TORUN HUKUK BÜROSU
Av.Yalçın TORUN
Kızılırmak Mah. 1071 Plaza
1443. Cad.NO:25/B Blok, Daire 27
Tel/Fax:0312 432 56 78
torunhukukburosu@gmail.comÇankaya/ANKARA

Deprem Sonrası Yıkılan Binalarda Cezai Sorumluluk

1. Giriş

Ülkemizde çok sayıda aktif fay bulunmakta olup; ülkemizin hemen hemen her bölgesinde depremler yaşanmaktadır. Ülkemizde yaşanan son depremler nedeniyle binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiş ve hem maddi hem de manevi olarak birçok zarar meydana gelmiştir. Deprem neticesinde zararın oluşmaması veya en aza indirilmesi maksadıyla binaların yürürlükte bulunan mevzuata uygun bir şekilde yapılması ve bu yapıların mevzuata uygunluğunun denetlenmesi elzemdir. Bu gerekliliğe uymayarak binaların yıkılmasında kusuru bulunanların cezai sorumluluğu mevcuttur.

2. Depremde binaların yıkılması sebebiyle gerçekleşen ölüm ve yaralanmalardan kimler sorumludur ?

Her olayın özelliğine göre değişmekle birlikte yıkılan yapılarda gerçekleşen ölüm ve yaralanmalarda genel olarak;

a. Yapının, tesisatı ve malzemeleri ile birlikte, Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa edilmesini denetlemekle görevli olan fenni mimar ve mühendislerin (fenni mesul),

b.Yürürlükteki kurallara uygun bir inşaat yaptırmak bakımından sorumlu olan müteahhidin,

c. Bina inşaatının projeye uygunluğunu denetlenmekle görevli belediye yetkililerinin, (yapı ruhsatını düzenleyen, ruhsatı kontrol eden,yapı kullanma izin belgesinde bina mahallini tetkik eden belediye fen memurları) cezai sorumluluğu bulunmaktadır.

ç.Ayrıca bina tamamlandıktan sonra yapılan tadilat nedeniyle yapının depremde yıkılmasına sebebiyet veren kişilerin de kuşkusuz cezai sorumluluğu mevcuttur.

3. Oluşabilecek suçların değerlendirilmesi

Somut olayın durumuna göre depremde yıkılan yapıların inşasından ve denetiminden sorumlu kişiler, kusurları ve nedensellik bağıyla ilişkili olarak kasten öldürmenin/yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi suçu, taksirle öldürme ve taksirle yaralama suçlarını işledikleri gerekçesi ile cezalandırılabilirler. Ayrıca görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan kamu görevlisi, görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle cezalandırılabilir.

a. Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçu

“Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçu kişinin hukuksal olarak yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı yapmaması nedeniyle ölüm sonucunun doğmasına neden olmasıdır.

TCK madde 83’te ” Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir. İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin; Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması, önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması, gerekir.” şeklinde belirtilmiştir.

Müteahhitin, inşaatta görevli olan diğer kişilerin ve yapıları denetlemekle yükümlü olan denetim sorumlularının kanundan veya sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini gerçekleştirmemesi neticesinde “Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçu” oluşabilecektir.

Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçu, kasten işlenebilen bir suç olmakla birlikte bu suç olası kastla da işlenebilir. Failin saiki veya amacı önem taşımaz. Yani fail olası kast durumunda, deprem nedeniyle yapının yıkılacağını öngörmesine rağmen, sonucun meydana gelmesini göze almakta adeta “olursa olsun” biçimindeki bir düşünceyle hareket etmektedir ve durumda da kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunun manevi unsuru oluşmaktadır.

Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.

b. Taksirle Öldürme suçu

Failin kendisine yüklenen dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı kusurlu davranışı nedeniyle öngörülebilir nitelikte bir neticenin “öngörülemeyerek” bir kimsenin hayatına son verilmesi durumunda “Taksirle Öldürme” suçu oluşmaktadır.

Taksirle ölüme neden olma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 85. Maddesinde” Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Depremde yıkılan binaların inşasından ve denetiminden sorumlu kişiler deprem neticesinde yapıların yıkılacağını öngöremediği, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir hareketle bu fiilleri işlediği durumda basit taksirle öldürme suçunun manevi unsuru oluşur. Ancak kanaatimizce yapıların yıkılmasında kusuru bulunan bu kişilerin yapıların deprem sonucunda yıkılacağını öngöremedikleri iddiası kabul edilmesi çok da olası bir durum değildir. Yargıtay da bu durumlarda genel olarak faillerin basit taksirle değil bilinçli taksirle hareket ettiği görüşündedir.

Bilinçli taksirle ölüme neden olma suçunda; yapılan kusurlu davranış ile bir kimsenin ölebileceğinin fail tarafından “öngörülmesine” rağmen, bir şey olmayacağı inancıyla eylemin yapılmasıdır. Bilinçli taksir durumunda fail deprem neticesiyle oluşabilecek sonucu öngörmekte ancak bu durumun gerçekleşmesini istememesine rağmen kural ihlali yaparak hareket etmektedir.

Bilinçli taksirle ilgili olarak TCK madde 22/3’te ” Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bilinçli taksirle adam öldüren kişi, taksirle öldürme suçunda alacağı cezanın 1/3 ile 1/2 arasında arttırılması ile belirlenir. Başka bir anlatımla yapıların yıkılmasında kusuru bulunan ve bunun neticesinde insanların ölmesine veya yaralanmasına neden olanlar bilinçli taksirle hareket etmeleri durumunda alacakları cezalar 1/3 ile 1/2 arasında arttırılır.

c. Taksirle yaralama suçu

Taksirle yaralama suçu TCK madde 89’da “Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde belirtilmiştir.

Taksirle yaralama suçunda da yukarıda belirtilen taksirle öldürme suçunda olduğu gibi suçun manevi unsurunun basit taksir mi bilinçli taksir mi olduğunun değerlendirilmesi gerekmektedir. Basit taksirde failin öngörülebilir nitelikteki neticeyi öngörmemesi, bilinçli taksirde ise gerçekleşen sonucun, fail tarafından öngörüldüğü hâlde gerçekleşmesinin istenmemesi durumunda gerçekleşecektir.

Yargılama yapılan makamlarca, depremde yıkılan binaların inşasından ve denetiminden sorumlu kişilerin kusurları incelenirken depremde yıkılan binalar neticesinde oluşan yaralanmalarda basit taksirle mi yoksa bilinçli taksirle mi hareket edildiği değerlendirilecek ve yapılan bu değerlendirme neticesinde cezalandırma yapılacaktır.

ç. Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi

“Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi” suçu kişinin hukuksal olarak yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı yapmaması nedeniyle ölüm sonucunun doğmasına neden olmasıdır.

TCK madde 89’da “Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu hükmün uygulanmasında kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine ilişkin koşullar göz önünde bulundurulur.” şeklinde belirtilmiştir.

Müteahhidin, inşaatta görevli olan diğer kişilerin ve yapıları denetlemekle yükümlü olan denetim sorumlularının kanundan veya sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini gerçekleştirmemesi neticesinde vatandaşların yaralanması meydana geldiğinde “Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi suçu” oluşabilecektir.

d. Görevi Kötüye Kullanma Suçu

Kamu görevlilerinin görevlerinin görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olma durumlarında , örneğin zadece konutun yıkılması, vatandaşın malının zarar görmesi vbg. durumlarda görevi kötüye kullanma suçu da oluşabilecektir.

4. Depremde yıkılan yapılarda cezai sorumluluğa ilişkin verilen örnek kararlar aşağıdadır.

a. Kararın özeti: Yıkılan binada fenni mesül olan kişinin, müteahhidin ve denetim görevinde ihmali olan görevli personelin, binanın yıkılması sonucunda meydana gelen ölüm ve yaralanmalar bakımından hakklarında bilinçli taksirle hareket ettikleri değerlendirilerek birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması sebebiyle taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek suçundan cezalandırılmaları hakkındadır.

Yargıtay Kararı – 12. CD., E. 2020/9591 K. 2022/6292 T. 6.10.20221997- ” sanık …’nin yıkılan binanın “fenni mesulü” olduğu, ancak fenni mesul olmaktan kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği, dolayısıyla binanın yıkılmasına neden olan imalat hatalarından sorumlu olduğu, binanın yıkılması sonucunda meydana gelen ölüm ve yaralanmalar bakımından dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal eden ihmali davranışının müessir olduğu,

sanık …’ın söz konusu binanın sahibi ve müteahhidi olarak yapımdan sorumlu olduğu halde, yürürlükteki kurallara uygun bir inşaat yaptırmamak bakımından kendisine düşen dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle sorumlu olduğu, somut olayda, …Apartmanı için statik hesap ve raporu ile mimari ve statik proje sorumlusu olmadığı halde yapı ruhsatı verildiği, mimari ve statik proje sorumlusu ile statik hesap ve raporu olmayan bir bina ile ilgili ruhsat veren, bu hususta üzerlerine düşen dikkat ve özeni göstermeyen belediye görevlilerinin, meydana gelen ölüm ve yaralanmalar bakımından cezai sorumlulukları yoluna gidilmesi gerektiği sonucuna varıldığı,” şeklindedir.

b. Kararın özeti: Yıkılan binanın mimari ve statik projesini çizen, aynı zamanda fenni mesül olan kişinin, müteahhidin ve statik hesap ve raporu olmayan bina ile ilgili ruhsat veren, ve bu hususta üzerlerine düşen dikkat ve özeni göstermeyen ilgili belediye personelinin, binanın yıkılması sonucunda meydana gelen ölüm ve yaralanmalar bakımından dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal eden ihmali davranışı nedeniyle basit taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması sebebiyle cezalandırılmaları hakkındadır.

Yargıtay Kararı – 12. CD., E. 2020/4932 K. 2022/1321 T. 23.2.2022 ” sanık …’ın yıkılan binanın mimari ve statik projesini çizdiği, aynı zamanda yapının fenni mesülü olduğu, bu konuda taahhütname verdiği, ancak fenni mesul olmaktan kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği, dolayısıyla binanın yıkılmasına neden olmaktan kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği, dolayısıyla binanın yıkılmasına neden olan imalat hatalarından sorumlu olduğu, binanın yıkılması sonucunda meydana gelen ölüm ve yaralanmalar bakımından dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal eden ihmali davranışının müessir olduğu,(…) sanık …’ın söz konusu binanın sahibi ve müteahhidi olarak yapımından sorumlu olduğu halde yürürlükteki kurallarına uygun bir inşaat yaptırmak bakımından kendi üzerine düşen dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle sorumlu olduğu, sanığın imalatında gerekli dikkat ve özeni göstermediği binanın yıkılabileceğini öngörmediği sonucuna varılması gerektiği, dolayısıyla bina sahibi olan sanığın binanın yıkılmasından dolayı taksirinin bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği,(…) …apartmanı için zemin raporu ile statik hesap ve raporu olmadığı halde yapı ruhsatı verildiği tespit edilmiştir. Statik hesap ve raporu olmayan bir bina ile ilgili ruhsat veren, bu hususta üzerlerine düşen dikkat ve özeni göstermeyen ilgili belediye personeli …, … ve …’in meydana gelen ölüm ve yaralanmalar bakımından cezai sorumlulukları yoluna gidilmesi gerektiği, bu nedenle belediye görevlilerinin taksirleri hakkında yapılacak değerlendirmede bu hususun dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştır. Buna göre, somut olayda meydana gelen neticeler bakımından birden fazla kişinin taksirli davranışlarını müessir olduğu ve bu nedenle sanıkların sorumluluklarının belirlenmesinde Türk Ceza Kanunun taksirli suçlarda şahsi sorumluluk esasını getiren “birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir.” şeklindeki 22. maddesinin beşinci fıkrasının göz önünde bulundurulması gerektiği, görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklindedir.

c. Kararın özeti: Binadaki kolon eksikliğinin inşaatın yapım aşamasında oluşan bir eksiklik olması durumunda yapı müteahhidinin ve fenni sorumlusunun asli kusurlu olduğu, bina tamamlandıktan sonra oluşan bir eksiklik olması halinde ise tadilatı yapan kişinin asli kusurlu olacağı değerlendirilmiştir.

Yargıtay Kararı – 12. CD., E. 2020/4170 K. 2021/2742 T. 17.3.2021, “bilirkişi raporları ile proje verilerine göre 16 adet olan kolon sayısının 14 adet olarak tespit edildiği, ayrıca yine bilirkişi raporu gereğince kolon eksikliğinin, binanın deprem karşısında tepki vermemesinin ve çökmesinin en büyük nedenlerinden olabileceği, bu hususa ilişkin olarak dosyada herhangi bir araştırmanın yapılmadığı, söz konusu kolon eksikliğinin inşaatın yapım aşamasında oluşan bir eksiklik olması durumunda yapı müteahhidinin ve fenni sorumlusunun asli kusurlu olduğu, bina tamamlandıktan sonra oluşan bir eksiklik olması halinde ise tadilatı yapan kişinin asli kusurlu olacağının belirtildiği,” şeklindedir.

5. Sonuç

Deprem nedeniyle binaların yıkılmasına ilişkin binanın inşasında ve denetimi esnasında üzerine düşen ödevleri yerine getirmeyenlerin kusuru ile binaların yıkılması neticesinde gerçekleşen ölüm ve yaralanmalar veya maddi zararın oluşması arasında bir nedensellik bağının bulunması durumunda kasten öldürmenin/yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi suçu, taksirle öldürme, taksirle yaralama ve kamu görevlileri açısından görevi kötüye kullanma suçları bakımından ilgililerin cezai sorumluluğuna gidebilmektedir. Bu hususta mağdur olan kişilerin hukuki menfaatleri hukuk düzenimizce koruma altına alınmıştır.

Arb.Av.Yalçın TORUN

Av.Semih Ali GÜLER

Tel:0312 432 56 78 – 0505 621 99 92

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir