DEPREMİN İŞÇİ-İŞVEREN İLİŞKİSİNE ETKİSİ VE SÖZLEŞMENİN KARŞILIKLI FESHİ

1.Giriş

Ülkemizde meydana gelen deprem felaketi hayatın her alanına etki etmekle birlikte iş hayatını da son derece etkiledi. Gerek deprem bölgesinde yer alan işyerlerinin hasara uğraması nedeniyle faaliyetlerine devam edememeleri gerek de işçilerin sağlık sorunları yaşamaları nedeniyle iş görme edimine devam edememeleri iş ilişkisinin nasıl devam edeceği konusunda soru işaretlerine neden oldu. Bu yazımızda özellikle depremin iş ilişkisini sona erdirme şekilleri irdelenecektir

2.Zorunluluk Haline Dayanılarak İş Sözleşmesinin Feshi

Deprem nedeniyle işyeri veya işyerine ulaşımı sağlayan yollar hasara uğramışsa işçi çalışamayacaktır. Bu durumda zorunluluk haline dayanılarak iş sözleşmesi hem işveren hem de işçi tarafından feshedilebilir. İş Kanunu madde 24’te işçinin haklı nedenle fesih hakkı, madde 25’te ise işverenin haklı nedenle fesih hakkı düzenlenmiştir. Söz konusu maddelerin ilgili bölümleri şu şekildedir;

Madde 24- İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa süresi belirli olsun veya olmasın işçi, iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir.”

Madde 25– İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde süresi belirli olsun veya olmasın işveren iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir.”

Söz konusu maddelerde “zorunluluk hali” düzenleme altına alınmış olup deprem de yargısal içtihatlarla zorunluluk hali olarak kabul edilmiştir. Deprem nedeniyle işçinin 1 hafta veya daha fazla çalışamaması halinde hem işçiye hem de işverene iş sözleşmesini haklı nedenle derhal fesih hakkı tanınmıştır. Fakat iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilse de işverenin, bekleme süresi içerisinde bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ve kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü yine de doğacaktır. Emsal karar şu şekildedir;

’’Sel, kar, deprem gibi doğal olaylar nedeniyle ulaşımın kesilmesi, salgın hastalık sebebiyle karantina uygulaması gibi durumlar zorlayıcı nedenlerdir. İşçinin iş sözleşmesinin zorlayıcı nedenlerle 25/III bendi uyarınca feshi halinde, işverenin bildirim şartına uyma ya da ihbar tazminatı yükümlülükleri bulunmamaktadır. Ancak, 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi uyarınca  kıdem  tazminatının ödenmesi gerekir.’’(Yargıtay Kararı – 9. HD., E. 2016/3450 K. 2018/14618 T. 3.7.2018)

3.İşçinin Sağlık Sorunları Nedeniyle İş Sözleşmesinin Feshi

Yıkım etkisi oldukça büyük olan deprem nedeniyle birçok vatandaşımız maalesef yaralanmış, bu yaralanma nedeniyle de işçilerin işlerine devam edememeleri gündeme gelmiştir.

Deprem işçinin kusuru olmaksızın sağlık sorunu yaşamasına neden olduğundan işçinin kıdemine göre  işçi altı aydan ay çalışmış ise  sekiz hafta, altı aydan bir buçuk yıla kadar çalışmış ise  on hafta, bir buçuk yıldan  üç  yıla kadar çalışmış ise  on iki hafta, üç yıldan fazla çalışmış ise  on dört hafta geçtikten sonra  bildirimsiz olarak feshedebilecektir. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret ödenmeyecek, yalnızca kıdem tazminatı ödenecektir.

İş Kanununa göre işçinin işverenden  izin almaksızın veya haklı sebebi olmaksızın   arka arkaya 3 işi günü işine devam etmemesi ya da bir aylık süre içerisinde 5 iş günü işine devam etmemesi durumları işveren tarafından haklı fesih nedeni olarak düzenlenmiştir. Ancak deprem nedeniyle işçinin sağlığı zarar gördüğü takdirde işçinin geçerli bir mazereti ortaya çıktığından, bu durumda işverenin fesih hakkının doğabilmesi daha uzun süreye bağlanmıştır. İş Kanunu madde 25/I şu şekildedir;

“Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:

I- Sağlık sebepleri:

a)İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa yakalanması veya engelli hâle gelmesi durumunda, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi.

(…)

(a) alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar. …. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemez.”

Deprem işçinin kusuru olmaksızın sağlık sorunu yaşamasına neden olduğundan işçinin kıdemine göre  işçi altı aydan ay çalışmış ise  sekiz hafta, altı aydan bir buçuk yıla kadar çalışmış ise  on hafta, bir buçuk yıldan  üç  yıla kadar çalışmış ise  on iki hafta, üç yıldan fazla çalışmış ise  on dört hafta geçtikten sonra  bildirimsiz olarak feshedebilecektir. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret ödenmeyecek, yalnızca kıdem tazminatı ödenecektir.

4.Depremden Sonra Hasara Uğramadığı Halde İşyerinin Kapatılması, İşverene Haklı Nedenle Fesih Hakkı Vermemektedir.

Hasar görmeyen ya da işyerine ulaşımı sağlayan yollarda da hasar bulunmayan işyerinin işveren tarafından kapatılması halinde, işçinin iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilemez. Eğer işveren işyerini kapatıp da işçiyi çalıştırmazsa bu durumda ihbar tazminatı da dahil tüm işçilik alacaklarını ödemek zorunda kalacaktır. Emsal karar şu şekildedir;

‘’Davacı işçi, davalı işverenin işyerini kapatması nedeniyle iş sözleşmesini feshettiğinden söz ederek ihbar kıdem tazminatları ile bir kısım işçilik alacağı isteminde bulunmuştur. Zorlayıcı sebepler tüketici olarak sayılmamakla birlikte gerek öğreti, gerek uygulamada sel, kar, deprem gibi doğal olaylar ile sokağa çıkma karantina gibi devlet otoritesi ile yapılan sınırlamalar sayılabilir. İşçi böyle hallerde ihbar tazminatına hak kazanamaz. İşyerinin kapatılmasının ise iş sözleşmesine etkisi farklıdır. Çünkü işyerinin kapatılması o işyerinde, faaliyetin kesin ve devamlı olarak son bulmasıdır. (4857 Kanunu m. 29/IV) İşletme riskini işçi değil işveren taşır.’’ (Yargıtay Kararı – 9. HD., E. 2007/16205 K. 2008/10253 T. 25.04.2008)

5.Deprem sonrası TBMM Onayına Sunulan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi

a.Depremden zarar gören işyerlerine işverenin bildirimde bulunması şartıyla uygunluk tespiti tamamlanması beklenmeksizin kısa çalışma ödeneği verileceği,

b.Ahlak ve iyiniyete uymayan haller ile belirli süreli iş sözleşmelerinde  sürenin sona ermesi halleri dışında işveren tarafından iş sözleşmesinin sonlandırılamayacağı,

c.Olağanüstü hal süresi içerisinde kalmak şartıyla işsiz kalan işçiler için günlük 133,44 TL nakdi hizmet desteğinin işsizlik sigortası fonundan karşılanacağı hususu düzenlenmiş olup,  TBMM’den onay beklemektedir.  

Avukat Meryem KILIÇ

                                                                                               Avukat ve Arabulucu Yalçın TORUN

 

Tel:0312 432 56 78 – 0505 621 99 92

 

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir