SAHTECİLİK SUÇLARI

Sahtecilik suçları ile kastedilen; gerçeğin herhangi bir biçimde değiştirilmesi,
gerçeğe aykırı yazı, söz veya eylemin doğru diye ileri sürülmesi şeklinde işlenen
suçlardır. Bu suçlar Türk Ceza Kanunu’nda Kamu Güvenine Karşı Suçlar başlığı
altında sayılmıştır. Zira belgede sahtecilik suçları, delil araçlarının güvenliğini ve
güvenilirliğini koruma amacına hizmet ettiğinden bu suçların mağduru kişi/kişiler değil
toplumdur. Dolayısıyla bu suçlar ile korunan hukuksal yarar da “Kamu Güveni”dir.
Bu suçlar; Parada Sahtecilik, Kıymetli Damgada Sahtecilik, Mühürde Sahtecilik,
Resmi Belgede Sahtecilik, Özel Belgede Sahteciliktir. Bu yazımızda sayılan suçlardan
günlük hayatta en çok karşılaşılan suçlar olan “Remi Belgede Sahtecilik suçu” ve “Özel
Belgede Sahtecilik” suçu açıklanacaktır. Bu kapsamda öncelikle her iki suç tipinin de
maddi konusu olan “Belge” açıklanacak devamında da bu suç tipleri ayrı ayrı
irdelenecektir.
A. BELGEDE SAHTECİLİK SUÇLARININ MADDİ KONUSU: BELGE
Belge, hukuksal açıdan önem taşıyan ve onu meydana getiren kişinin delil
amacıyla belirli bir beyanını içeren yazı parçasıdır.(TEZCAN, Ceza Özel Hukuku Syf.
891) Belgenin unsurlarına bakıldığında;
a. Yazılılık,
Belgeyi oluşturan iradenin yazı ile belirlenmiş, tespit edilmiş olması halinde bu
unsur gerçekleşir. Yazının herhangi bir dil veya alfabeyle yazılması olanaklıdır. Fakat,
yazının okunur, anlaşılır olması zorunludur. Okunamayan yazılı evrak, belge
sayılamaz.(H.T.GÖKCAN Ankara Barosu Dergisi)
b. Düzenleyeninin belli olması,
Belgenin belirli bir düşünce veya olayın aktarımını ya da bir hukuki ilişkinin
varlığı ya da yokluğunu gösterme gibi bir irade beyanını içermesi halinde hukuken
korunduğu, delil niteliğinin bulunduğu kabul edilir.( H.T.GÖKCAN Ankara Barosu Dergisi)
c. Belli bir içeriğinin bulunmasıdır.
Yazılı materyalin belge olarak kabul edilebilmesi için, kim tarafından
düzenlendiğinin belli olması gerekir. Kimin düzenlediği bilinmeyen yazıların belge
niteliği bulunmamaktadır. Kimin düzenlediğinin bilinmesi demek, kim adına
düzenlendiğinin bilinmesi anlamına gelmektedir.( H.T.GÖKCAN Ankara Barosu Dergisi)

B. RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU
Resmi belgede sahtecilik suçu TCK Madde 204’te düzenlenmiştir. Buna göre;
“(1)Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi
başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki
yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2)Görevi gereği düzenlemeye
yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını
aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi
belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.(3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar
geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.”
Resmi belge, ancak bir kamu görevlisi tarafından görev gereği ve kanunda
öngörülen usul ve formalitelere uygun olarak düzenlenen belgedir. Örneğin; mahkeme
kararları, düzenleme biçimindeki noter senetleri, duruşma tutanakları vb. belgeler
resmi belgelerdir. Ayrıca TCK Madde 210’da özel belgede sahtecilik suçunun
konusunu oluşturan bazı belgelerin de resmi belgede sahtecilik hükmüne göre
cezalandırılacağını düzenleme altına almış ve bu belgelerin hukuk düzeni tarafından
resmi belgeler gibi korunacağı belirtilmiştir. Bu belgeler madde metninde sınırlı sayıda
sayılmış olup bunlar; emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden
belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetnamedir.
Bu suç hem kamu görevlileri tarafından hem de kamu görevlisi olmayan kişiler
tarafından işlenebilir. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde cezası daha
fazla olacaktır. Maddenin ilk fıkrası kamu görevlisi olmayan kişilerin resmi belgede
sahtecilik suçunu işlemesini, ikinci fıkrası ise kamu görevlilerinin resmi belgede
sahtecilik suçunu işlemesini hüküm altına almıştır.
Bu suç kamu güvenine karşı işlenen suçlar arasında sayılması ve önemi gereği
şikayete bağlı olmayan bir suçtur. Bu suçta ceza zamanaşımı yani bu suçu işleyen
failin cezalandırılabilmesi açısından hakkında kamu davası açılması için; 8 yıl içinde,
suçu işleyen kamu görevlisi olduğu takdirde 15 yıl içinde hakkında iddianame
hazırlanıp mahkemeye sunulması gerekir. (TCK Madde 66) Türk Ceza Kanununda
suçun işlenişinin seçimlik harekete bağlandığı görülmektedir. Yazımızda öncelikle
kamu görevlisi olmayan kişilerin işledikleri resmi belgede sahtecilik suçu ardından da
kamu görevlilerinin işledikleri resmi belgede sahtecilik suçu incelenecektir. Bu
hareketleri tek tek incelemek gerekirse;

1.Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenlemek, gerçek bir resmi belgeyi
başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek veya sahte resmi belgeyi
kullanmak suçu
TCK MADDE 204/1’deöngörülen bu fiilin faili kamu görevlisi olmayan kişilerdir.
Bu suç kasten işlenen suç tipi olup tipikliğe uygun fiil aşağıdaki seçimlik hareketlerden
herhangi birinin gerçeklemesiyle oluşur;

a. Gerçeğe aykırı resmi belge düzenleme
Bu fiilde “düzenlemek” ile kastedilen aslında “taklit etme”dir. Resmi belge
düzenleme yetkisi olmayan kişilerin resmi belgeyi taklit ederek gerçeğe aykırı resmi
belge düzenlemesi bu fiile vücut verir. Belgeyi düzenleyen kişi belgenin düzenleyeni
olarak görünen kişiden bir başkasıdır. Bu suçta kamu görevlisi olmayan kişiler fail
olabilir. Örneğin bir işyeri sahibinin işyeri çalıştırma ruhsatı olmadığı halde bu ruhsatı
kendisinin düzenlemesi bu fiile vücut verecektir. Bu ruhsatı düzenleme ve verme yetkisi
belediyede olduğu halde, fail yetkisi olmaksızın aldatıcı nitelikte bir resmi belge
düzenleyerek toplumun güvenini iğfal etmektedir.
b. Mevcut ve gerçek olan bir resmi belgenin içeriğinin değiştirilmesi
Değiştirme ile kastedilen; resmi belgeyi düzenlemeye yetkili makam tarafından
gerçeğe uygun bir resmi belge düzenlendikten sonra bu belgede ekleme veya çıkarma
yapılmasıdır. Bu fiil ile sanki resmi belge başlangıçtan itibaren bu şekilde düzenlenmiş
izlenimi verilmektedir. Bu aldatıcı izlenimin objektif olması yani belgeyi gören herkes
için belgenin baştan itibaren bu şekilde düzenlediği izlenimi yaratacak nitelikte olması
gereklidir. Örneğin belgede kullanılan kalem tonlarının farklı olması ya da mührün
biçim koşullarına uygun olmaması hallerinde objektif aldatıcılık niteliği eksiktir. Örnek
Yargıtay kararları aşağıdadır;
“Sanığın suça konu belgelerde yaptığı sahteciliğin aldatma yeteneğini haiz olup
olmadığının bilirkişi raporu ve mahkeme gözlemi ile tespit edilmemiş olması ve
sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin
hakime ait olduğu da dikkate alınarak, gerçeğin kuşkuya yer verilmeyecek şekilde
açığa çıkarılabilmesi ve suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının tespiti amacıyla,
suça konu belgelerin mahkeme heyeti tarafından incelenip, özellikleri zapta geçirilerek,
aldatma yeteneği bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, gerekirse bu konuda bilirkişi
incelemesi yaptırılması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar
verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.”(Yargıtay 23.C.D. 2015/2254 E., 2015/4372 K.,
29.09.2015 T.)
“Sanığın, ….. adına düzenlenmiş nüfus cüzdanını, fotoğraf değişikliği yaparak
kullandığının ve bu şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul
olunduğu olayda; nüfus cüzdanı aslı dosya arasına getirtildikten sonra heyetce yapılan
incelemede, Nüfus Hizmetleri Yönetmeliği’nin 130. maddesi gereğince nüfus
cüzdanına yapıştırılan fotoğraf üzerinde bulunması gereken soğuk mühür izinin
mevcut olmadığının ve bu haliyle resmi belge sayılan nüfus cüzdanının unsurlarının
eksik olduğunun anlaşılması karşısında; resmi belgede sahtecilik suçunun aldatma
kabiliyetinin bulunmadığı cihetle, sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği
gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, yasaya aykırı olduğundan
bozmayı gerektirmiş”(Yargıtay 21.C.D 2016/10586 E., 2016/7649 K., 14.12.2016 T.)

c. Gerçeğe aykırı olan resmi belgenin kullanılması
Sahte resmi belgenin tek başına düzenlenmesi veya değiştirilmesi de ceza
verilmesine yeterli olup kullanılması zorunlu değildir. Ancak resmi belgeyi sahte olarak
düzenleyen kişi aynı zamanda düzenlediği bu resmi belgeyi kullanırsa düzenlemeden
ayrı kullanmadan ayrı cezalandırılmaz, yalnız kullanmadan cezalandırılır. Zira madde
metninde bu iki hareket seçimlik olarak sayılmıştır. Kanunun kullanmayı ayrıca
saymasının temel nedeni sahte belgeyi düzenleyen ile kullanan kişinin farklı olması
durumunda hem düzenleyeni hem de kullananı cezalandırmaktır. Örnek Yargıtay
kararı aşağıdadır;
“sahte plakayı resmi belge niteliğinde olduğuna, resmi belgenin varlığının kabul
edilmesi için yazılı kağıdın bulunmasının zorunlu olmadığı, bir metal levha üzerine yazı
yazılması halinde ve hukuki değer taşıması durumunda plakanın da resmi belge
niteliğinde olduğunun kabulüne karar verdiği ve buna ilişkin olarak plaka sahteciliği
eyleminin, TCK’nın 204/1. maddesinde yazılı resmi belgede sahtecilik suçunu
oluşturduğu kabul edilmiştir, bu konuda Daire kararları istikrar kazanmıştır….7590
plakalı araca bindirilirken jandarma görevlileri tarafından yakalandığı sırada, kullandığı
ve çalıntı olan aracında, sahte plaka kullanmak suçunun TCK’nın 204/1. maddesi
kapsamında bulunduğu ve mühürde sahtecilik suçunu oluşturmadığı gözetilerek sanık
hakkında mühürde sahtecilik suçundan ayrı ceza verilmesine ilişkin kararın bozulması
gerekmektedir.“(Yargıtay CGK. 2011 /115 E.,2011 /197 K., 04.10.2011 T.)

  1. Bir kamu görevlisinin, görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu
    resmi bir belgeyi sahte olarak düzenlemesi, gerçek bir belgeyi başkalarını
    aldatacak şekilde değiştirmesi, gerçeğe aykırı olarak belge düzenlemesi
    veya sahte resmi belgeyi kullanması suçu.
    Bu suç özgü bir suçtur. Yani suçun faili ancak bir kamu görevlisi olabilir.
    Kamu görevlisi ise Türk Ceza Kanunu madde 6’da “Kamusal faaliyetin
    yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli
    veya geçici olarak katılan kişi,” şeklinde tanımlanmıştır. Dolayısıyla kamu görevlisi
    yetkili olduğu bir belgeyi gerçeğe aykırı düzenlediğinde, belgede ekleme veya çıkarma
    yani bir değişiklik yaptığında veya sahte resmi belgeyi kullandığında, TCK Madde
    204/2’de öngörülen “Resmi belgede sahtecilik” suçunun nitelikli halini işlemiş olacaktır.
    Ancak kamu görevlisi yetkisi bulunmadığı halde görevi ile alakası olmayan bir
    resmi belge düzenlediğinde, resmi belgeyi değiştirdiğinde ya da sahte resmi belgeyi
    kullandığında artık TCK Madde 204/2’de yer verilen “resmi belgede sahtecilik” suçunun
    nitelikli halini değil 1.Fıkrada verilen basit halini işlemiş olur. Zira 2.Fıkradaki nitelikli
    halin oluşması için, madde metninde de açıkça vurgulandığı üzere, bu suçun görevi
    gereği düzenleme yetkisi bulunan bir belge dahilinde işlenmesi gerekir. 2.Fıkrada
    sayılan seçimlik hareketleri incelemek gerekirse;

a. Bir kamu görevlisinin, görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu
resmi bir belgeyi sahte olarak düzenlemesi
Resmi belgeyi sahte olarak düzenleme fiili, belgenin düzenleyeni olarak
görünen kişiden başkası tarafından baştan itibaren düzenlenmesi şeklinde işlenebilir.
Yani bu hareket de yukarıda kamu görevlisi olmayan kişilerin sahte resmi belge
düzenlemesindeki gibi “taklit etmek” şeklinde ortaya çıkar.
Sahte resmi belge düzenleme fiilinin kamu görevlisince göreviyle bağlantılı
olarak işlenmesi gerekir. Mesela haciz tutanağının memur tarafından, haciz sırasında
hazır bulunmayan icra müdürünün sanki haciz esnasında oradaymış gibi doldurulup
icra müdürünün imzası taklit edilerek imzalanması halinde durum böyledir.

b. Bir kamu görevlisinin gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde
değiştirmesi
Resmi belgede değişiklik yapılması; belgeye ekleme yapılması veya mevcut bir
ifade veya tarihin silinmesi, kazınması gibi yollarla metinden çıkarılması şeklinde
işlenir. Örneğin nüfus memurunun bir kadının evlendiğini kaydettikten sonra, gerçeğe
aykırı olarak boşandığını da ilave etmesi bu suça vücut verir. ( H.T.GÖKCAN Ankara
Barosu Dergisi)

c. Bir Kamu görevlisinin gerçeğe aykırı olarak belge düzenlemesi
Gerçeğe aykırı belge düzenleme; unvan, şekil ve imza gibi resmi belgeye
ilişkin diğer unsurlar gerçek olduğu halde, içerik olarak gerçeğe uygun olmayan beyan
veya olayları kapsamaktadır. Başka bir deyişle, kamu görevlisi failin, görevi ve yetkisi
çerçevesinde, gerçek olmayan beyan veya olay içeren bir belge düzenlemesi halinde,
gerçeğe aykırı belge düzenlendiğinden söz edilmelidir. ( H.T.GÖKCAN Ankara Barosu
Dergisi) Örnek Yargıtay kararları aşağıdadır;
“Yapı denetim kuruluşunun ortak ve yöneticileri, mimar ve mühendisleri ile
laboratuvar görevlileri bu kanun hükümleri çerçevesinde yapmaları gereken denetimi
yapmadıkları hâlde yapmış gibi veya yapmalarına rağmen gerçeğe aykırı olarak belge
düzenlemeleri hâlinde sanıkların resmi belgede sahtecilik eyleminin 5237 sayılı Türk
Ceza Kanununun 204/2. maddesi kapsamında kamu görevlisinin resmi belgede
sahteciliği suçunu oluşturacağı gözetildiğinde Türk Ceza Kanununun resmi belgede
sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır.” (Yargıtay 5.C.D. 2015/11026
E., 2015/16778 K., 27.11.2015 T.)
“Oluşa uygun kabule göre, olay tarihinde Yakup adlı kişinin işyerinde Bodrum
Sulh Ceza Mahkemesinin 24.06.2003 gün ve 2003/183 sayı ile verdiği ve gümrük
kaçağı sigara bulunup bulunmadığının belirlenmesi için gündüz vakti bir defa arama

yapılmasına ilişkin karar uyarınca kolluk görevlilerince yapılan aramada kaçak sigara
bulunamadığı, ancak polis memuru olan sanık Cengiz’in iş yerindeki kasa içerisinde
ruhsatsız bir tabanca ve mermilerini bularak bunu diğer görevlilere söylemeden
beline koyduğu, işlemlerin tamamlanması için Yakup adlı kişinin emniyete çağırıldığı,
emniyette sanık Cengiz’in, komiser olan diğer sanık Ali’nin odasına giderek
bulduğu tabancayı verip diğer görevlilere bu konuyu söylemediğini belirtmesi
üzerine, Yakup adlı kişiyi sanık Ali’nin odasına çağırıp, 2.500 Euro vermesi halinde
tabanca için işlem yapmayacaklarını ve geri vereceklerini söyledikleri, Yakup adlı
kişinin parayı bulmak için ayrıldığında sanık Ali’nin talimatıyla sanık Cengiz’in de
aralarında bulunduğu görevlilerce işyerinde “herhangi bir suç ve suç unsuruna
rastlanmadığı”na ilişkin tutanak düzenledikleri, olayın Bodrum Emniyet Müdürüne
adını bildirmeyen bir kişi tarafından telefonla ihbar edilmesi üzerine Yakup adlı kişi
getirtilip dinlendiğinde olayı doğrulaması üzerine, durumun C.savcılığına bildirildiği ve
onun talimatıyla yapılan aramada söz konusu tabancanın sanık Ali’nin odasında
masasının çekmecesinde bulunduğu, sanıkların kısmi kabule dayalı anlatımları, tanık
beyanları, arama tutanakları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır. El koydukları
tabancanın yakalandığını tutanağa geçirmek ve durumu derhal C.savcılığına
bildirmekle yükümlü oldukları halde, bu görev ve yükümlülüklerini terk ile, tutanakta,
söz konusu tabancanın ele geçirildiği gereğine yer vermedikleri, böylece eksik ve
saptırıcı beyanla maddi gerçeği gizledikleri sabittir. Görevlilerce düzenlenen ve
resmi belge niteliğinde olan arama tutanağı, “herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı”
tarzıyla düzenlendiğinden içeriği itibariyle sahte bir belge niteliğindedir. Resmi belgeler,
içerdikleri saptamalar ölçüsünde, içermesi gerekirken içeriğinden dışlananlar
yönünden de ispat vasıtası olacaklarından, bu yöndeki bilinçli bir eksikliğin, yasaların
yüklediği sorumluluk karşısında, sahtecilik kastı ve eylemi kapsamında mütalaa
edilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, Yerel Mahkemece resmi belgede sahtecilik
suçunun oluştuğu kabul edilerek, sanıkların cezalandırılmalarına karar verilmesi
isabetli olup, usul ve yasaya uygundur.”(Yargıtay CGK 2006/276 E., 2007/55 K.,
06.03.2007 T.)

d. Kamu görevlisinin sahte resmi belgeyi kullanması
Sahte resmi belgenin tek başına düzenlenmesi de ceza verilmesine yeterli olup
kullanılması zorunlu değildir. Ancak resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen kamu
görevlisi aynı zamanda düzenlediği bu resmi belgeyi kullanırsa düzenlemeden ayrı
kullanmadan ayrı cezalandırılmaz, yalnız kullanmadan cezalandırılır. Zira madde
metninde bu iki hareket seçimlik olarak sayılmıştır. Kanunun kullanmayı ayrıca
saymasının temel nedeni sahte belgeyi düzenleyen kamu görevlisi ile kullanan kamu
görevlisinin farklı olması durumunda hem düzenleyeni hem de kullananı
cezalandırmaktır. Kamu görevlisi olan failin, başkasınca gerçeğe aykırı olarak belge
düzenlendiğini ya da resmi bir belgenin sahte olarak düzenlendiğini veya resmi
belgede değişiklik yapıldığını bilerek, bu belgeyi görevi kapsamında kullanması
halinde, 204/2. madde ile cezalandırılır. Ancak kamu görevlisi olmayan kişinin, sahte
düzenlenen veya değiştirilen resmi belgeyi kullanması 1. fıkra kapsamında kalır.
Çünkü 2. fıkrada özgü suç olarak yer alan suçun faili olarak sorumlu tutulacak kişinin
mutlaka kamu görevlisi olması zorunludur

  1. Bu suçun konusunun, “sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan
    belgeler“ olması halinde ceza ağırlaştırılır.
    Gerek kamu görevlisi olan gerek de kamu görevlisi olmayan kişiler bakımından,
    suçun konusunu oluşturan belgenin “kanun gereği sahteliği sabit oluncaya kadar
    geçerli olan belge niteliğinde olması” bu suçun nitelikli halini oluşturur. Yargıtay
    içtihatlarında bu nitelikte görülen belgeler şunlardır; noter araç satış sözleşmesi,
    noterde düzenlenen ibraname, noterde düzenlenen imza sirküsü, keşif tutanakları,
    mahkeme ilamları, noterde düzenlenen satı vaadi sözleşmesi, noterde düzenlenen
    vekaletname. Yine Yargıtay içtihatlarında bu kapsamda görülmeyen belgeler ise
    şunlardır; çek, bono, harç makbuzu, ihtiyati tedbir kararları, nüfus cüzdanı, pasaport,
    sürücü belgesi, tapu senedi ve tapu kayırları, trafik ceza tutanağı, trafik kazası tespit
    tutanağı, veraset ilamı.(TEZCAN Ceza Özel Hukuku Syf. 906)

C. ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU
Özel belgede sahtecilik suçu TCK Madde 207’de düzenlenmiştir. Buna göre;
“(1) Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi
başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. (2) Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de
yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.”
Bu suçun faili herhangi bir kişi olabilir. Fail özel belge düzenlendikten sonra ya
da mevcut ve gerçeğe uygun olan bir özel belgeyi değiştirdikten sonra kullandığı
takdirde ancak cezalandırılır. Resmi belgede sahtecilik suçundan farklı olarak bu suç
tipinde sahte resmi belgenin düzenlenmesi veya değiştirilmesi cezalandırılmak için
yeterli olmayıp mutlaka kullanılması gereklidir.
Bu suç kamu güvenine karşı işlenen suçlar arasında sayıldığından ve önemi
gereği şikayete bağlı olmayan bir suçtur. Bu suçta ceza zamanaşımı yani bu suçu
işleyen failin cezalandırılabilmesi açısından hakkında kamu davası açılması için; 8 yıl
içinde, hakkında iddianame hazırlanıp mahkemeye sunulması gerekir. (TCK Madde
66)
Kanunda suçun seçimlik hareketle işlenebileceği öngörülmüştür. Bu hareketleri
ayrı ayrı incelemek gerekirse;

  1. Bir özel belgeyi sahte olarak düzenlemek ve kullanmak
    Bu hareketin “özel belgede sahtecilik” suçunun tipiklik unsurunu
    gerçekleştirmesi için failin düzenlediği sahte belgeyi kullanması gerekir. Belgenin
    kullanılması suçun zorunlu unsurudur. Örnek vermek gerekirse sahte gider pusulası
    düzenleyip vergi dairesine verme halinde özel belgede sahtecilik suçu oluşacaktır.
  2. Bir özel belgeyi değiştirmek ve kullanmak
    Bu durumda esasen gerçekte bir özel belge mevcuttur. Ancak fail hukuka aykırı
    olarak bu özel belgede ekleme veya çıkarma yaparak değişiklik yapmakta ve sonra da
    bu belgeyi kullanmaktadır. Değişiklik ile, özel belgenin değişiklikten önce doğurduğu
    hukuki sonuçtan farklı bir sonuç doğmaktadır. Mesela boş bir borç senedini kendi adına
    doldurup tahsil etmeye çalışma durumu bu hale örnek olabilir. Örnek Yargıtay kararı
    aşağıdadır;
    “… Bankası…şubesinden verilme boş çek yaprağının katılan …’in işyerinden
    çalındığı, bu çek yaprağını bir şekilde eline geçiren sanığın, çek yaprağını 27/02/2006
    keşide tarih ve 11.000 TL bedelli olarak doldurup imzalamak suretiyle, araba alım
    satımı ile uğraşan mağdur …’dan satın aldığı araca karşılık verdiği, bahse konu çekin
    bankaya sunulduğunda çalıntı ve sahte olduğunun ortaya çıktığı, kambiyo senetlerinde
    yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin
    Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen bütün unsurları taşıması gerekli olup, 6762 sayılı
    TTK’nın 692. maddesi gereğince çeklerde bulunması zorunlu olan keşide yerinin bir
    duraksamaya meydan vermeyecek biçimde açık ve anlaşılır olması gerektiği, aynı
    kanunun 693. maddesine göre ise, keşide yeri gösterilmemiş olan çekin, keşidecinin
    ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde keşide edilmiş sayılacağı hükmü de dikkate
    alınarak, suça konu çekte keşide yeri ve keşidecinin ad ve soyadı altında da bir yer adı
    bulunmadığı, bu nedenle unsurları bulunmayan suça konu çekin özel belge niteliğinde
    olduğu anlaşılmakla; sanığın eylemlerinin TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen
    nitelikli dolandırıcılık ve aynı kanunun 207/1. maddesinde yer alan özel belgede
    sahtecilik suçlarını oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında
    bir isabetsizlik görülmemiştir.”(Yargıtay 15.C.D. 2014/9763 E., 2016/9747 K.,
    21.12.2016 T.)
  3. Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanmak
    Esasen bu seçimlik harekette suçun faili sahte özel belgeyi düzenleyen ya da
    özel belgeyi değiştiren kimse olmayıp, özel belgenin bu niteliğini bile bile kullanan
    kişidir. Örneğin bir borç senedinde alacaklı A kişisi olarak gösterilmiş ve A kişisi bu
    senedi kaybetmiştir. Daha sonra bu senedi yolda yürürken B kişisi bulmuştur ve
    alacaklının adının yazdığı kısmı silmiş ve C’ye olan borcunu da bu senedi ona vererek
    ödemiştir. Ancak C, B’nin bu senedi yerde bulduğunu ve sonrasında senette değişiklik
    yaptığını bilmesine rağmen B’nin maddi imkanlarının borcu ödemesine engel olacağını
    bildiğinden kabul etmiş ve borcu A’dan tahsil etmek istemiştir. Bu durumda C özel
    belgede sahtecilik suçunu işlemiş olmaktadır.

Stj.Av.Meryem KILIÇ Av. Yalçın TORUN

UYARI
Web sitemizde yayımlanan yukarıdaki yazılı metnin, eser sahipliği hakları Av.Yalçın
TORUN’a ve Stj.Av.Meryem KILIÇ’a aittir. Bu yazılı metin hak sahipliğinin tespiti
amacıyla zaman içerikli elektronik imza ile muhafaza edilmektedir. Sitemizdeki yazılı
metinler avukat meslektaşlarımız tarafından dilekçelerinde serbestçe kullanılabilir,
fakat metinlerin tamamının, bir kısmının veya özetinin atıf yapılmaksızın başka web
sitelerinde yayınlanmasına iznimiz yoktur

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir