Silahlı Kuvvetlerden Ayırma Disiplin Cezası

1. ÖNEMİ

     a. TSK Personeli Bakımından Önemi

TSK’dan çıkarılan personel bu statünün kendisine sağladığı sosyal ve ekonomik olanaklardan mahrum kalmaktadır. Mahrum kalınan sosyal ve ekonomik olanaklar personelin ve ailesinin eğitim ve sağlık haklarının gerekli kıldığı koşullarda az veya çok eksiklik meydana getirecektir. Mesleki yaşamının tamamını askerlik hizmetini görmeye adamış ve bu mesleğin kendisine sağladığı düzenli gelir dışında başka bir geliri olmayan, istisnalar dışında meslekten ayrıldığında yapabilecek profesyonel bir mesleği de bulunmayan personelin kendisi ve ailesi için silahlı kuvvetlerden ayırma disiplin cezasının sonuçları çok ağır olabilecektir. Netice olarak ayırma disiplin cezası sonucunda personelin ve ailesinin temel hak ve özgürlükleri dolaylı da olsa etkilenebilecektir. Bu kapsamda ailede eğitim gören şahısların eğitiminden sağlıklı beslenmesine kadar bir çok hakkı zarar görecektir. İşsizlik sorunu bulunan ve asgari yaşam standartları düşük olan ülkemizde bu tür disiplin cezasının sonuçlarının çok ağır olacağı muhakkaktır. Ayırma cezası niteliği itibariyle istisnai bir disiplin cezasıdır .Tereddüt gerektiren durumlar var ise bu cezaya ilişkin normlar dar yorumlanmalıdır. Çünkü bu disiplin cezası neticesinde kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı doğrudan veya dolaylı olarak etkilenebilecektir.

     b. Kurum Bakımından Önemi

TSK’dan ayırma disiplin cezası sonucunda TSK çıkardığı personelin yerine yenisini atayabilmekteyse de, çoğu zaman tecrübeli bir personelini kaybetmektedir. Bu personelin eğitim ve yetişmesi için uzun bir zamanda harcandığı dikkate alındığında idare açısından da bu durum kayba sebep olmaktadır. TSK bu kişiye kısmen değil de tamamen tahammül edemeyecek durumdaysa bu kişiye TSK’dan çıkarma disiplin cezası uygulanmalıdır. Bu yaptırım son çare olmalı, bu yaptırımdan önce ıslaha yönelik diğer disiplin cezaları ve tedbirler tüketilmiş olmalıdır. Bütün bunlara rağmen ıslah olmayan asker personel için bu disiplin cezasının uygulanması ölçülü ve adil olabilecektir.

2. İŞLEVİ

      a. Kurum düzenini sağlama işlevi

TSK’dan ayırma disiplin cezasının amacı kişileri cezalandırmak değildir. Bu disiplin yaptırımının genel amacı kurumun saygınlığını korumaktır. Ayırma disiplin cezası ile asker personelin görevindeki başarı yada başarısızlığı değil kurum düzeninin sağlanması amaçlanmaktadır. TSK’nın kurumsal yapısının kabul ettiği ve vazgeçemeyeceği, ayrıca toplumun da üzerinde genelde mutabık kaldığı değerleri vardır. Bu değerler İç Hizmet Yönetmeliğinin 86.maddesinde her askerde bulunması lazım gelen ahlaki ve manevi vasıflar şeklinde tanımlanmıştır. Bunlar iyi ahlak sahibi olmak, sır saklamak, Cumhuriyete, Yurda ve Millete karşı sevgi ve bağlılık, İtaat Sebat ve mukavemet, cesaret ve şecaat, canını esirgememek, emel ve fikir birliği vbg. değerlerdir. Bu değerlerin her asker personelde bulunması gerektiğine inanılır. Bu değerler kurumun saygınlığını muhafaza eden değerlerdir. Bu değerlere aykırı davranışların sergilendiği durumlarda TSK ayırma disiplin cezasını uygulamaktadır.

      b. Caydırıcılık işlevi

Disiplin cezalarının özel bir korkutma amacı olduğu da açıktır. Benzer disiplinsizliklerin gerçekleşmesini belirli ölçüde engellediği bilinen bir gerçektir. Ayırma disiplin cezası ise ağır sonuçlar doğurduğundan bu cezanın caydırma işlevinin diğer disiplin cezalarına nazaran daha ön planda olduğunu söylemek yanlış olmaz.

      c. Temizleme işlevi

TSK’lerinde görevli asker kişilerden meslek ahlakına aykırı davranan ve TSK’nın değerlerine ve düzenine de aykırı davranarak kurumun itibarını düşüren, bütün uyarılara ve tedbirlere rağmen gerekli özeni göstermeyen asker personelin o hizmette kalması doğru değilse ayırma cezalarının personelin TSK ile ilişkisini keserek buna olanak sağladığı ve temizleme görevi gördüğü açıktır.

      d. Koruma İşlevi

Disiplin cezalarının koruma işlemi ile anlatılmak istenen TSK personelinin mesleğinde korunmasının sağlanmasıdır. Disiplin ile belirli bir düzen işler hale getirilir. Bu düzenin işler halde muhafazası ve bozulmasının önlenmesi için konulan disiplin cezaları hiyerarşi içerisinde astı üste karşı hukuk güvenliği gereği korurken, disiplin amirine karşı altındaki personelinde davranışlarını belirleyerek üstü asta karşı korur. Kişisel bir menfaat veya siyasi bir tutumla disiplin cezasına çarptırılan sözgelimi ayırma disiplin cezasına çarptırılan bir asker kişi açısından bu disiplin cezası maksat açısından hukuka aykırı hale gelir.

3. HUKUKİ NİTELİĞİ

Ayırma disiplin cezası İdari bir işlem olup, yargı denetimine tabidir. 6413 Sayılı TSK Disiplin Kanununun (TSKDK) 43. Maddesinde ‘’Yüksek disiplin kurulları tarafından verilen Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezaları ile ………… aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme ve oda hapsi cezalarına karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde iptal davası açılabilir.’’ düzenlemesi mevcuttur.

4. TSK’DAN AYIRMA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ GEREKEN DİSİPLİNSİZLİKLER (İDARİ İŞLEMİN SEBEP UNSURU)

TSK’dan ayırma disiplin cezası gerektiren disiplinsizlikler TSKDK 20. Maddesinde sayma yöntemi ile belirlenmiştir. TSKDK tanımlar başlıklı 3. maddesinde disiplinsizliğin tanımı “Bu kanuna göre disiplin cezası ile cezalandırılan fiil ve haller olarak” tanımlanmıştır. Bir filin disiplinsizlik olarak değerlendirilebilmesi için TSKDK’da o eylemin disiplinsizlik olarak sayılan fiiller ve haller içerisinde bulunması gerekmektedir. Kanunda sayılmayan fiiller ve haller disiplinsizlik olarak değerlendirilemeyecektir. Fakat TSKDK ‘da disiplinsizlik olarak görülen eylemlere ilişkin düzenlemeler çok geniş ve idarenin takdir hakkını genişleten ifadeler içermektedir. TSKDK 20. Maddesinde düzenlenen ve TSK’dan ayırma disiplinsizlik cezasını gerektiren disiplinsizlik fiillerini ve hallerini genişletecek şekilde bir yorum tarzı TSK personelinin temel hak ve özgürlüklerinin ihlali ile ayırmanın son çare olması ilkesini zedeleyebilecek bir yorum tarzı olacaktır.

Burada açıklığa kavuşturulması gereken diğer bir konu bu cezanın verilmesinin zorunlu olup olmadığı ve Yüksek disiplin kurulunun bu cezayı uygulanmada takdir hakkının bulunup bulunmadığıdır. Madde başlığına baktığımızda TSK’dan ayırma cezası gerektiren disiplinsizlikler şeklinde düzenlenmiş olduğunu görmekteyiz. Bu durumda maddede düzenlenen disiplinsizlik fiillerinin mevcut olduğu durumlarda TSK’dan ayırma disiplin cezasını verilmesinin gerekli olduğu veya zorunlu olduğu gibi bir anlam çıkmaktadır. Bu durumda maddede belirlenen fiillerin kapsamını dar yorumlamak gerekmektedir

      a. Aşırı borçlanmak ve borçlarını ödeyememek

           1) Genel

TSKDK 20.madde 1. Fıkrada TSK’dan ayırma disiplin cezasının uygulanmasını zorunlu kılan disiplin cezası aşırı borçlanmak ve borçlarını ödeyememek olarak düzenlenmiştir. TSKDK kapsamındaki bir personel için bu cezanın verilebilmesi için personelin Nafaka, trafik kazası, doğal afet ülkede yaşanan ekonomik dalgalanmalar, ani devalüasyon, sağlık ve tedavi giderleri ile kefillik ve benzeri zorunluluk durumları dışında borç altına girmesi, borcunun aşırı olması ve borcunu ödeyememesi şartlarının birlikte olması gerektiğini görmekteyiz. Maddedeki düzenleme ve benzeri zorunluluk halleri hariç ifadesiyle bu zorunluluk hallerine ilişkin istisnaların idarenin takdir yetkisiyle genişletilebileceğini göstermektedir. Bu durumda her tek olay idarece kendi şartları içerisinde ayrı ayrı değerlendirilecek ve bu değerlendire yapılırken personelin borcunun aşırı olup, olmadığı ve borçlanmayı alışkanlık haline getirip getirmediği de özellikle dikkate alınacaktır.

           2) Zorunluluk Halleri

                     a) Personelin iradesi dışında olan zorunluluk halleri

Trafik kazası, doğal afet ülkede yaşanan ekonomik dalgalanmalar, ani devalüasyon, sağlık ve tedavi giderleri gibi durumlar tamamen personelin iradesi dışında gerçekleşen, öngörülemeyen ve beklenmeyen durumlardır. Bu durumların oluşmasında personelin isteği ve talebi (kasıt içeren kusurlu bir davranışı) olmadığı, gibi çoğu zaman bunların oluşmasını önleyecek yeteneği ve gücüde bulunmamaktadır. Bu durumları kanun örnekseme yöntemi ile belirlerken ve benzeri zorunluluk halleri ifadesiyle sınırlandırmamıştır. İdare her somut olayı ayrı ayrı değerlendirirken zorunluluk hallerinin kapsamını genişletebilecek takdir yetkisini kullanarak zorunluluk hallerinin sınırlarını genişletebilecektir. Örneğin maddede sağlık ve tedavi giderleri ifadesi için personelin kimlerin tedavi ve sağlık giderleri nedeniyle borç altına girdiğine ilişkin bir sınırlama mevcut değildir. Personelin eşinin çocuklarının anne baba eşinin annesi ve babası kendisinin ve eşinin kardeşleri gibi aralarında hısımlık ilişkisi bulunan şahısların sağlık ve tedavi giderleri nedeniyle oluşan borçların bu kapsamda olacağına şüphe yoktur.

                      b) Personelin İradesiyle borçlandığı durumlar

Kefillik personelin kendi iradesiyle ve boşanma ise personelin bazen kendi iradesiyle meydana gelebilecek zorunluluk halleri kapsamındadır. Toplumsal yapımız dikkate alındığında sabit bir maaşı olan devlet memurları ve asker personel gibi şahısların kefaleti bankalar ve diğer ticaretle uğraşan şahıslar açısından güven verici bir teminat olarak görülmektedir. Aynı aileden olanlarla yakın arkadaşlar arasında kefillik sözleşmesine sıkça rastlanmaktadır. Çünkü oğul babaya veya samimi arkadaşlar birbirlerine kefillik için kolayca hayır diyememektedirler. Asıl borçlunun herhangi bir sebeple borcunu ödeyememesi durumunda kefilin borcu ödemek zorunda kalması ve kefil olmak dışında hiçbir kusuru olmayan asker personelin borç miktarına göre aşırı bir borç altına girmesi söz konusu olabilecektir.

           3) Borçlanmanın aşırı olması

Borçlanmanın aşırı olması gerekmektedir. Bu aşırılığın miktarının ne olacağı her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilecektir. Günümüz koşullarında konut sahibi olmak isteyen ailelerin kredi sözleşmeleriyle bankalara karşı borçlandıkları veya kredi kartlarıyla yaptıkları harcamalar nedeniyle kredi sözleşmeleri kapsamında borç yükümlülüğü altına girdikleri bir gerçektir. Asker personelin toplumda yaşayan diğer insanlar gibi makul bir borç altına girdikleri bilinmektedir. Söz konusu bu borç burada bahsettiğimiz makul miktardaki borç değildir. Personelin aldığı maaş ile ve evli ise eşinin maaşı dikkate alınarak değerlendirildiğinde, ödeme gücünün sınırları dışında kalan ve herkes tarafından personelin gelirine bakıldığında aşırı olarak değerlendirilebilecek bir miktardır. Fakat borç miktarı aşırı da olsa yukarıdaki zorunluluk halleri kapsamında olmaması gerekir.

          4) Borçların ödenmemesi davranışının alışkanlık haline getirilmesi

Zorunluluk halleri dışında aşırı borçlanmanın olması yeterli olmamaktadır. Ayırma cezasının verilebilmesi için personelin borçlarını ödememeyi alışkanlık haline getirmesi de gerekmektedir. Örneğin konut kredisi borcu altına giren bir personelin , yapmış olduğu yanlış hesaplar neticesinde bir iki ay ödemelerinde aksaklık meydana gelmesi ve bunu sonradan telafi etmesinin alışkanlık kapsamında değerlendirilemeyeceğini düşünmekteyiz. Alışkanlık haline getirme eyleminin bir süreç içerisinde yaşanmış olması ve bu süreçte personelin borçlarını aldığı tedbirlerle kapatamaması gerektiğini düşünmekteyiz. Burada önemli kıstaslardan bir tanesi de personel hakkında icra takiplerinin başlaması personelin maaşına haciz konulması personelin durumunu düzeltmesi ve tedbir alması idare tarafından uyarılmasına rağmen bu durumun düzelmemesi ve devam etmesi hallerin birlikte oluştuğunda personelin borçlanmayı alışkanlık haline getirdiği sonucuna varılabileceğini değerlendirmekteyiz.

       b. Ahlaki Zayıflık

              1) Genel

TSKDK 20. Maddesinin b fıkrasında düzenlenen diğer bir ayırma sebebi ise ahlaki zayıflıktır. Kanunun 20. maddesi b fıkrası içerisindeki düzenleme de ahlaki zayıflık kavramını sosyal ve aile yaşantısına zarar verecek derecede menfaatine içkiye kumara düşkün olmak veya TSK’nın itibarını sarsacak şekilde yüz kızartıcı utanç verici veya toplumun genel ahlak yapısına aykırı fiillerde bulunmak olarak ifade edilmiştir.

            2) Menfaatine İçkiye ve Kumara Düşkün Olmak

Madenin ilk fıkrasında düzenlenen menfaatine içkiye ve kumara düşkünlük fiilleri süreklilik gerektiren fiillerdir. Bir veya birkaç defa bu fiillerde bulunmak bu disiplinsizliğin oluşması için yeterli değildir. Menfaatine içkiye ve kumara düşkünlük halinin mevcut olduğuna hükmedebilmek için içki açısında bağımlılığın ortaya çıkması ve bunun tedavi edilmesi gereken düzeye varması gerektiğini değerlendirmekteyiz. Personelin menfaatine içkiye ve kumara düşkünlüğü yalnız başına bu disiplinsizliğin oluşması için yeterli değildir. Menfaatine içkiye ve kumara düşkünlüğün ağırlığı da önemlidir. Çünkü düşkünlüğün personelin hem ailesi hem sosyal yaşantısı hem de görevini etkileyecek ve zarar verecek boyutta olması gerekmektedir. Alkol bağımlılığı nedeniyle eşine ve çocuklarına şiddet uygulaması ve mesai de bir önceki akşam alınan alkolün etkisiyle hizmetin gereklerinin yerine getirilmemesi, kumar nedeniyle ailesinin bakım ve ihtiyaçları için yapılacak harcamaların kumar için kullanılması ve kumar borçları nedeniyle personelin hizmetine kendini adayamaması örnek olarak gösterilebilir.

            3) TSK’nın itibarını sarsacak şekilde yüz kızartıcı utanç verici davranışlarda bulunmak

Yüz kızartıcı davranışlara açısından TCK’da düzenlenmiş bulunan ve yüz kızartıcı suçlar olarak tanımlanan suçlar nedeniyle disiplinsizlik fiilinin işlenmiş olacağı açıktır. Fakat yüz kızartıcı davranış içerisine kanunda yüz kızartıcı suç olarak tanımlanan suçlar dışında kalan ve suç oluşturmayan fakat yüz kızartıcı davranış olarak dikkate alınabilecek fiillerde girmektedir. Ayrıca burada zadece yüz kızartıcı değil utanç verici davranışlarında bu kapsamda değerlendirileceği görülmektedir. Hangi davranışların yüzkızartıcı hangi davranışların utanç verici olduğunun belirlenebilmesi için genel ifadeler yerine kriterlerin ortaya konulmasının yararlı olacağını değerlendirmekteyiz.

            4) Toplumun Genel ahlak yapısına aykırı fiillerde bulunmak

Madde içerisinde bulunan toplumun genel ahlak yapısına aykırı fiillerde bulunmak düzenlemesinin TSKDK 3. maddesinde bulunan ‘’Bu kanuna göre disiplin cezası ile cezalandırılan fiil ve haller’’ olarak tanımlanan disiplinsizlik tanımıyla beraber ele alındığında disiplinsizlik olarak değerlendirilebilecek fiillerin sınırlarını çok genişletebileceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu durumda toplumun genel ahlak yapısına aykırı fiillerin neler olabileceği konusunda kriterler ihtiyaç duyulacağı da açıktır. Aksi taktirde toplumun genel ahlak yapısı kavramına verilecek anlamlar değişik olabileceğinden disiplinsizlik olarak kabul edilebilecek eylemlerin sınırları da farklı olabilecektir.

       c. Hizmete engel davranışlarda bulunmak

Devletin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranışlarda veya ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden fiillerde bulunmaktır.

       d. Gizli bilgileri açıklamak

            1) Genel

TSK İç Hizmet Yönetmeliğinin 86.maddesinde her askerde bulunması lazım gelen ahlaki ve manevi vasıflar belirlenmiştir. Bu vasıflardan maddenin (i) fıkrasında düzenlenen vasıf sır saklamaktır. Bu fıkraya göre sır saklamak yükümlülüğü altında bulunan asker şahıslar, her yerde düşmanın casusları bulunacağını ve kendisini dinlemekte olduklarını kabul edip vazife ve hizmete ait hususlarda hiç bir kimseye sır vermemelidir. Ötede beride askerliğe ve kışla ve müessese hayatına ait sözler sarf etmemelidir. Hiç bir husus için hiç bir yerde atıp tutmamalı, her hangi şeyi büyüterek ve ekleyerek yayıp dağıtmaktan sakınmalı hiç bir zaman doğruluktan ayrılmamalıdır. Asker şahıslar açısından sır saklama yükümlülüğünün önemi çok açık olduğundan ve herkesçe kabul edildiğinden burada açıklama yapılmaya ihtiyaç yoktur. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda da benzer bir düzenleme devlet memurları için mevcut olup, bu yükümlülüğün ihlali durumunda memurlar için de memurluktan çıkarma disiplin cezası uygulanmaktadır. Memurlar ve asker personel gibi diğer kamu görevlilerince gerçekleştirilen bu tür fiiller aynı zamanda suç oluşturabilecek fiillerdir. TCK 258 (Göreve ilişkin sırrın açıklanması), 329 (Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgilerin açıklanması) ve 330. (Gizli Kalması gereken bilgilerin açıklanması) maddelerinde memurların ve asker personelin suç oluşturabilecek bu tür eylemleri düzenlenmiştir. Bu eylemler nedeniyle yargılanan asker personel için bu yargılamanın sonucunu beklemeksizin yürütülecek disiplin soruşturması ve tahkikatı neticesinde, disiplin soruşturmalarının adli yargılamalardan bağımsızlığı ilkesi gereği TSK’dan ayırma disiplin cezası verilebilecektir. Aşağıda açıklanan bütün unsurlar gerçekleştiğinde bu disiplin cezasına hükmedilebilecektir.

            2) Gizli bilgileri veren, ulaştıran veya açıklayan TSK personelinin bu bilgileri verme, ulaştırma ve açıklama yetkisinin olmaması gerekmektedir.

Görev gereği bazı bilgilerin yetkili organlara ve kurumlara karşı açıklanması ve paylaşılması bu disiplinsizlik kapsamına girmeyecektir. Bilgilerin yetkisiz kişi kurum ve kuruluşlara verilmesi durumunda bu disiplinsizliğin oluşacağı muhakkaktır.

            3) Bilgilerin Niteliğine ilişkin şartlar

Bu disiplin cezasının verilebilmesi için TSK personelinin sır saklama yükümlülüğü altında olduğu bilgilerin nitelikleri aşağıdır. Bilgilerin hem gizli bilgiler olması hem de devletin güvenliği ile iç ve dış siyasi yararlarına ilişkin bilgiler olması gerekmektedir.

                   a) Bilgilerin gizli bilgi olması

Bilgilerin gizli bilgi olup olmadığı nasıl belirlenecektir. Hangi tür bilgiler gizli bilgiler olarak ele alınacaktır. Bir bilginin gizli bilgi olup olmadığı belirlenirken mevzuat hükümlerine göre bu belirlemenin yapılması gerekmektedir. İlgili yönergelerde bilgilerin ve bu bilgileri içeren belgelerin hangi gizlilik derecesine sahip olması gerektiği hususu düzenlenmiştir. Bu durumda bilginin içeriği ve gizlilik derecesi gizli olmasını gerekli kılıyorsa yada bu bilgiyi içeren belge gizli ve üstü bir gizlilik derecesini içeriyorsa bu bilginin gizli bilgi veya belgenin gizli belge olarak kabul edilmesi gerekecektir. Belgenin gizli gizlilik derecesi içermesi fakat ilgili yönergelerinde bu belgeye gizli gizlilik derecesinin altında bir gizlilik derecesi verilmesi gerekiyorsa durum ne olacaktır sorusu akla gelmektedir. Örneğin gizli gizlilik derecesi yerine hizmete özel gizlilik derecesi verilmesi gereken bir belgeye gizli gizlilik derecesi verilmiş ve bu belgedeki, bilgilerde ifşa edilmiş olması durumunda hal böyledir. Böyle durumlarda belgedeki bilgiler gizli bilgi olmadığı için ayırma disiplin cezası verilemeyecektir.

                  b) Bilgilerin devletin güvenliği ile iç ve dış siyasi yararlarına ilişkin bilgiler olması,

Sır saklama yükümlülüğü altında olunan bilginin sadece gizli bilgi olması yeterli olmamaktadır. Bu gizli bilgilerin aynı zamanda devletin güvenliği, iç ve dış siyasi yararlarına ilişkin bilgiler olması gerekmektedir. Her türlü gizli belge bu niteliklere sahip gizli belgeler değildir. TCK 258. Maddesinde göreve ilişkin sırrın açıklanması suçu düzenlenmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için göreve ilişkin gizli belgelerin açıklanması yayımlanması veya başkalarının bilgi edinmesinin kolaylaştırılması gerekmektedir. Bu suçun oluşabilmesi için gizli bilgilerin aynı zamanda devletin güvenliği, iç ve dış siyasi yararlarına ilişkin bilgiler olması gerekmemektedir. TCK 329. Maddede devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgilerin açıklanması suçu düzenlenmiştir. TCK 329. Maddenin 1. fıkrasında tanımlanan suç ‘’Devletin güvenliği ile iç ve dış siyasi yararlarına ilişkin niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgilerin açıklanması’’ suçudur. Bu fiil disiplin kanununda belirtilen disiplinsizlik eylemi ile aynı unsurları içermektedir. Kıyas yöntemi ile TCK 258. maddede düzenlenen suçu işleyen asker personelin eylemini gizli belgelerin açıklanması disiplinsizliği içerisine dahil ederek ayırma cezasının verilmesi işlemi hukuka aykırı hale getirecektir. TCK. 330.maddesinde gizli Kalması gereken bilgilerin açıklanması suçu düzenlenmiştir. TCK 330. Maddede açıklanan suç 329. maddede tanımlanan suçun ağırlaştırıcı nedenidir. Bu suçun işlenmesi durumunda bağlı yetki gereği 329. maddedeki suç gibi personel hakkında ayırma cezası tesis edilecektir. Bu suçlamalara ilişkin durumlarda ceza yargısının sonucunun beklenip beklenmeyeceği hususu, disiplin soruşturma ve tahkikatının adli soruşturmadan bağımsızlığı ilkesi gereği adli yargılamanın sonucunu beklemeye gerek olmaksızın ayırma işlemine kanunun izin verdiği hususudur. Bu durumda doğal olarak söyle bir soru akla gelmektedir. Adli soruşturma ve kovuşturma sonrası personel hakkında beraat hükmü verilirse sonuç ne olacaktır. Bu sorunun cevabını daha önceden vermiş buluyoruz.

      e. İdeolojik veya siyasi amaçlı faaliyetlere karışmak

Yukarıda belirtilen disiplinsizlik fiilinin oluşabilmesi için madde içerisinde sayılan siyasi partilere girmek, ideolojik veya siyasi faaliyetlere karışmak, ideolojik veya siyasi amaçlarla disiplini bozucu tavır ve davranışlarda bulunmak seçimlik hareketlerden birisinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu hareketler sınırlı sayıda olup, bunların TSKDK madde 8’in verdiği takdir yetkisiyle kıyasen artırılamayacağını değerlendirmekteyiz. Bu seçimlik hareketler siyasi partilere girmek veya ideolojik veya siyasi faaliyetlerde bulunmak veya ideolojik veya siyasi amaçlarla disiplin bozucu davranışlarda bulunmaktır. Maddenin düzenlenmesinde yukarıda sayılan her bir hareketi içeren ifadeden sonra madde metninde virgül kullanılmış olması bu maddede düzenlenen hareketlerin hepsinin bu disiplinsizliğin oluşması için mevcut olması anlamına gelmeyeceğini değerlendirmekteyiz. Aksi takdirde siyasi partiye üye olan ve ideolojik ve siyasi amaçlarla disiplini bozucu davranışlarda bulunmayan bir asker personelin disiplinsizlik nedeniyle TSK’dan ilişiğinin kesilmemesi gibi bir sonuçla karşılaşılacaktır. Anayasamızın 68. ve 211 sayılı TSK İç Hizmet Kanunun 43. maddesi gereği Silahlı Kuvvetler Mensuplarının Siyasi Partilere üye olmaları yasaklanmıştır. Bu düzenlemeler karşısında maddenin yukarıda belirttiğimiz şekilde yorumlanması gerektiğini değerlendirmekteyiz. Fakat bu konunun ideolojik veya siyasi faaliyetlerde bulunmak yönünün özellikle askerlik mesleğini icra ederken disiplini bozucu tavır ve davranışlarda bulunmayan ve ideoloji ve siyasi görüşleri ile faaliyetlerini günlük çalışma ve mesaisi içerisinde açıklamayan ve belli etmeyen fakat görevi dışında bu tür faaliyetlerde bulunan asker personel açısından verilecek ayırma cezasının doğuracağı sonuçların düşünce özgürlüğünün ihlaline sebep olup olmayacağı konusunun AİHM içtihatları da dikkate alınarak detaylı olarak irdelenmesi ve didiklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Aşağıda bu konu irdelenmeye çalışılacaktır. Ayrıca ideoloji ve siyasi amaçlı faaliyet kavramları ile ne ifade edilmek istendiği ve bu kavramların sınırları ile benzerleri arasındaki farklılıklarının ortaya konulmasının yararlı olacağını düşünüyoruz.

       f. Uzun süreli firar etmek

Bu disiplinsizliğin oluşması için kesintisiz olarak bir yıldan fazla süre ile göreve gelmemek ve göreve gelinmemesinin geçerli bir mazeretinin bulunmaması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.

            1) Kesintisiz bir şekilde bir yıldan fazla süre ile izin süresini geçirmek veya firar halinde bulunmak

Madde metninden bir yıllık sürenin takvim günü olduğu iş günü olmadığı anlaşılmaktadır. Bu süre hesaplanırken izin tecavüzü suçu için iznin bittiği tarihten firar süresine ilişkin suç için ise firara suçunun başlangıç tarihi olan 7 günlük sürenin dolması tarihinden itibaren hesaplanmalıdır. Bir yıllık süre kesintisiz olarak dolmalıdır. Örneğin izni yol süresi dahil 02 Şubat 2013 tarihinde biten ve izin dönüşü birliğine katılmayan personel için 02 Şubat 2014 tarihi bir yıllık sürenin dolduğu tarih olacaktır. 03 Şubat 2014 tarihi itibariyle uzun süreli firar etmek disiplinsizliği nedeniyle ayırma cezası tesis edilebilecektir. Bu şahsın birliğine bu bir yıllık süre içerisinde katılması veya yakalanması sonrasında tekrar firar veya izin tecavüzü suçu işlediğinde süre ikinci suçun başladığı tarihten itibaren tekrar başlayacaktır. Birden fazla izin tecavüzü veya firar suçlarının ardı ardına ,işlenmesi durumunda bu süreler birbirine eklenerek hesap edilmeyecektir.

            2) Geçerli bir mazereti olmamak

Mahkumiyet kararı sonrası cezanın infazı, tutukluluk kanun hükmünün uygulanması olarak firar veya izin tecavüzü suçunu oluşturmayacağından geçerli bir mazeret olarak kabul edilecektir. Bunun dışında izin tecavüzü suçu için ileri sürülebilecek bir mazeret niteliğine göre zorunluluk hali kapsamında bu suç için geçerli bir mazeret sayılabilecekse ayırma cezası verilemeyecektir.

       g. Disiplinsizliği alışkanlık haline getirmek

Disiplini bozucu tavır ve davranışlarda bulunmayı alışkanlık haline getirmek veya aldığı disiplin cezalarına rağmen ıslah olmamaktır.

       h. İffetsiz bir kimse ile evlenmek veya böyle bir kimse ile yaşamak

İffetsizliği anlaşılmış olan bir kimse ile bilerek evlenen veya evlilik bağını devam ettirmekte veya böyle bir kimseyi yanında bulundurmakta veya karı koca gibi herhangi bir kimse ile nikahsız olarak devamlı surette yaşamakta ısrar etmektir.

       i. Gayri tabii mukarenette bulunmak

Bir kimseyle gayri tabii mukarenette bulunmak yahut bu fiili kendisine rızasıyla yaptırmaktır.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir