BAYİLİK SÖZLEŞMESİ

Bayilik sözleşmeleri Türk Hukukunda kanunlarda doğrudan düzenleme altına alınan sözleşme tiplerinden olmayan sözleşmelerdir. Bayilik sözleşmeleri hukukumuzda hakim olan sözleşme serbestisi ilkesi doğrultusunda yaratılmış bir
sözleşme türüdür.


Bu sözleşme Sui Generis (kendine özgü) yapıda sözleşmelerden olduğundan öncelikle iyi niyet kurallarına göre yorumlanacak ve tamamlanacaktır. Doğrudan kanunda düzenlenen sözleşme tiplerinden olmadığından bu sözleşmelere Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri uygulanabilir. Ancak bayilik sözleşmesinden bahsedilemeyeceği durumlarda, sözleşme, acentelik sözleşmesi olarak nitelendirilebiliyorsa, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanacaktır.
Özellikle 20.yüzyılda teknoloji ve endüstrinin gelişmesiyle yeni bir dağıtım şekli olarak ticari hayata dahil olmuştur. Bu yazımızda günümüzde oldukça yaygın olan bayilik sözleşmelerinin öncelikle tanımı verilecek daha sonra tarafların hak ve yükümlülükleri incelenecek, sonrasında sözleşmenin sona ermesi ve sözleşmenin
sona ermesine bağlı olarak ortaya çıkan sonuçlar irdelenecektir.

A. TANIM
Bayilik sözleşmesi çerçeve niteliğinde, sürekli borç doğuran bir sözleşme olup, üreticinin mallarının tamamını veya bir kısmını belirli bir bölgede satmak üzere bayiye göndermeyi; buna karşılık olarak bayinin de, üreticinin dağıtım ağına dahil olarak sözleşme konusu mal veya hizmeti kendi adına ve hesabına satmak ve bu mal ile hizmetlerin sürümünü arttıracak faaliyetlerde bulunmak yükümlülüğü altına girdiği tam iki tarafa borç yükleyen, sürekli borç doğuran sözleşmedir. Nitekim bu sözleşmeleri franchise sözleşmeleri ile de karıştırmamak gerekir. Zira bayilik sözleşmesinde bayi kendi ad ve hesabına çalışıp, kapısına da kendi adını asarken, franchise sözleşmelerinde franchise alan her ne kadar kendi ad ve hesabına çalışsa da franchise verenin markasını kullanır. Franchise işletmeler gerek işyerinin görüntü ve dekorasyonu olarak, gerekse işletmecilik prensipleri açısından birbirinin tıpatıp aynısıdır. Yani franchise alan franchise verenin marka ve işletme adını kullanırken, bayiler daha bağımsız nitelikte olan ve kendi adlarını, tanıtıcı işaretlerini
kullanan işletmelerdir. Ayrıca, bayilik sözleşmesinde, bayi, franchise alanın, franchise verene verdiği tarzda herhangi bir ücret de ödemez.

B. SÖZLEŞMENİN ŞEKLİ
Bayilik Sözleşmesi, kanunda düzenlenen bir sözleşme olmadığından herhangi bir şekil şartı da öngörülmemiştir. Ancak taraflar, kanunen şekle tabi olmayan sözleşmeyi belli bir şekle bağlamışlarsa, bu şekil aksi anlaşılmadıkça geçerlilik şekli olarak kabul edilir. Uygulamada ispat açısından asıl firma ile bayiler arasında yapılacak sözleşme genellikle yazılı şekilde yapılmaktadır.

C. TARAFLARIN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ

  1. ÜRETİCİNİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ
    a. Münferit Satış Sözleşmelerinde Teslim Yükümlülüğü
    Üreticinin malları teslim yükümlülüğü, sözleşmeden doğan bir asli edim yükümlülüğüdür. Bu sözleşme gereği üretici taraf bayiye mal teslim etmek, bayi de bu malları bedelini ödeyerek satın almak ve üçüncü kişilere satmak suretiyle sürümü artırmak yükümlülüğü altındadır. Taraflar sözleşme ile teslim edilecek malların sayısının asgari ve azami sınırlarını da belirleyebilir. Ayrıca uygulamada bayilik sözleşmesine, üretim ve teslim güçlükleri nedeniyle bayi tarafından sipariş edilen malları teslim edemeyen üreticinin bu durumdan sorumlu olmayacağına dair sorumsuzluk kayıtları konulduğu görülmektedir. Üretici, keyfi olarak bayinin verdiği siparişleri reddedemez. Önemle belirtmek gerekir ki üreticinin genel olarak teslim yükümlülüğünü ortadan kaldıran ve üreticiye keyfi olarak bayinin
    siparişlerini reddetme hakkı veren genel işlem şartları hükümleri geçersiz kabul edilmektedir.

b. Sadakat Yükümlülüğü
Bayilik sözleşmesinde, üretici ile bayi arasında sürekli borç doğuran bir ilişki vardır ve bu ilişki taraflar arasında özel bir güven ilişkisi kurulmasına neden olur. Bu güven ilişkisinden dolayı da bir sadakat borcu doğar. Ayrıca taraflar arasında kurulan bu güven ilişkisi nedeniyle üretici, bayiyi desteklemek, yardım etmek, faaliyetlerini kolaylaştırmak ile yükümlü olacaktır.

c. Destekleme Yükümlülüğü
Desteleme yükümlülüğü ile kastedilen üreticinin, bayiye gerekli bilgi, belge ve malzemeleri vermesi, diğer anlaşmalı olduğu bayilere davrandığı gibi davranması yani eşit davranması ve bayiye teslim edeceği malların kalitesini garanti etmesidir. Yukarıda açıklanan sadakat yükümlülüğünde üreticinin bayinin işlerini kolaylaştırmanın bir uzantısı olarak, destekleme yükümlülüğünde de mesela reklam malzemelerinin, broşürlerin ve diğer belgelerin tahsisi yanında, yeni çıkan modellere ilişkin olarak bayi personeline eğitim (kurs) hizmeti verilmesi de destekleme yükümlülüğü kapsamında olacaktır.

d. Sözleşme Bölgesinde Satış Yapmama Yükümlülüğü
Bayilik sözleşmelerinde, bayinin üreticiden aldığı malları hangi bölgede satacağı kararlaştırılır. Üretici ile bayi arasında yapılan sözleşmede, bayinin satış yapacağı bölge için bayiye münhasır satış hakkı tanındığı öngörülmüşse; üreticinin, bayinin münhasırlık bölgesinde üçüncü kişilerle sözleşme kurmama ve sürümü yapılacak malları satmama yükümlülüğü doğar. Bu durumda Üretici, sözleşmede bayi lehine kararlaştırılan münhasır bölgede üçüncü kişilerle bayilik anlaşması yaparsa ya da doğrudan kendisi ürettiği malları satarsa, sözleşmeye aykırı davranmış olur.
Ancak sözleşmede münhasır bölge anlaşması yapılmaksızın sadece bayinin, üreticinin ürettiği malları satma ve sürümünü artırma yükümlülüğünü üstlendiği bölge kararlaştırılmışsa bu durumda üretici yine kararlaştırılan bölge için üçüncü kişilerle bayilik anlaşması yapamaz ancak bu halde üretici doğrudan kendisi o bölgede ürettiği malları satabilir.

  1. BAYİNİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ
    a. Sözleşme konusu malları satın alma yükümlülüğü
    Bayilik sözleşmesiyle üreticinin mallarının satış yapma hakkını iktisap eden bayi bunun karşılığında belirli bir miktar malı üreticiden bedelini ödemek suretiyle satın alır. Bu satın alma işlemi bayinin asli edim yükümlülüğüdür. Yukarıda bahsedildiği üzere taraflar asgari ve azami mal alım sınırını sözleşmede kararlaştırabileceklerinden, eğer
    böyle bir kayıt konulmuşsa bayinin üreticiden mal alırken bu sınırlara da riayet etmesi gerekecektir.
    Ayrıca alım yükümlülüğünün yanında bayiye stok yapıp ürünleri hazırda bulundurma yükümlülüğü de sözleşme ile yüklenebilir. Böylelikle bayi her daim elinde malını hazır bulundurarak satış ve sürümü artırma faaliyetini daha hızlı bir şekilde yapabilecektir.

b. Sürümü Arttırma ve Satış Yükümlülüğü
Bayilik sözleşmelerinde, bayinin veya münhasır satış hakkı tanınmış olan münhasır bayinin esasen en önemli borcu, dağıtımını üstlendiği malların sürümünü arttırmak ve geliştirmek için faaliyetlerde bulunmaktır. Sözleşmede ayrıca belirtilmese de bayilik sözleşmesiyle bayi, bölgede mümkün olduğunca fazla sürümün sağlanması
için faaliyette bulunmakla yükümlü olacaktır. Sürümü artırma ile kastedilen bayinin bulunduğu bölgede, şayet sözleşmenin tarafı olan üreticinin müşteri grubu yoksa yeni bir müşteri grubu oluşturmak ya da olan müşteri grubunun genişletilmesiyle üreticinin mallarına olan rağbeti artırmaktır. Böylelikle bayi hem kendi karını artırmış olmakla
hem de üreticinin mallarının pazarda tanınmasını ve daimi olarak talep edilmesini sağlamaktadır.
Bayinin asli görevi üreticiden satın aldığı malları satmak olduğundan, gereken satışın yapılması için müşteri çevresinin malları satın alabileceği bir satış yeri açması, bu malların varlığından haberdar olunmasını sağlamak ve satış yerinin müşteri çevresince tanınması için reklam yapması gerekir. Bayi kendi adına ve hesabına hareket eden bağımsız bir tacir olduğundan, sözleşmede aksine bir hüküm yoksa reklam masrafları da kendisine ait olacaktır.


c. Üreticinin Menfaatlerini Koruma Yükümlülüğü
Güven üzerine düzenlenmiş olan bayilik sözleşmesinde, sürekli bir ilişki kurarak para kazanma amacını güden taraflardan, mal satma ve sürümü artırma taahhüdü altına giren, büyük sorumluluğu üstlenen bayidir. Bu sorumlulukla bayi pazarlama ve sürümü artırma faaliyetlerinde bulunurken üreticinin menfaatlerini gözeterek hareket
etmek zorundadır. Gerek yaptığı reklamlar açısından gerek müşteri hizmetlerini yerine getirirken kendi menfaatini düşünerek kaliteli bir hizmet vereceği göz önüne alınsa da öncelikli olarak sağlayıcının menfaatini düşünmelidir.
Menfaati koruma borcu kapsamında bayinin üreticiye karşı bilgi verme, sır saklama ve rekabet yapmama borcu da doğacaktır. Bayilik sözleşmesinde bayi, üreticinin menfaatini korumakla yükümlü olduğundan bu kapsamda; sözleşme
süresince satış, pazar ve müşteri çevresi ile ilgili daima üreticiye bilgi vermeli, aradaki anlaşma nedeniyle öğrendiği, üretici firmanın sattığı ürün içeriği ve pazarlama politikasını başkalarıyla paylaşmamalı ve üreticinin rakiplerine ait muadil ürünleri de satmaması gereklidir.

d. Müşteri Hizmetlerini Yerine Getirme Yükümlüğü
Bu yükümlülük yan edim yükümlülüğündendir. Bu yükümlülüğün kapsamının sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olması önem arz etmektedir. Aksi takdirde bayi açıkça kararlaştırılmayan hususlar bakımından zorlanamayacağı gibi müşteri
hizmetlerinin gerektirdiği yükümlülüğün kapsamını belirlemek de güçleşecektir. Müşteri hizmetlerini yerine getirme yükümlülüğü; satış öncesi satış gerçekleştirmek için her müşteriyle eşit şekilde ilgilenmek ve isteklerini yerine getirmek
şeklinde yerine getirilebileceği gibi satış işlemi gerçekleştirildikten sonra üreticinin mallarıyla ilgili oluşan sorunlarda onun ihtiyaçlarını karşılama şeklinde de yerine getirilebilir. Yani bayinin sorumluluğu üreticiden aldığı malın satışını gerçekleştirmekle bitmemekte mal ile ilgili satış sonrasında ortaya çıkan gereksinim ile yine bizzat bayi ilgilenmektedir.
Sözleşmede müşteri hizmetlerini yerine getirme yükümlülüğü açısından bayiye istisna tanınmış olabilir. İstisna başka bir bölge yahut ülkeden satın alınmış bir malın garanti kapsamında değiştirilmesi, bakımı ve onarımının yapılması için bayinin sorumlu olmaması şeklinde tanınmış olabilir. Örnek vermek gerekirse garanti kapsamında onarımın yapılmayacağına ilişkin düzenleme örneği Apple marka ürünlerde mevcuttur. Amerika mağazasından alınan bir mal Türkiye’de Apple korumasıyla garanti kapsamında bulunmamaktadır. Apple ürünü Türkiye bayisi servise kabul etse dahi
garanti kapsamında müşteri hizmetlerinden faydalandırmamakta ve müşteriden ayrıca bir bedel talep etmektedir.

D. BAYİLİK SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ

  1. SÖZLEŞMENİN KENDİLİĞİNDEN SONA ERMESİ
    a. Sözleşmede belirlenen sürenin dolması
    Bayilik sözleşmelerinde taraflar sözleşmenin sona erme anını, gün, ay, yıl gibi belirli bir tarih olarak kararlaştırabilirler. Bu durumda belirlenen tarihte sözleşme kendiliğinden sona erecektir. Ancak taraflar, sözleşmede uzatma kaydına yer
    vermişlerse, bu durumda sözleşme sürenin sona ermesi ile kendiliğinden sona ermez. Öngörülen uzatma kaydına göre, kararlaştırılan sürenin bitmesinden önce belirli bir süre içinde taraflardan herhangi biri bayilik sözleşmesine devam etmek istediğini açıkladığı takdirde sözleşme belirsiz bir süre için kendiliğinden uzamış sayılmaktadır.

b. Ölüm, Ehliyet Kaybı, İflas ve Diğer Sebepler
Taraflarda bayinin kişisel özelliklerinde meydana gelecek değişimler, tarafların arasındaki sözleşme ilişkisine de doğrudan yansıyacağından, ölümü veya ehliyet kaybı sözleşmenin kendiliğinden sona ermesine yol açacaktır. Üretici açısından ise, ölümü ya da ehliyet kaybı sözleşmeyi sona erdirmeyecektir.
İflasın ise her iki tarafta gerçekleşmesi de sözleşmeyi kendiliğinden sona erdirecektir. Üreticinin veya bayinin iflası halinde de sözleşmenin sona ermesi gerekmektedir. Zira Bayi iflas etmişse, üreticiden yeni mal alımı yapamayacağı gibi,
üreticinin iflası halinde bayiye ürün teslimatı yapılamayacağı ve dağıtımın tehlikeye gireceği açıkça ortadadır. Dolayısıyla iflas hangi tarafta meydana gelirse gelsin sözleşmeyi kendiliğinden sona erdirecektir. Sayılanların dışında taraflar kendi şahıslarına ait birtakım sebeplerle de bayilik sözleşmesini sona erdirebilirler. Bu şahsi durumlar; yaşlılık, hastalık, yerleşim yerinin değişmesi, uzun bir süre sonra işten çekilme arzusu gibi sebepler fesih için önemli sayılabilecektir.

  1. SÖZLEŞMENİN TARAFLARCA SONA ERDİRİLMESİ
    a. Tarafların anlaşması ile sözleşmenin sona erdirilmesi (İkale)
    Bayilik sözleşmesi ister belirli süreli olsun ister belirsiz süreli, taraflar anlaşarak her zaman sözleşmeyi sona erdirebilirler. Sözleşmenin anlaşarak sona erdirilmesi kural olarak herhangi bir şekle bağlı değildir.

b. Fesih

Fesih, sürekli borç ilişkisi doğuran bir sözleşmenin ileriye etkili olarak taraflardan birinin tek taraflı yöneltilmesi gerekli bir irade beyanı ile sona erdirilmesidir. Fesih, sürekli borç ilişkisinin ifayı engelleyecek herhangi bir sebep olmaksızın sona erdirilebilmesi ile bir sebebin veya özel bir ifa engelinin varlığı halinde bu sebebe dayanılarak sona erdirilebilmesi açısından olağan (süreli, bildirimli fesih) ve olağanüstü (süresiz, bildirimsiz) fesih olmak üzere ikiye ayrılır.

(1) Olağan Fesih (Süreli, Bildirimli Fesih)
Olağan fesih, belirsiz süreli bir borç ilişkisinin, taraflardan birinin herhangi bir sebebe dayanmasına gerek olmaksızın tek taraflı yöneltilmesi gerekli irade beyanı ile ileriye etkili olarak sona erdirmesidir. Olağan fesih, kural olarak, belirsiz süreli franchise sözleşmeleri için söz konusu olur. Ancak taraflar belirli süreli franchise sözleşmeleri için de sözleşmeye hüküm koyarak olağan fesih yoluna başvurulabileceğini kararlaştırabilir.
Yukarıda da açıklandığı üzere bayilik sözleşmesi, taraflarca açıkça bir süre kararlaştırılmadığı veya belirli bir süre kararlaştırılmış olmakla birlikte daha sonra sözleşmenin belirsiz bir süre için uzadığının kabul edildiği hallerde belirsiz süreli olur. Bu hallerde, bayilik sözleşmesinde taraflar, olağan fesih hakkını kullanarak sözleşmeyi sona erdirebilirler.
Olağan fesih, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak bayilik sözleşmesinde tarafların tacir olması halinde fesih bildiriminin TTK madde 18’de yer alan “noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile” şeklindeki düzenlemeye uygun yapılması gerekmektedir. Olağan fesihte taraflar mutlaka bildirimle karşı tarafa süre vermelidir. Yani sözleşme, karşı tarafa bildirimde bulunduğu tarihte feshedilmez, bu bildirimle karşı tarafa makul bir süre verilerek hazırlıklarını yapması için zaman tanınır ve makul sürenin sona erdiği tarihte de sözleşme feshedilmiş olur. Olağan fesih yolunu kullanırken yeterli ihbar süresini vermeyerek sözleşmeyi feshetmiş olan taraf diğer tarafın fiili zararı ve kar mahrumiyeti zararından sorumlu olur.

(2) Olağanüstü Fesih (Haklı nedenle derhal fesih)
Olağanüstü fesih, belirli veya belirsiz süreli borç ilişkilerinin taraflardan biri tarafından haklı bir sebep ile vaktinden önce, ileriye etkili olarak sona erdirilmesidir. Taraflarca önceden öngörülemeyen bazı durumların ortaya çıkmış olması, taraflardan birinin borçlarını yerine getirmemesi gibi bir sebep taraflardan sözleşmeyi sürdürmelerini dürüstlük kuralına göre haklı kılmıyor ise, sözleşme olağanüstü fesih yoluyla sona erdirilebilir. Taraflar nelerin haklı nedenle derhal fesih hakkını doğuracağını sözleşmede sayarak belirleyebilecekleri gibi, herhangi bir belirleme yapmaksızın nelerin haklı nedenle derhal fesih hakkını doğuracağını somut olayın koşullarına da bırakabilirler. Ancak belirtmekte fayda vardır ki taraflar sözleşmede bir takım durumlar saymış olsalar bile bu durumun taraflar arasındaki güven ilişkisini sarsarak sözleşmeyi çekilmez hale getirip getirmediğinin hâkim tarafından incelenmesi gerekir. Bu konuda örnek Yargıtay kararı şu şekildedir; “…Bayilik sözleşmesinin olağanüstü feshi, belirli veya belirsiz süreli sözleşmelerin haklı sebeplere dayanılarak ileriye etkili şekilde ve ihbar süresi verilmeden derhal sona erdirilmesidir. Ancak taraflar arasında ortaya çıkan her sorun haklı sebep sayılamaz. Bu konuda haklı sebebin yerinde olup olmadığını takdir yetkisi TMK’ nın m. 4 gereğince hukuka ve hakkaniyete göre hâkime aittir. Haklı sebebin takdirinde sözleşmenin tarafları arasında çıkan sorun ile buna uygulanacak yaptırım arasında orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmalı ve olağanüstü fesih son çare
olarak düşünülmelidir.” (Yargıtay 19. HD, 2016/5707 E., 2016/12723 K., 28.9.2016 T.) Bayilik sözleşmesinde bir tarafın sözleşmeyi feshetmesinin nedeni diğer tarafın sözleşmeye aykırı ve kusurlu davranışına dayanmakta ise diğer taraf, fiili zararı ve yoksun kalınan kârı ödemekle yükümlü olacaktır. Örneğin bayinin rekabet yapmama yükümlülüğüne aykırı olarak sözleşme konusu ürünlerin farklı markalara ait muadillerini satmaya başlaması ve bu şekilde sürüm ve pazarlama yükümlülüğünü yerine getirememesi ya da üreticinin münhasır bayilik için belirlenen bölgesini hiçe sayarak doğrudan doğruya oradaki müşterilere mal satması, diğer tarafın kusuruna dayalı haklı nedenle derhal fesih hakkını doğurabilir.

E. SÖZLEŞMENİN SONA ERMESİNİN SONUÇLARI

  1. Münferit Satış Sözleşmelerine Etkisi
    Bayilik sözleşmelerinin olağan fesih bildirimi, belirlenen sürenin dolması veya taraflardan birinin ölümü, iflası, kısıtlanması nedenlerine dayalı olarak son bulması halinde, sona erme hali meydana gelene kadar yapılmış münferit satış sözleşmeleri geçerliliğini korumaya devam eder; olağan fesih yapılmış ise sözleşme fesih bildirim tarihine kadar devam edeceği için eğer geçerli şekilde kurulan ve henüz ifa edilmemiş münferit satış sözleşmeleri var ise yeni siparişler verilebilmeli ve bu siparişler yerine getirilmelidir.
    Sözleşme haklı nedenle derhal fesih ile feshedilmişse, bayilik sözleşmesinin sona ermesine sebebiyet veren davranış münferit satış sözleşmelerinin ifasına engel olacak ağırlıkta değilse sözleşme ifası yerine getirilmelidir. Örneğin; sözleşmenin feshinin sebebi bayinin satış ve sürümü artırma faaliyetini yerine getirmekte yeterince çaba göstermemesi ise bu durumda sözleşme sonuna kadar münferit satış sözleşmeleri ifa edilmelidir.
  2. Stok Malların Geri Alınması
    Bayinin sözleşmenin sona ermesiyle stok yaptığı mallara ilişkin tacir olarak risklere katlanması gerektiği, kural olarak, söylenebilir. Ancak tarafların kurdukları sözleşmede stokta kalan malların geri alınacağı açıkça kararlaştırılmış ise veya ürünün niteliğinden stokta mal bulundurmak bayi için bir zorunluluk ise bu durumlarda bayi, bu malları rekabet etmeme yükümlülüğünden kaynaklı sözleşme sona erdikten sonra satamayacağı için stokta kalan mallar üretici tarafından geri alma yükümlülüğüne istinaden geri alınacaktır.
  1. Belge ve Malzemelerin Geri Verilmesi
    Sözleşmenin sona ermesiyle bayi, sürümü artırma faaliyetlerini yerine getirmek üzere kendisine verilen belge ve malzemeleri geri vermekle yükümlüdür. Tarafların belge ve malzemeleri geri verme yükümlülüğü yalnızca ücretsiz verilen mallar için geçerlidir. Bayi belge ve malzemeleri gereği gibi muhafaza etmemiş ve bu sebeple malzemeler zarar görmüş veya kaybolmuş ise üreticinin doğan zararını gidermekle yükümlü olacaktır.
  2. Denkleştirme Talebi
    Üretici, sözleşmenin sona ermesinden sonra da, bayinin, mallarının satımı için oluşturmuş olduğu müşteri çevresinden yararlanmaya devam edecektir. Bu durum da üretici lehine bir durum yaratacaktır. Bu nedenle, sözleşme sona erdikten sonra kendisine bırakılan müşteri çevresi için üreticinin bu müşteri çevresini oluşturan ve sözleşmenin sona ermesiyle artık bu müşteri çevresinden yararlanamayacak olan bayiye “denkleştirme bedeli” ödemesi gerekecektir.
  3. Sözleşme Sonrası Rekabet Etmeme Yükümlülüğü
    Sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça sözleşme sonrası bayinin üretici ile rekabet yasağı bulunmamaktadır. Ancak taraflar sözleşmede, sözleşme sona erdikten sonra da rekabet edilmeyeceğine ilişkin hükme yer verebilirler. Bu durumda bayinin ekonomik özgürlüğünü aşırı ölçüde kısıtlayan kayıtlar kesin hükümsüz olacaktır. Bayilik sözleşmesinde kararlaştırılmış olan bir rekabet yasağı hükmü var ise TBK’nın madde 444-447 hükümleri arasında düzenlenen hizmet sözleşmesiyle ilgili hükümler bayilik sözleşmelerinde yer alan rekabet etmeme yükümlülüklerine de kıyasen
    uygulanabilir.
    Av.Meryem KILIÇ & Av. Yalçın TORUN

UYARI
Web sitemizde yayımlanan yukarıdaki yazılı metnin, eser sahipliği hakları Av.Yalçın
TORUN’a ve Av.Meryem KILIÇ’a aittir. Bu yazılı metin hak sahipliğinin tespiti
amacıyla zaman içerikli elektronik imza ile muhafaza edilmektedir. Sitemizdeki yazılı
metinler avukat meslektaşlarımız tarafından dilekçelerinde serbestçe kullanılabilir,
fakat metinlerin tamamının, bir kısmının veya özetinin atıf yapılmaksızın başka web
sitelerinde yayınlanmasına iznimiz yoktur