Doğal Haklar

1948 Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi bütün insanları vazgeçilemez
haklarından ve insan onurundan bahsetmektedir. Böyle bir ifade şekli çağdaş felsefe
metinleri kapsamında çok zaman saçma ve anlamsız bulunmaktadır. Bu ifade şekli
propaganda olarak da görülmektedir. Bazı düşünürler bu ifade şeklini politik bir
yaklaşım olarak ta görmektedir. Bu bakış açısına göre İnsan Haklarını dile ait
Statükoism olarak adlandırmaktadır. Yani ne yazılıysa belgelerde veya mevzuatta
haklar onlardır. Bu da yaşadığın ülkeye bağlıdır, yaşadığın ülke topraklarında hak ne
olarak tanımlandı ve verildiyse odur. Bu noktada doğal haklar söylemi önem
kazanmaktadır. Doğal haklar nedir. Bir söyleme göre doğal haklar insanın seçtiği
haklardır. Fakat böyle bir ifade tarzı doğal haklar yaklaşımındaki doğallığı zedeler.
Diğer taraftan doğal hakların detayına inildiğinde başka hakkı seçme imkanımızın
olmadığı da görülür. İnsan olarak ondan başka seçim yapamayız. Bir toplumun doğal
hakları çiğnemesi demek, maddi anlamda bizlerin arzularını yok etmesi demektir.
Doğal haklar teorisine tarihten buyana karşı çıkışlar mevcuttur. Özellikle doğal haklar
listesinin değişik olmasının iki ana temeli vardır; birincisi doğal haklar üzerindeki
anlaşmazlıktan değil toplumsal durumların farklı değerlendirilmesinden
kaynaklanmaktadır. Yaşlılık aylığı doğal hak mıdır? diye sorarsak; buna verilecek
cevap sosyal güvenlik hakkının değerlendirilmesine göre değişmektedir. İkinci temel
sebep ise daha derindir. Buna toplumsal bilinçsizlik diyebiliriz. Bir köle özgür
olmasına ilişkin bilincini kaybetmiştir. Bu bilinçsizlik ve içerleme onun kendinden
nefret etmesine sebep olur. Doğal hak dediğimiz zaman biz olana değil olması
gereken haklara başvururuz. Bilinçsizlik değil bilinçli olarak nelerin doğal hak olması
gerektiği tespit edilmelidir. O zaman doğal haklar bastırılan dürtülerin, bilince geri
getirilmesi çabasının ürünüdür. Gene doğal haklar bu anlamda insanların kendi
üzerinde yarattığı kendinden nefret etmesiyle mücadele etmesinin ve direnmesinin
ürünüdür. Bazıları bunu kısmen yapar yani bir köle yaşama hakkı olduğunu fakat
özgür olmadığını düşünür. İşte bu düşünce tarzı farklı doğal haklar listesinin ortaya
çıkmasına sebep olur.

“Hakla”, “doğal” kelimesini bir araya getirmek üzerinde düşünülürse bunu
özgürlük hareketlerinin ürettiği düşünülür. “Hak” etik, “doğal” ise fiziksel biyolojik ve
psikolojik anlamları olan bir kelimelerdir. Doğal hak kelimesi bizim bilinç altı

isteklerimizle süper egonun bastırılması savaşını, yada süper egonun bilinç altı
isteklerimizi bastırmasını ifade etmek için kullanılmaktadır. Böyle bir terim özgürlük ve
güvenlik talebini ifade eder. Doğal haklar süreci tarihsel bir gelişim göstermiştir.
İnsanlar işsiz kaldıklarında çalışma hakkını, farklı düşündüklerinde sesini
çıkaramadıkları zaman ifade özgürlüğü haklarını dile getirmişlerdir. Doğal hak
yaklaşımını metafizik olarak değerlendirenler de olmuştur fakat bu yaklaşımda onun
önemini kaybetmesine sebep olamamıştır.

Av. Yalçın TORUN

UYARI
Web sitemizde yayımlanan yukarıdaki yazılı metnin, eser sahipliği hakları Av.Yalçın
TORUN’a aittir. Bu yazılı metin hak sahipliğinin tespiti amacıyla zaman içerikli
elektronik imza ile muhafaza edilmektedir. Sitemizdeki yazılı metinler avukat
meslektaşlarımız tarafından dilekçelerinde serbestçe kullanılabilir, fakat metinlerin
tamamının, bir kısmının veya özetinin atıf yapılmaksızın başka web sitelerinde
yayınlanmasına iznimiz yoktur

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir