ZİYNET ALACAĞI DAVASI

A.KAVRAM


Ziynet alacağı davasının amacı düğünde takılan ziynet eşyalarının kime ait olacağının tespiti ve kendisine ait olmayan ziynet eşyasını iktisap eden eşten iadesini sağlamaktır. Bu dava boşanma davasının eki niteliğinde olmayıp boşanma davası olmaksızın da eşler arasında ortaya çıkan ziynet alacaklarına ilişkin olarak evlilik birliği devam ederken de açılabilmektedir. Bu dava ziynet eşyalarının rızası dışında elinden çıktığını iddia eden eş tarafından diğer eşe veyahut da üçüncü kişilere karşı açılabilir.

B.GÖREVLİ MAHKEME

Bu davanın bağımsız Aile Mahkemesi bulunan yerlerde Aile Mahkemesinde, bağımsız Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekmektedir. Ancak eski Medeni Kanun döneminde boşanma gerçekleşmiş ise ve boşanma tarihinde taraflar arasında mal ayrılığı rejimi geçerli ise artık talep Borçlar Kanununa dayandığından davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olacaktır. Aralarında dini nikâh bulunan ancak resmi nikâh olmadan karı koca gibi yaşayan eşler arasındaki ziynet eşyası alacağına ilişkin talepler ise Türk Medeni Kanunu anlamında bir evlilik ilişkisi olmadığından aile mahkemesi değil fakat asliye hukuk mahkemesinde görülecektir.

C.YETKİLİ MAHKEME

Yetkili mahkeme ise 6100 Sayılı Hukuk muhakemeleri Kanunu madde 6’da da yer verildiği üzere davalı eşin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeridir. (2. Hukuk Dairesi 03.05.2002 4776/5886) Ayrıca bu dava nispi harca tabi olup ziynet eşyalarının değerine göre belirlenecek bir harç yatırılacaktır.

D.İSPAT


Düğün takılarının iadesine ilişkin davalarda ispat külfeti davacı üzerindedir. Davacı, öncelikle dilekçelerinde cins, nitelik, ayar, gram, miktar ve değerlerini ayrı ayrı belirttiği ziynet eşyalarının varlığını ispat etmelidir. Ziynet alacağı davasında en önemli husus, iadesi istenilen ziynet eşyalarının cins, nitelik, ayar, gram, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesidir. Bu konularda eksiklik bulunması halinde mahkeme, davacıya kesin süre vererek açıklama yapmasını isteyecektir. İadesi istenen ziynet eşyaları düğün videoları, düğün fotoğrafları, çeyiz senedi, tanık anlatımları, yemin ve benzeri deliller ile ispat edilebilir. Bu davalarda düğün video ve fotoğraflarının dosyaya sunulması sonrasında kuyumcu bilirkişiden rapor alınmaktadır. Kuyumcu bilirkişi tarafından hazırlanacak bu raporda düğün takılarının değerleri tespit edilmektedir. Bu davalarda davacının, dava konusu düğün takılarının davalı eşte olduğunu da ispatlaması gerekir. Bu husus ise tanık anlatımları, taraflar arasındaki konuşma ve mesajlaşma kayıtları, banka hesap hareketleri, yemin ve
benzeri deliller ile ispat edebilir. Yargıtay’ın ispat konusunda içtihatları ile kabul ettiği özellik arz eden durumlara da dikkat etmek gerekir. Her davanın ispat sorunu kendi içerisinde özellik arz etmekle birlikte Yargıtay’ın kabul ettiği bazı özellik gösteren hususlara değinmekte fayda vardır. Bunlar;
1.Evi terk eden kadının açacağı davada ispat durumu
Evi terk eden kadının ziynet eşyalarını da yanında götürmüş olduğu kabul edilmektedir. Bu kapsamda kural olarak evi kendi rızası ile terk eden kadının, ziynet eşyasını da birlikte götürdüğü kabul edilmektedir. Bu sebeple evi terk eden kadın, ziynet eşyasının evde kaldığını ispatlamak zorundadır. Ancak konuttan kovulan veya şiddete maruz kalıp kendi ailesine sığınmak zorunda kalan kadının, ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü kabul etmek ise mümkün değildir.
2.Ziynet eşyalarının düğün masrafları için ya da evin giderleri için harcanması durumunda açılacak davada ispat durumu
Yine bir başka özelik arz eden ispat durumu da ziynet eşyalarının düğün masrafları ya da evin giderleri için harcanması durumunda erkeğin, kadın tarafından kendisine verilen ziynet eşyalarının geri ödenmek koşuluyla verilmediğini ispat
etmesidir. Yargıtay içtihatlarına göre kadının, ziynet eşyalarını geri almak koşuluyla verdiği kabul edilir. Bu sebeple bu tür durumlarda erkek, kadın tarafından kendisine verilen ziynet eşyalarının geri ödenmek koşuluyla verilmediğini ispat etmek zorundadır. Aksi durumda erkek, düğün takılarını iade etmekle mükellef olacaktır.

  1. Düğünde takılan ziynet eşyalarının kime ait olacağı konusunda ispat durumu
    Hukukumuzda evlilik birliğinin kuruluşu esnasında tarafların yaptıkları törende taraflara takılan ziynet eşyalarının kime ait olacağını gösteren kanuni bir düzenleme mevcut değildir. Bunun belirlenmesinde yöresel örf adet gündeme gelecektir. Kadına, erkek tarafı tarafından takılan ziynet eşyaları bağışlama olarak kabul edildiğinden zaten bu konuda bir tartışma mevcut olmayıp bu eşyalar kadının kabul edilmiştir. Tarafların yaptıkları törende üçüncü kişilerin taktıkları ziynet eşyalarına bakıldığında ise; Kadına takılan ziynet eşyaları kadının kabul edilirken, erkeğe takılan ziynet
    eşyaları konusunda ise o yer örf ve adetlerinin araştırılması gerekecektir. Nitekim erkeğe takılan takıların tümünün kadına ait olduğu yöreler mevcuttur. Ancak Yargıtay’ın güncel içtihatlarına bakıldığında Yargıtay o yer örf ve adetlerine göre araştırma yapmaktan ziyade evlilik birliğinin kuruluşu esnasında takılan ziynet eşyaları hangi tarafa takılırsa takılsın kadının kişisel eşyası sayılmıştır. Ancak istisnai olarak damada hediye edilen kol saati gibi kişisel eşyalar, erkeğin kişisel malı kabul edilmiştir.

Av. Meryem KILIÇ & Av. Yalçın TORUN

UYARI
Web sitemizde yayımlanan yukarıdaki yazılı metnin, eser sahipliği hakları Av.Yalçın
TORUN’a ve Av.Meryem KILIÇ’a aittir. Bu yazılı metin hak sahipliğinin tespiti
amacıyla zaman içerikli elektronik imza ile muhafaza edilmektedir. Sitemizdeki yazılı
metinler avukat meslektaşlarımız tarafından dilekçelerinde serbestçe kullanılabilir,
fakat metinlerin tamamının, bir kısmının veya özetinin atıf yapılmaksızın başka web
sitelerinde yayınlanmasına iznimiz yoktur.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir