  hiç görevinden çıkartılmamış gibi olacağından davacı ile aynı dönemde görev yapan emsallerinin derece ve kademesine yükseltilmesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır.

                 T.C

             ANKARA

13.İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO      : 2022/

KARAR NO  : 2022/

DAVACI                                            : ……  …………

VEKİLİ                                              : AV. YALÇIN TORUN

DAVALI                                             : JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI

VEKİLİ                                              : ……… …………

DAVANIN ÖZETİ                            : Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde uzman çavuş olarak görev yapmakta iken  Jandarma Genel Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun ….. Tarihli kararı ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma cezası ile cezalandırılarak ilişiği kesilen davacı tarafından; anılan işleme karşı açtığı dava sonucunda Ankara İdare Mahkemesi’nin, ….. tarih ve E:2019/…., K:2020/…. sayılı kararı ile işlemin iptal edilmesi ve ….. tarihinde görevine dönmesi sonrasında, derece ve kademe hesabının emsallerine göre düzeltilmesi talebi ile davalı idareye yaptığı …… tarihli başvurunun reddine ilişkin ….. tarih ve ….. sayılı işleminin; hukuka aykırı işlemin bütün sonuçlarının ortadan kaldırılmasının gerektiği, emsallerinin gerisine düştüğü, benzer konulara ilişkin yargı kararlarının da bu yönde olduğu, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ                   : Derece kademe terfiinin sağlanabilmesi için ilgili mevzuatta öngörülen bazı şartların bulunduğu, davacının görevde olmadığı dönemde bu şartlar yönünden hakkında değerlendirme yapılamadığından derece kademe ilerlemesinin sağlanamadığı, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK  MİLLETİ  ADINA

           Karar veren Ankara 13. İdare Mahkemesi’nce,  dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:

 Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hüküm altına alınmış, 138. maddesinin son fıkrasında ise, “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” düzenlemesine yer verilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesinde, “İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 inci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.” hükmüne, aynı Kanunun 28. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. …” hükmüne yer verilmiştir.

Bir idari işlemin yargısal bir kararla iptali halinde, bu iptal kararlarının, tesis edilmesi sırasında unsurlarında bulunan sakatlıkları saptanan işlemi, tesis edildiği andan başlayarak ortadan kaldırdığı, bu özelliği nedeniyle geriye yürüyen sonuçlar doğurduğu, başka bir anlatımla, işlemin tesis edildiği tarihten önceki hukuki durumun geçerliliğini sağladığı idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.

            Zira, anılan idare hukuku ilkesinden dolayı idare, iptal kararının amaç ve kapsamına göre yeni bir işlem ya da işlemler yapmak, iptal edilen işlemden doğan sonuçları ortadan kaldırmak, işlemin hiç yapılmamış sayılmasının bir gereği olarak önceki hukuki durumun geçerliliğini sağlamakla yükümlü bulunmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; özel hayata ilişkin birtakım unsurlar gerekçe gösterilerek hakkında başlatılan idari soruşturma sonucunda Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma cezası ile cezalandırılması teklif edilen davacının Jandarma Genel Komutanlığı Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edildiği, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu uyarınca Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi ve kararın Jandarma Genel Komutanı tarafından ….. tarihinde onaylanarak davacıya tebliğ edilmesi üzerine bu karara karşı dava konusu işlemin iptali istemiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde (AYİM) iptal davası açıldığı, AYİM Birinci Dairesi’nce verilen ….. tarih ve E.2014/…., K.2014/….. sayılı karar ile davanın reddine karar verildiği, anılan karara karşı davacının karar düzeltme talebinin de aynı Dairenin ….. tarihli kararıyla reddedildiği, nihai kararın …. tarihinde davacıya tebliğ edildiği ve davacı tarafından ….. tarihinde bireysel başvuruda bulunulduğu, Anayasa Mahkemesince bireysel başvuru hakkında yapılan inceleme neticesinde Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayatının gizliliği hakkının ihlal edildiğine ve kararın bir örneğinin özel hayatın gizliliği hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Anayasa’nın geçici 21. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (b) alt bendi gereğince yetkili idari yargı merciine gönderilmesine karar verildiği, dava dosyasının, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin Anayasa değişikliği neticesinde kapatılmış olması nedeniyle Ankara İdare Mahkemesi’ne gönderilerek Ankara 4. İdare Mahkemesine tevzi edildiği, bu Mahkemede yapılan yargılama sonucunda …… tarih ve 2019/….., K:2020/….. sayılı karar ile işlemin iptal edildiği, bu karar üzerine 19/06/2020 tarihinde görevine dönen davacı tarafından, derece ve kademe hesabının emsallerine göre düzeltilmesi talebi ile davalı idareye yapılan …… tarihli başvurunun davalı idarenin …… tarih ve E-…… sayılı işlemi ile reddi üzerine anılan ret işleminin iptali amacıyla bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Davacının,  davacının …. tarihinde silahlı kuvvetlerden ayırma cezası verilerek görevine devam edememesine ve dolayısıyla derece kademe ilerlememesi yapamamasına yol açan davalı idare işleminin hukuka aykırılığının yargı kararıyla sabit olduğu hususunda tartışma bulunmamaktadır.

Bu durumda; davacı hakkında ….. tarihinde tesis edilen “silahlı kuvvetlerden ayırma cezası” işleminin, Ankara 4. İdare Mahkemesi’nin ….. tarih ve 2019/…., K:2020/….. sayılı kararı ile iptal edilmesi sonucunda, söz konusu işlem hukuk aleminde hiç tesis edilmemiş gibi bütün sonuçları ile ortadan kalkmış olacağı, bu işlemin yarattığı hak kayıplarının giderilmesini teminen, davacının derece ve kademe ilerlemesi yönünden de, hiç görevinden çıkartılmamış gibi olacağından davacı ile aynı dönemde görev yapan emsallerinin derece ve kademesine yükseltilmesi gerektiği, diğer bir ifadeyle, davacının silahlı kuvvetlerden ilişiğinin kesildiği tarihten yargı kararına istinaden göreve başladığı tarih arasında geçen süreçte mahrum kaldığı derece ve kademe ilerlemesine dair kıdemlerinin tarafına iade edilmesi gerektiğinden davacının derece ve kademesinin emsalleriyle eşit seviyeye getirilme talebiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Nitekim Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4.İdari Dava Dairesi’nin benzer bir uyuşmazlığa ilişkin olarak vermiş olduğu 19.06.2020 tarihli ve E:2020/1398, K:2020/1380 sayılı kararı da bu doğrultudadır.      

Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 230,40-TL  yargılama gideri ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 5.500,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin talep bulunmaması halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere …… tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

BAŞKAN                                          ÜYE                                       ÜYE

……….                                              …….                                      ……