Kamulaştırma, Acele Kamulaştırma ve Kamulaştırmasız El Atma Halleri
1.Giriş
Bu çalışmada “Kamulaştırma, Acele Kamulaştırma ve Kamulaştırmasız El Atma Halleri”
konusu; kamulaştırma kavramı ve hukukumuzdaki yeri, kamulaştırmanın satın alma yoluyla
gerçekleştirilmesi, kamulaştırmanın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası açılması
yoluyla gerçekleştirilmesi, acele kamulaştırma ve kamulaştırmasız el atma başlıkları altında
incelenmiştir.
2.Kamulaştırma Kavramı ve Hukukumuzdaki Yeri
A)Genel Olarak
Kamulaştırma, kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin
mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, mülkiyetinin veya irtifak haklarının Devlet veya
kamu tüzel kişilerine devredilmesi halidir. Kamulaştırma hususu Anayasamızda da
düzenlenmiş bir olgudur. Anayasamızın 46.maddesi uyarınca :
D. Kamulaştırma
MADDE 46 – Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek
karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını
veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar
üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.
Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir.
Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskân projelerinin
gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla
kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle
ödemeyi öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde
taksitler eşit olarak ödenir.
Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının
bedeli, her halde peşin ödenir.
İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş
kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.

Kamulaştırmada idare tarafından üstün tutulan kamu yararı ile kişisel yarar özelinde mülkiyet
hakkı çatışması yaşanmaktadır. İdare, ihtiyaç duyduğu taşınmazlar için kamulaştırma talep
edebilecektir ancak bu işlemi yerine getirirken hem mülk sahibi bireylerin temel haklarını
korumak hem de hukuka ve kanuna uygun bir şekilde süreci yürütmek durumundadır.
Nitekim Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Eki Birinci Protokolün Mülkiyetin Korunması
başlıklı 1 inci maddesinde de idarenin kamu yararını gözetebileceği ancak bunu yaparken
yasaya ve hukukun genel ilkelerine göre kamulaştırma işlemini gerçekleştirmesi gerektiği
vurgulanmıştır.
“Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı
vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve
uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.”

B)Hazırlık İşlemlerinin Gerçekleştirilmesi ve Kamulaştırma Kararının Alınması
Kamulaştırma işlemi, kamulaştırma kararının yetkili idarece usulüne uygun bir şekilde
alınmasıyla başlayan ve taşınmazın idare adına tescil edilmesiyle son bulan bir süreçtir.
İdare tarafından kamulaştırma işleminin gerçekleştirilebilmesi için izlenmesi gereken idari
yollar mevcuttur.
Öncelikle kamulaştırma işlemi, yukarıda da bahsedildiği gibi temel olarak kamu yararı
amacına dayanmaktadır. Belirtmek gerekir ki, bir kamu hizmetinin veya teşebbüsünün
yürütülmesi, hangi idarenin görev alanına giriyorsa ancak o idare tarafından kamu yararı
gözetilerek kamulaştırma işlemi yapılabilir. Bu kamu yararını tespit edecek ve kamu yararı
kararı verecek idari kurum merciler 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 5.maddesinde
sayılarak gösterilmiştir. Bu merciler tarafından verilen kararlar, 6.maddede belirtilen merciler
tarafından onaylanarak işleme koyulabilecektir. Burada dikkat çekilmesi gereken husus,
Cumhurbaşkanı veya bakanlıklar tarafından verilen kamu yararı kararlarının ayrıca onaya
ihtiyaç duymamasıdır. Bunun yanında, onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı
özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için ayrıca kamu yararı kararı alınmasına ve
onaylanmasına gerek yoktur. Bu durumlarda yetkili icra organınca kamulaştırma işlemine
başlanıldığını gösteren bir karar alınacak ve işlemler yürütülecektir.
Kamulaştırmada idare tarafından öncelikle yerine getirilmesi gereken usul 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanunu’nun 7.maddesinde açıklanmıştır :
Kamulaştırmada önce yapılacak işlemler ve idari şerh
Madde 7 – Kamulaştırmayı yapacak idare, kamulaştırma veya kamulaştırma yolu ile
üzerinde irtifak hakkı kurulacak taşınmaz malların veya kaynakların sınırını, yüzölçümünü
ve cinsini gösterir ölçekli planını yapar veya yaptırır; kamulaştırılan taşınmaz malın
sahiplerini, tapu kaydı yoksa zilyetlerini ve bunların adreslerini, tapu, vergi ve nüfus kayıtları
üzerinden veya ayrıca haricen yaptıracağı araştırma ile belgelere bağlamak suretiyle tespit
ettirir.
İlgili vergi dairesi idarenin isteği üzerine taşınmaz mal ve kaynakların vergi beyan ve
değerlerini, vergi beyanı bulunmadığı hallerde beyan yerine geçecek takdir edilecek değeri
en geç bir ay içerisinde verir.
İdare kamulaştırma kararı verdikten sonra kamulaştırmanın tapu siciline şerh verilmesini
kamulaştırmaya konu taşınmaz malın kayıtlı bulunduğu tapu idaresine bildirir. Bildirim
tarihinden itibaren malik değiştiği takdirde, mülkiyette veya mülkiyetten gayri ayni haklarda
meydana gelecek değişiklikleri tapu idaresi kamulaştırmayı yapan idareye bildirmek
zorundadır. (Değişik cümle: 24/4/2001 – 4650/2 md.) İdare tarafından, şerh tarihinden
itibaren altı ay içinde 10 uncu maddeye göre kamulaştırma bedelinin tespitiyle idare adına
tescili isteğinde bulunulduğuna dair mahkemeden alınacak belge tapu idaresine ibraz
edilmediği takdirde, bu şerh tapu idaresince re’sen sicilden silinir.

Öncelikle yapılacak işlem, kamulaştırma yapılacak taşınmazın bilgilerini içeren ölçek planın
hazırlanması ve kamulaştırılacak taşınmazın sahiplerinin veya tapu kaydı yoksa zilyetlerini
tespit etmektir. Bunların ardından vergi dairesine gerekli beyanlar yapılacak ve tapuda
kamulaştırmaya ilişkin taşınmaza sicilde şerh koydurulacaktır. İdare tarafından şerh
tarihinden itibaren altı ay içinde 10 uncu maddeye göre kamulaştırma bedelinin tespitiyle

idare adına tescili isteğinde bulunulduğuna dair mahkemeden alınacak belge tapu idaresine
ibraz edilmelidir. Aksi halde konulan bu şerh tapu idaresince re’sen sicilden silinecektir.

C)Kamulaştırmanın Satın Alma Usulü ile Gerçekleştirilmesi
Kamulaştırmanın satın alma usulüyle gerçekleştirilmesine ilişkin izlenecek yol ve uyulacak
esaslar 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 8.maddesinde belirtilmiştir:

Satın alma usulü
Madde 8
“İdarelerin, bu Kanuna göre, tapuda kayıtlı olan taşınmaz mallar hakkında yapacağı
kamulaştırmalarda satın alma usulünü öncelikle uygulamaları esastır.
Kamulaştırma kararının alınmasından sonra kamulaştırmayı yapacak idare, bu Kanunun 11
inci maddesindeki esaslara göre ve konuyla ilgili uzman kişi, kurum veya kuruluşlardan da
rapor alarak, gerektiğinde Sanayi ve Ticaret Odalarından ve mahalli emlak alım satım
bürolarından alacağı bilgilerden de faydalanarak taşınmaz malın tahmini bedelini tespit
etmek üzere kendi bünyesi içinden en az üç kişiden teşekkül eden bir veya birden fazla
kıymet takdir komisyonunu görevlendirir.
Ayrıca idare, tahmin edilen bedel üzerinden pazarlıkla satın alma ve trampa işlemlerini
yürütmek ve sonuçlandırmak üzere kendi bünyesi içinden en az üç kişiden teşekkül eden
bir veya birden fazla uzlaşma komisyonunu görevlendirir.

İdare, kıymet takdir komisyonunca tespit edilen tahmini bedeli belirtmeksizin, kamulaştı-
rılması kararlaştırılan taşınmaz mal, kaynak veya bunların üzerindeki irtifak haklarının

bedelinin peşin veya bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılıyor ise, bu
fıkradaki usulle- re göre taksitle ödenmesi suretiyle ve pazarlıkla satın almak veya idareye
ait bir başka taşınmaz malla trampa yoluyla devralmak istediğini resmi taahhütlü bir yazıyla
malike bildirir.
(Değişik beşinci fıkra: 20/8/2016-6745/31 md.) Malik veya yetkili temsilcisi tarafından, bu
yazının tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde, kamulaştırmaya konu taşınmaz malı
pazarlıkla ve anlaşarak satmak veya trampa isteği ile birlikte idareye başvurulması hâlinde;
komisyonca tayin edilen tarihte pazarlık görüşmeleri yapılır, tespit edilen tahminî değeri
geçmemek üzere bedelde veya trampada anlaşmaya varılması hâlinde, yapılan bu
anlaşmaya ilişkin bir tutanak düzenlenir ve anlaşma konusu taşınmaz malın tüm hukuki ve
fiili vasıfları ile kamulaştırma bedelini, malikin kimlik bilgilerini ve taşınmazların tapuda
tesciline veya terkinine dair kabul beyanlarını da ihtiva eden tutanak, malik veya yetkili
temsilcisi ve komisyon üyeleri tarafından imzalanır. Bu tutanak malikin ferağ beyanı ve
tapuda idare adına yapılacak tescilin hukuki sebebi sayılır.
(Değişik altıncı fıkra: 20/8/2016-6745/31 md.) İdarece, anlaşma tutanağının tanzim
tarihinden itibaren en geç kırk beş gün içinde, tutanakta belirtilen bedel hazır edilerek,
idarenin anlaşma tutanağı ve kamulaştırma öncesi taşınmaz üzerindeki tüm takyidat ve
haklardan arındırıldığını bildiren yazıya istinaden idare adına tapuya re’sen tescil veya terkin
edilir. Tapuya re’sen tescil veya terkinden sonra kamulaştırma bedeli kendilerine ödenir.

Bu madde uyarınca satın alınan veya trampa edilen taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkı,
sahibinden kamulaştırma yolu ile alınmış sayılır ve bu şekilde yapılan kamulaştırmaya veya
bedeline karşı itiraz davaları açılamaz.
Anlaşma olmaması veya ferağ verilmemesi halinde bu Kanunun 10 uncu maddesine göre
işlem yapılır.”
Kanunda da belirtildiği gibi tapuda kayıtlı taşınmazın kamulaştırılmasına karar verildikten
sonra öncelikle uygulanacak usul satın alma yoluyla kamulaştırmanın gerçekleştirilmesidir.
Buna ilişkin olarak yapılması gereken işlem ilk olarak Kamulaştırma Kanunu’nun
11.maddesi uyarınca belirlenen esaslara göre rapor alınabilmesi için, işlemi yapacak
idarenin bünyesinden en az 3 kişi belirlenerek taşınmaza ilişkin kıymet takdirinin
yapılmasıdır. Kıymet takdiri yapılırken ; taşınmazın cins ve nevii, yüzölçümü, kıymetini
etkileyebilecek bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı,
kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, araziler açısından
taşınmaz mal veya kaynağın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde
getireceği net geliri, arsalar açısından kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan
emsal satışlara göre satış değeri, yapılar açısından resmi birim fiyatları ve yapı maliyet
hesapları ve yıpranma payı, bunlar dışında da her bir ölçünün etkisi açıklanmak kaydıyla
bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri göz önünde bulundurularak rapor
hazırlanmalı ve bedel tespiti yapılmalıdır.
Taşınmazın tahmini değerini içeren kıymet takdiri belirlenen komisyon tarafından yapıldıktan
sonra, kamulaştırma işlemini yürüten idare yine kendi bünyesinde görev yapan en az 3
kişiden oluşturacağı komisyonla tahmini bedel üzerinden pazarlıkla satın alma veya trampa
işlemlerini gerçekleştirmek üzere bir uzlaşma komisyonu oluşturacaktır. Pazarlık ve satın
alma aşamasına geçilebilmesi için idare, taşınmazın malikine, belirlenen tahmini bedel
açıklanmamak kaydıyla satın alma veya irtifak hakkı kurma niyetini bildiren resmi taahhütlü
bir yazı gönderecektir. Malik veya yasal temsilcisinin, yazının tebliğ alınmasından itibaren
15 gün içinde anlaşma amacıyla idareye başvurması halinde idarece belirlenen tarihte
pazarlık görüşmeleri gerçekleştirilecek ve anlaşılması durumunda buna ilişkin tutanak
düzenlenecektir. Anlaşmaya konu taşınmazın tüm hukuki ve fiili vasıfları, bununla birlikte
kamulaştırma bedeli de taraflarca tutanakla imza altına alınacaktır.
Tutanağın imzalanmasının ardından kanuna göre, idare tarafından 45 gün içinde tutanakta
belirtilen kamulaştırma bedeli hazır edilerek idarenin anlaşma tutanağı ve kamulaştırma
öncesi taşınmaz üzerindeki tüm takyidat ve haklardan arındırıldığını bildiren yazıya
istinaden idare adına tapuda re’sen tescil veya terkin işlemleri gerçekleştirilecektir. Tapuya
re’sen tescil veya terkinden sonra kamulaştırma bedeli taşınmaz maliklerine ödenir ve
böylece taşınmaz sahibinden kamulaştırma yolu ile alınmış sayılır. Bu usul izlenerek
gerçekleştirilen satın alma yoluyla kamulaştırmaya ve anlaşılan bedele karşı dava yoluna
gidilemeyecektir.
Kanunda belirtilen şekilde kamulaştırma adına anlaşma sağlanamaması halinde ise görevli
ve yetkili mahkemeden Kamulaştırma Kanunu madde 10 uyarınca kamulaştırma bedelinin
mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenebilecektir.

D)Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescili Davası Açılması Yoluyla
Kamulaştırmanın Gerçekleştirilmesi
Kamulaştırmak istediği taşınmazı yukarıda detaylıca belirtilen usule göre elde edemeyen
idare, taşınmaz malikine karşı kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası açarak ilgili
taşınmazın kamulaştırılmasını talep edecektir. Davanın açılmasına ilişkin Kamulaştırma
Kanunu madde 11’in 1.fıkrasında :
“Kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idare, 7. maddeye göre
topladığı bilgi ve belgelerle 8. madde uyarınca yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu husustaki
diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk
mahkemesine müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu
bedelin, peşin veya kamulaştırma 3 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle
ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini ister.”

Açılacak davada görevli yargı birimi Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Yetki bakımından ise
taşınmazın bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi davaya bakacak olan yetkili
mahkemedir. İdare dava dilekçesinde, kamulaştırma konusu taşınmazın bedelinin tespitini
ve bu bedelin peşin veya istisnai hale girmesi koşuluyla taksitle ödenmesi karşılığında
taşınmazın kendisi adına tesciline karar verilmesini talep edecektir. Bu taleplerle açılacak
dava üzerine, mahkeme idarenin başvurusundan itibaren en geç 30 gün içinde duruşma
günü belirleyecek ve meşruhatlı davetiye çıkarılarak kanunda sayılan belirtilmesi gereken
hususlar ve dava dilekçesi davalı konumundaki taşınmaz malikine tebliğ edecektir.
Kendisine yapılan tebliğden itibaren 30 gün içinde davalı taşınmaz maliki, kamulaştırma
işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası
açabilecektir. Davalıya gönderilen meşruhatlı davetiyede, kamulaştırma işlemine karşı idari
yargıda dava açılmadığı ve yürütmenin durdurulması kararı alınmadığı takdirde
kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli
üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği bildirilecektir.
Davanın açılmasından itibaren 30 gün içinde tayin edilecek duruşmanın ne şekilde
ilerleyeceği ve yapılacak işlemler Kamulaştırma Kanunu m.10’un 5,6,7 ve 8. fıkralarında
gösterilmiştir :
“Mahkemece belirlenen günde yapılacak duruşmada hakim, taşınmaz malın bedeli
konusunda tarafları anlaşmaya davet eder. Tarafların bedelde anlaşması halinde hakim,
taraflarca anlaşılan bu bedeli kamulaştırma bedeli olarak kabul eder ve sekizinci fıkranın
ikinci ve devamı cümleleri uyarınca işlem yapar.”
“Mahkemece yapılan duruşmada tarafların bedelde anlaşamamaları halinde hakim, en geç
on gün içinde keşif ve otuz gün sonrası için de duruşma günü tayin ederek, 15 inci maddede
sayılan bilirkişiler marifetiyle ve tüm ilgililerin huzurunda taşınmaz malın değerini tespit için
mahallinde keşif yapar. Yapılacak keşifte, taşınmaz malın bulunduğu yerin bağlı olduğu köy
veya mahalle muhtarının da hazır bulunması amacıyla, muhtara da davetiye çıkartılır ve
keşifte hazır bulunması temin edilerek, muhtarın beyanı da alınır.”
“Bilirkişiler, taraflar ve diğer ilgililerin beyanını da dikkate alarak, 11 inci maddedeki esaslar
doğrultusunda taşınmaz malın değerini belirten raporlarını on beş gün içinde mahkemeye
verirler. Mahkeme bu raporu, duruşma günü beklenmeksizin taraflara tebliğ eder. Yapılacak

duruşmaya hakim, taraflar veya vekillerini ve bilirkişileri çağırır. Bu duruşmada tarafların
bilirkişi raporlarına varsa itirazları dinlenir ve bilirkişilerin bu itirazlara karşı beyanları alınır.”
“Tarafların bedelde anlaşamamaları halinde gerektiğinde hâkim tarafından onbeş gün içinde
sonuçlandırılmak üzere yeni bir bilirkişi kurulu tayin edilir ve hâkim, tarafların ve bilirkişilerin
rapor veya raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir
kamulaştırma bedeli tespit eder. Mahkemece tespit edilen bu bedel, taşınmaz mal, kaynak
veya irtifak hakkının kamulaştırılma bedelidir. Tarafların anlaşması halinde kamulaştırma
bedeli olarak anlaşılan miktar peşin ve nakit olarak, hak sahibi adına bankaya yatırılır.
Tarafların anlaşamaması halinde hâkim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen
bedelin idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda
hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir
komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele
ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve
kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere mahkemece belirlenecek banka
hesabına yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün
süre verilir. Kamulaştırma bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise
ilk taksitin yine peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, hak sahibi tespit edilememiş ise ileride
ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere 10 uncu maddeye göre mahkemece yapılacak
davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz
edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus
olmak üzere mahkemece uzatılabilir. İdarece, kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına
yatırıldığına, hâkim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen bedelin idarenin
kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın
bloke edildiğine veya hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda ise ileride ortaya çıkacak
hak sahibine verilmek üzere bloke edildiğine dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece,
taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine
karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil hükmü
kesin olup, tarafların bedele ilişkin istinaf veya temyiz hakları saklıdır. İstinaf veya temyiz
incelemesi sonucunda kesinleşen kamulaştırma bedeli, hak sahibine peşin ve nakit olarak
ödenen tutardan daha az olması durumunda aradaki fark ilgilisinden talep edilir. İdare
tarafından hak sahibi adına yapılan ödeme tarihi ile geri ödemeye ilişkin yazının ilgilisine
tebliğ edildiği tarih arasındaki süre için faiz alınmaz.”

Hakim öncelikle tarafları taşınmaz bedeli üzerinde anlaşmaya davet eder. Anlaşmanın
sağlanabilmesi halinde üzerinde anlaşılan bedel kamulaştırma bedeli olarak kabul edilir ve
Kamulaştırma Kanunu 11.maddesi 8.fıkrasının 2.cümlesi ve devamı uyarınca işlemler
yerine getirilerek dava sonuçlandırılır.
Anlaşılamaması halinde ise hakim tarafından en geç 10 gün içinde keşif günü tayin edilir ve
tüm ilgililer huzurunda taşınmaz mahalinde keşif yapılır. Keşif raporu, tarafların ve diğer
ilgililerin beyanları dikkate alınarak 15 gün içinde bilirkişi raporu hazırlanır ve taraflara tebliğ
edilir. Bunun sonucunda yine anlaşma sağlanamaması halinde hakim tarafından somut
durum gözetilerek kamulaştırma bedeli tayin edilir ve 8.fıkranın 2.cümlesine göre usul
işlemleri yürütülür. Mahkemece verilecek tescil hükmü kesin olup, bununla birlikte tarafların
bedele ilişkin istinaf veya temyiz hakları saklıdır. İstinaf veya temyiz incelemesi sonucunda
kesinleşen kamulaştırma bedeli, hak sahibine peşin ve nakit olarak ödenen tutardan daha
az olması durumunda aradaki fark ilgilisinden talep edilecektir.

Önemle altını çizmek gerekir ki, idare, kamulaştırmanın her safhasında, kamulaştırma kararı
veren ve onaylayan yetkili merciin kararı ile kamulaştırmadan tek taraflı olarak kısmen veya
tamamen vazgeçebilir.
E)Taşınmaz Maliki Tarafından Kamulaştırma İşlemine Karşı Açılabilecek Davalar
Taşınmaz malikinin dava hakkı Kamulaştırma Kanunu madde 14 uyarınca düzenlenmiştir:
Dava hakkı
Madde 14 – (Değişik: 24/4/2001 – 4650/7 md.)
Kamulaştırmaya konu taşınmaz malın maliki tarafından 10 uncu madde gereğince
mahkemece yapılan tebligat gününden, kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine
geçmek üzere mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde,
kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda
düzeltim davası açılabilir.
a)Kamulaştırma İşleminin İptali Davası
Kamulaştırma işlemi, idari işlem niteliğindedir ve idare her türlü işleminin yetki, şekil, sebep,
konu ve amaç bakımından hukuka aykırı olması halinde iptal davası açılabilecektir. Bu
kapsamda taşınmaz maliki tarafından kamulaştırma işleminin iptali istenebilecektir.
Kamulaştırma işlemine karşı iptal davalarında görevli ve yetkili mahkeme; kamulaştırma
kararı Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından alınmışsa Danıştay, diğer
kamulaştırma işlemlerinde ise taşınmazın bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.
Kendisine yapılan tebliğden itibaren 30 gün içinde taşınmaz maliki, kamulaştırma işlemine
karşı iptal davası açabilecektir. Bu süre hak düşürücü süre olarak düzenlenmiştir. Açılan
iptal davasında yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde, Asliye Hukuk
Mahkemesi’nde açılmış olan kamulaştırma bedelinin tespit ve tescili davası açısından Asliye
Hukuk hakimi idare mahkemesinde bir karar verilene kadar davaya ilişkin bir işlem
yapmayacak ve dava sonucunu bekleyecektir.
b)Maddi Düzeltim Davası
İdare tarafından açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasında kamulaştırılacak
taşınmazla ilgili idare tarafından önceden hazırlanmış olan kıymet takdiri tutanakları ve
işleme ilişkin diğer belgeler davalı taşınmaz malikine tebliğ edilecektir. Taşınmaz maliki
tarafından, kamulaştırmaya ilişkin belgelerde eksiklik veya herhangi bir gerçeğe aykırı
unsurun tespiti halinde maddi düzeltim davası açılabilir. Maddi düzeltim davası da 30 günlük
hak düşürücü süreye tabidir ve bu süre içinde taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk
Mahkemesi’nde açılmalıdır.

3)Acele Kamulaştırma
Kamulaştırma, idarenin kamu yararı gözeterek gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin
mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, mülkiyetinin veya irtifak haklarının Devlet veya
kamu tüzel kişilerine devredilmesi halidir. Kamulaştırma, yukarıda açıklanan olağan
sebeplerle yapılabileceği gibi ihtiyaç veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak
hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda farklı bir usul izlenerek de

yapılabilir. Acele kamulaştırma olarak adlandırılan bu hukuki yol, Kamulaştırma Kanunu
madde 27’de düzenlenmiştir:

Acele kamulaştırma
Madde 27 – 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt
savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel
kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların
kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili
idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın (Değişik ibare: 24/4/2001 –
4650/15 md.) 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek
bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına (Değişik ibare:
24/4/2001 – 4650/15 md.) 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen
bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir.
(Ek fıkra: 19/4/2018-7139/29 md.) Mahkemece verilen taşınmaz mala el koyma kararı tapu
müdürlüğüne bildirilir. Taşınmaz malın başkasına devir, ferağ veya temlikinin
yapılamayacağı hükmü tapu kütüğüne şerh edilir. El koyma kararından sonra taşınmaz mal
20’nci madde uyarınca boşaltılır.
Bu Kanunun 3’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak
kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedelidir.

Acele kamulaştırma işleminin, olağanüstü bir kamulaştırma yoludur ve istisnai durumlarda
uygulanabilecek bir yöntemdir. Hangi durumlarda bu yola başvurulabileceği kanunda tahdidi
bir şekilde gösterilmiştir. İlgili kanun maddesi uyarınca belirtilen şartların mevcut olması
halinde, kamu yararı bakımından gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet
takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin talebi üzerine
taşınmazın bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılarak acele el koyma
talep edilebilecektir. Açılan bu dava HMK uyarınca delil tespiti niteliğindedir. Mahkemece,
dava açıldıktan sonra bilirkişi kurulu tayin edilecek ve Kamulaştırma Kanunu madde 11
uyarınca bedel tespiti yapılacaktır. Yapılan bilirkişi incelemesinde belirlenen acele el koyma
bedelinin idare tarafından, mahkemece belirlenen süre içinde bankaya yatırılması halinde
acele el koyma gerçekleştirilecektir.
Acele el koyma gerçekleştikten sonra, kendisine tebliğ yapılan taşınmaz maliki ya parayı
alıp idare adına tescile onay verecektir ya da bedeli az bulduğunu ve anlaşmadığını idareye
bildirecektir. Taşınmaz maliki tarafından tescile onay verilmemesi durumunda Kamulaştırma
Kanunu m.8 uyarınca öncelikle satın alma yoluyla uzlaşma denenecek ve bedel üzerinden
anlaşılmaya çalışılacaktır. Bunun da gerçekleşmemesi halinde idare tarafından m.10
uyarınca bedel tespit ve tescil davası açılarak taşınmazın idare adına tescili
sağlanabilecektir. Taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan bu
davada kamulaştırmaya ilişkin hükümler uygulanacak ve dava bu şekilde yürütülecektir.
Acele el koyma için idare tarafından açılan dava delil tespiti niteliğinde olduğu ve tescile
imkan vermediği için, idare tarafından taşınmaz maliki ile anlaşılamaması halinde bedel
tespit ve tescil davası açılması zorunludur. Dava sonucunda belirlenen bedel idare
tarafından taşınmaz malikine ödenecek ve taşınmazın idareye tescili gerçekleştirilerek
kamulaştırma işlemi kesinleşecektir.

Acele kamulaştırma yoluna başvurulmasının temel sebebi, tescilin gecikmesi durumunda
acele el koyma davasıyla söz konusu taşınmaza el konulup gözetilen kamu yararının
gecikmesizin yerine getirilmesini sağlamaktır.

4)Kamulaştırmasız El Atma
Öğretide kamulaştırmasız el atma kavramı; kamulaştırma işlemi yapılmaksızın idarenin özel
mülkiyette bulunan taşınmazlara kişilerin mülkiyet hakkını kısıtlayacak şekilde fiilen
müdahale etmesi olarak tanımlanmıştır. Kamulaştırmasız el atma hukuki değil, fiili bir
durumdur. Mevzuatta bu işleme ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır, bu nedenle de işlem
hukuki dayanaktan yoksundur.
Kamulaştırmasız el atmanın birtakım unsurları vardır. Bu unsurlara sahip işlem idare
tarafından gerçekleştirildiğinde taşınmaz maliki bu işleme karşı dava yoluna gidebilmektedir.
Kamulaştırmasız el atmadan söz edebilmek için :

  • El atılan taşınmazın özel hukuk gerçek veya tüzel kişisinin mülkiyetinde bulunması
  • Kamulaştırma yetkisine sahip idare tarafından taşınmaza kamulaştırma yapılmadan fiilen
    el atılması
  • El atma işleminin kamu yararı gözetilerek gerçekleştirilmesi
  • El atma işleminin hukuka aykırı olması
    Bu şartların sağlanması ve el atma işleminin istisna durumlar içine girmemesi halinde
    taşınmaz maliki tarafından idareye karşı dava açılabilecektir.
    a)Müdahalenin Men’i Davası veya Bedel Davası
    Kamulaştırmasız el atma işlemine karşı el atmanın önlenmesi amacıyla müdahalenin men’i
    davası açılabilir. Bu davanın açılabilmesinin temel şartı, taşınmaz üzerindeki haksız
    tecavüzün devam ediyor olmasıdır. Çünkü taşınmaz maliki, açtığı dava ile idarenin haksız
    tecavüzünün sona erdirilmesini talep etmektedir. Haksız el atma sona ermişse, müdahalenin
    men’i değil ancak varsa malikin zararının tazmini talep edilebilecektir. Müdahalenin men’i
    davasında taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesi yetkilidir.
    Taşınmaz maliki müdahalenin men’ini talep etmek yerine idareye karşı bedel davası açarak
    el konulan taşınmazın bedelini isteme hakkına da sahiptir. Buna göre kamulaştırma işlemi
    yapmadan kamu yararı gözeterek dava konusu taşınmazına el koyulan taşınmaz maliki,
    taşınmazın bedelini talep edip mülkiyeti idareye devredebilecektir. Bedel davasında da
    görevli ve yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesidir.
    Anayasa Mahkemesi 10.04.2003 gün ve E: 2002/112, K: 2003/33 sayılı kararıyla 2942 sayılı
    Kamulaştırma Kanunu’nun hak düşürücü süreyi düzenleyen 38. maddesini iptal etmiştir.
    İptal öncesi düzenlemede, taşınmaz mal ile ilgili dava hakkının 20 yıl geçmekle düşeceği
    belirtilmişken Anayasa Mahkemesi’nin 38. maddeye ilişkin iptal kararından sonra, idarenin
    hak düşürücü süre sonunda taşınmazın mülkiyetini tescilden önce kazanması söz konusu
    olamayacaktır. Bu nedenle iptal kararıyla birlikte kamulaştırmasız el koyma nedeniyle
    açılacak davalarda süre sınırı bulunmamaktadır.

b)Ecrimisil veya Tazminat Davası
Ecrimisil, bir taşınmazın hak sahibinin rızası olmaksızın başka biri tarafından haksız
kullanımı sonucu istenebilecek tazminattır. Taşınmaz maliki, idareye karşı ecrimisil davası
açarak haksız işgal sebebiyle kullanılan süre kadar kullanma bedelini isteyebilir. Ecrimisil
davası tek başına açılabileceği gibi müdahalenin men’i davası, bedel davası veya tazminat
davasıyla birlikte de açılabilir.
Ecrimisil davalarında görevli ve yetkili mahkeme, adli yargıda genel hükümlere göre
taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Ecrimisil talebinde Yargıtay, 5 yıllık
zamanaşımı süresini benimsemektedir.
Bununla birlikte veya ayrı olarak taşınmaz maliki, kamulaştırmasız el atılan ve zarar gören
taşınmazının zararının tazminini de talep edebilir. Tazminat davası taşınmazın bulunduğu
yer Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılacaktır. Tazminat istemine ilişkin zamanaşımı süresi,
haksız fiil sorumluluğuna dayanıldığından 2 ve 10 yıldır.

c)Açılacak Davalara İlişkin Vekalet Ücreti ve Harçlar
Anayasa Mahkemesi kamulaştırmasız el koyma davalarında, mahkeme ve icra harçları ile
her türlü vekalet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiğini düzenleyen 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanunu Geçici 6. maddesinin 13. fıkrasını 13.11.2014 tarihinde iptal etmiştir.
Yargıtay 04.11.1983 tarihinden sonra kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar için açılan
davalarda vekalet ücreti ve harcın nispi olarak belirleneceğine karar vermiştir.
Kamulaştırmasız el koyan idare Harçlar Kanunu m. 13/J bendin- de yer alan genel bütçeli
kuruluşlardan olması halinde idareden harç alınmayacak ve kısmi kabul halinde de karşı
taraf lehine reddedilen miktarı geçmemek üzere idare lehine nispi vekalet ücreti takdir
edilecektir.
Sonuç
Kamulaştırma, kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin
mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, mülkiyetinin veya irtifak haklarının Devlet veya
kamu tüzel kişilerine devredilmesi halidir. İdare tarafından yapılan bu işlemde kamu yararı
ve mülkiyet kavramları karşı karşıya gelmektedir. Bu sebeple idarenin işleminin hukuka
uygun olarak gerçekleştirilebilmesi adına 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nda belirtilen
hususlar dikkate alınmalıdır. İdare, kamulaştırmayı uzlaşarak satın alma yoluyla
gerçekleştirebileceği gibi bunun mümkün olmaması halinde kamulaştırma bedelinin tespit
ve tesciline ilişkin dava açarak kamulaştırma işleminin gerçekleştirilmesini talep
edebilecektir. Kamu yararının gerektirdiği hallerde acele kamulaştırma yoluna gidilebilmekle
birlikte idarenin hukuka dayanmayan fiili durum yaratarak kamu yararı saikiyle
kamulaştırmasız el atma işlemi yapması da mümkündür. Yapılabilecek bu işlemlere karşı
hukuk düzeni elbette taşınmaz malikini de koruyucu önlemler almıştır. Buna göre dava hakkı
bulunan taşınmaz maliki, kamulaştırmanın iptalini veya bedelin düzeltilmesini talep
edebilecek aynı zamanda taşınmazına ilişkin maruz kalınan tecavüzlere de dava yoluyla
karşı koyabilecektir. Tüm bu durum gözetildiğinde kanuna ve hukuka uygun işlem yapılması
zorunluluğu göze çarpmaktadır.

(Temel Kavramlar:Kamulaştırma, Satın Alma Yoluyla Kamulaştırma, Bedel Tespit ve
Tescil Davası, Kamulaştırmanın İptali Davası, Acele Kamulaştırma, Kamulaştırmasız
El Atma, Ecrimisil, Müdahalenin Meni )

Av.Erdem Arda AKAY Av.Yalçın TORUN

UYARI
Web sitemizde yayımlanan yukarıdaki yazılı metnin, eser sahipliği hakları Av.Yalçın
TORUN’a ve Av.Erdem Arda AKAYA’a aittir. Bu yazılı metin hak sahipliğinin tespiti amacıyla
zaman içerikli elektronik imza ile muhafaza edilmektedir. Sitemizdeki yazılı metinler avukat
meslektaşlarımız tarafından dilekçelerinde serbestçe kullanılabilir, fakat metinlerin
tamamının, bir kısmının veya özetinin atıf yapılmaksızın başka web sitelerinde
yayınlanmasına iznimiz yoktur

Kaynakça
KARACA Egemen, Kamulaştırmasız El Koymanın Unsurları ve Kamulaştırmasız El
Koymaya Karşı Yargısal Başvuru Yolları, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Ankara 2018
HAYTA Mehmet Ali, Kamulaştırma ve Kamulaştırmasız El Koyma Davaları, Adalet Yayınevi,
Ankara 2014

Av. Erdem ARDA AKAY
Av. Yalçın TORUN

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir